BIST 9.771
DOLAR 33,98
EURO 37,67
ALTIN 2.728,39

ZORLAMAYIN PERİNÇEK'TEN DARBECİ ÇIKMAZ

Doğu Perinçek'in "yeteri kadar oy almanız muktedir olmanıza kafi değil" anlamına gelen sözleri tartışılıyor. Peki antiemperyalist, darbe karşıtı Perinçek sahiden "darbe iması"nda mı bulundu?..

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e “darbeci” denmiş..
Ömrü darbelerle mücadele ile geçmiş bir politik hareketin liderine “darbeci” imasında bulunmak da rasyonel zekaya hakaret olacak..   
Fikren desteklese bile “antidemokratik” bulduğu için hiçbir dönemde içinde olmadığını, yakın tarihi takip eden herkes bilecektir..

Daha açık bir örek vereyim.. Eminim 28 Şubat sürecinde, Batı Çalışma Grubu’nun “irtica” tehdidi olarak ortaya attığı argümanların tamamına katılıyordu Perinçek..
Ama FETÖ, “Ergenekon Çuvalı”na koyup cezaevine attığında mahkeme başkanına açıkça “Darbeci Generallerin Karşısındayız” diyecek ve yargılandığı davayı değil onu yargıladığını zanneden paralel yapının darbeciliğini hakimin yüzüne haykıracaktı.. 
Özellikle son, en son 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ortaya koymuş olduğu darbe karşıtı tavrıyla herhangi bir darbe ya da darbeciye eyvallah etmeyeceğini çok açık biçimde ortaya koyduğunu biliyoruz, değil mi?.. Bugünün tatlı su demokratları, darbecilere “başbakanlığa teşne” oldukları mesajı yollarken, o aslanlar gibi “bu bir Amerikan darbesidir, geçit vermeyin” diye haykırıp ortalığı ayağa kaldırmıştı.. 
**
Neyse… Gelelim konumuza..

Ne oldu da koptu kıyamet?..
Perinçek’in Flash TV’de söylediği ve mealen; “..Yeteri kadar oy almak, o hareketi iktidar yapmaz..” anlamındaki sözlerinden yola çıkarak hedef almışlar..
“..oy toplamakla yapamayacağınız şeyler var..” anlamındaki sözlerinden bir darbe iması çıkarılmış belli ki..
**
Bu bizim demokrasi tarihimizin en ciddi açmazlarından biridir dostlar..

Demokrasi bize, hepimize, sana-bana en ideal idare biçimi olarak yutturulduğu için, tartışılması sinirinizi bozuyor, biliyorum..
Ama o “ideal” demokrasinin, işte böyle deve dişi gibi açmazları var..
Ve Perinçek bu açmazlara dikkat çekiyor..
**
Daha açık konuşalım mı?..
Örneğin bir kentin çöplerini kimin toplayacağına demokrasiyi tesis ederek karar vermenin hiçbir sakıncası yok..
Kim çok daha iyi çöp toplayacağına insanları ikna ederse o toplasın..
Yolları kimin yapacağına, en iyi sağlık hizmetini kimin getireceğine..
Tümüne demokratik yollardan karar verebiliriz..
Peki ya “ulusal güvenlik” riski taşıyan meselelerde?..
**
Lütfen siz de kendi kendinize sorun..
Demokrasi ana başlığı altında sırf insanlar daha fazla oy verdiler ülkeyi bölmeyi hedefleyen bir partinin başa gelmesini içinize sindirebilir misiniz?.. 
Mesela PKK’nın siyasi kanadı DEM Parti, teknik olarak bir Cumhurbaşkanı adayı çıkartır ve istediği ittifakları da sağlarsa, adayını Beştepe’ye taşıyabilir, doğru mu?.. 
Yani PKK demokratik enstrümanları kullanarak ülkenin yönetimine teknik olarak gelebilir mi, elbette gelebilir..  
Peki sonra ne olacak?
Avrupa birliği yerel yönetimler özerklik şartı üzerindeki çekincelerimizi, yürütmenin başı olarak kaldırabilir mi?  Kaldırabilir..  
İstediği sandalye desteğini de alırsa, anayasayı değiştirebilir mi?.. Değiştirebilir ..
Bir gece yatarız üniter devlet olarak bir sabah kalkmışız bakmışız ki federasyonuz.. Bizim memleket bölünmüş eyaletlere, her eyaletin kendi silahlı gücü olmuş, kendi bayrağı olmuş..  Karadeniz başka birinde güneydoğu Anadolu başka birinde Ege başka birinde kalmış ..
Olmaz mı?..
Siyaset bilimcilerin içinden çıkamadıkları açmaz işte tam da bu.. Çoğunluğun baskısı, baskı gruplarıyla çizilen istikamet, popülist politikalara açık olması, karar alma süreçlerinin yavaşlığı (referandumlar, plebisitler, seçimler, sandıklar vs..) Ve en önemlisi, taç giyen başın akıllanmasını beklerken zıvanadan da çıkabilme ihtimalinin olması..
**
En tartışmalı kısmı ise bilinenin aksine kayıp hakların telafisi için doğru adres değildir demokrasi.. Evet başörtüsü sorunundan, ana dilin kullanımına kadar pek çok problem, demokratik kazanımlar eliyle çözülmüştür.. Ama burada liderlerin kim olduğu da önemlidir..
Zira,  demokrasi yüksek atanın kazancağı bir sistem olduğu için, çözülmese çözülmezdi yani.. Çoğunluğun iradesi egemen olur ve azınlıkların hakları da göz ardı edilebilirdi..
**
Sözün özü..  

Bir iktidar gelirse seçimle..
PKK’nın hakimiyet elde etmesine imkan sağlayacak bir manzara ortaya çıkarsa ne yapacağız?.. FETÖ’nin yeniden güç kazanmasını sağlayacak bir parti iktidara gelirse.. Ülkenin bölünmesine yol açacak adımlar atılırsa, üniter yapımız tehdit altında olursa, Avrupa birliği yerel yönetimler özerklik şartı üzerindeki şerhler kaldırılırsa ne yapacağız biz arkadaş?..

Perinçek de, “olmaz öyle şey” demiş kestirip atmış işte..
Başka başka şeyler aramayın o sözlerin altında..