BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Zonaro geri döndü

II. Abdülhamid'in saray ressamlarından olan Fausto Zonaro, 93 yıl sonra İstanbul'a tablolarıyla döndü

Abone ol

İstanbul'u konu alan yüzlerce tabloya imza atan ünlü ressamın eserleri Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'nde sergilenmeye başlandı. 1891'den 1910'a kadar İstanbul'da yaşayan ve Sultan II. Abdülhamid'in saray ressamı olan Zonaro, padişahın tahttan indirilmesinden sonra görevinden azledilerek İstanbul'u buruk bir şekilde terk edip ülkesine dönmüştü. İstanbul'da kaldığı süre içinde yüzlerce resim yapan sanatçının, toplumun sosyo-kültürel dokularını, kadın ve asker portrelerini, İstanbul'un merkezi semtleri ve su kenarı manzaralarını resmetmeyi tercih ettiği tabloları izleyeni bir asır öncesinin İstanbul'una yolculuğa çıkarıyor. Ayrıca sergiye Erol Makzume ve Osman Öndeş'in birlikte hazırladıkları Zonaro'yla ilgili ilk kapsamlı yayın olan "Osmanlı Saray Ressamı Fausto Zonaro" adlı, Zonaro'nun hayat öyküsüyle birlikte, 400'ü aşkın resmi ve eşi Elisa Zonaro'nun o yıllarda çektiği 200 kadar fotoğrafın yer aldığı bir de kitap eşlik ediyor. İtalya'dan İstanbul'a Zonaro, küçük yaşlarda kendini gösteren çizim yeteneği üzerine kendini bu yolda geliştirmek adına babasının da desteğini alarak çizim okullarına devam eder. O dönemin tanınmış ressamlarıyla aynı okulda eğitimine devam eden Zonaro, daha sonra Napoleone Nani idaresindeki Verona Cignaroli Akademisi'nde sanat hayatına yön verir. Zonaro ressamlık kariyerine Venedik'te başlar, burada küçük bir resim okulu kurup ve izlenimci teknikle yaptığı küçük resimleri turistlere satarak geçimini sağlamaya çalışır. Zonaro 1891'de, Edmondo De Amicis'in Costantinopoli'sini okuduktan sonra, öğrencisi ve sevgilisi Elisabetta Pante'nin ardı sıra şansını denemek üzere Türkiye'ye gelir. Eserleri beğenildi Zonaro'nun uluslararası diplomasi çevreleriyle ilişkilerinin bir sonucu olarak, Rus Büyükelçisi Nelidov, Sultan II. Abdülhamid'e, Zonaro'nun "Ertuğrul'un Galata'dan Uğurlanması" adlı tablosunu sunar. Eseri çok beğenen Sultan Abdülhamid, 1896 yılında Zonaro'yu "Ressam-ı Hazret-i Şehriyarî" unvanıyla saray ressamlığına getirerek ödüllendirir. Sarayın sipariş ettiği ve Türklerle Yunanlılar arasındaki 1897 savaşını konu alan bir resmi tamamladıktan sonra, Sultan Abdülhamid Zonaro'ya Osmani nişanı verir ve ona Akaretler'de bir de konak armağan eder. İstanbul'a buruk veda Osmanlı Devleti dağılma sürecine girmiş ve 1909'da Enver Bey ve arkadaşlarının idaresindeki devrimci Jön Türkler, padişahı sürgüne zorlayarak sarayı dağıtmıştır. Enver Bey'le yakın dostluğu bile Zonaro'yu bu yıkımdan kurtarmaya yetmez; sanatçının Zonaro'nun sarayına el konur. Zonaro üzgün ve hayal kırıklığına uğramış olarak İtalya'ya dönmeye karar verir. Zonaro, İtalya'da Belle Epoque üslubunun başkenti San Remo'da yaşamayı tercih eder ve burada hem İtalyan, hem Fransız sahil bölgelerinin resimlerini yapar, bunun yanı sıra San Remo'ya gelen aristokratların ve zengin müşterilerin sayısız portresini çizer. Küskün saray ressamı 1929'da San Remo'da hayatını kaybeder. O ünlü resim sergide yok! Sultan II. Abdülhamit'in saray ressamı Fausto Zonaro'nun 80 eserinin yer aldığı sergi için İtalya'daki müze ve koleksiyonlardan resimler getirilmesine rağmen TBMM'ye bağlı Milli Saraylar Daire Başkanlığı, Dolmabahçe Sarayı'nda bulunan söz konusu Zonaro tablolarını sergiye vermedi. UEFA Kupası ikinci tur karşılaşmasında Panathinaikos taraftarlarına karşı Fenerbahçeli taraftarların açtıkları pankartta yer alan Fatih'in İstanbul'a girişini tasvir eden Zonaro tablosu sanatseverlerin meraklı bekleyişlerine rağmen sergide yer almıyor. Ayrıca Zonaro'nun saray ressamı olmasını sağlayan 'Ertuğrul'un Galata'dan Uğurlanması' resmi de Dolmabahçe Sarayı'nın vermediği eserlerden biri.