BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,40
ALTIN 2.944,34
HABER /  SAĞLIK

Zona (gece yanığı) hastalığı nedir uzmanlar uyarıyor

Halk arasında gece yanığı olarak bilinen ve ağırlıklı olarak 40 yaş üzerinde görülen Zona hastalığı hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzm. Dr. Gonca Soyuduru, bu hastalığın HIV enfeksiyonunun ilk belirtisi olarak ortaya çıkabileceği konusunda uyardı.

Abone ol

Zona hastalığı, su çiçeği virüsü olan ‘varisella zoster’ virüsünün sebep olduğu ve suçiçeği geçiren kişilerde ortaya çıkan bir hastalıktır. Dr. Soyuduru ise, genelde 40 yaş üzerinde görülen hastalığın nadiren çocuklarda da görülebileceğini belirtti.

Zona döküntüleri oluşmadan hemen önce halsizlik ve hafif ateşin olabileceğini de ifade eden Soyuduru, hastalığın belirtilerinin kaşıntı, hassasiyet ve ağrı olduğunu söyledi. Soyuduru, hastalığın HIV enfeksiyonunun ilk belirtisi olarak ortaya çıkabileceğine de dikkat çekti. 

Kaşıntı ve ağrı ile başlar
Hastalık ile ilgili bilgiler veren Uzm. Dr. Soyuduru, "Zona, halk arasındaki adıyla gece yanığı, suçiçeği virüsü olan varisella zoster virüsünün sebep olduğu ve suçiçeği geçiren kişilerde ortaya çıkan bir hastalıktır. Suçiçeği enfeksiyonu sonrası virüs, sıklıkla gövdedeki sinir köklerinde inaktif olarak kalır. Bağışıklık sisteminin çeşitli nedenlerle zayıflaması sonrası yerleştiği sinir boyunca çoğalır ve deriye ulaşır."

"Hastaların 3'te 2'si 40 yaş üzerindedir; fakat nadiren çocuklarda da görülebilir. Zona döküntüleri oluşmadan hemen önce halsizlik ve hafif ateş olabilir. Belirtiler kaşıntı, hassasiyet veya ağrı ile başlar. Ağrı yaygın, bölgesel veya yansıyan ağrı şeklinde olabilir. Tutulum bölgesine göre akciğer veya kalp hastalıkları, safra kesesi hastalıkları veya böbrek hastalıklarında oluşan ağrı ile karışabilir. Ağrı ile döküntülerin gelişmesi arasındaki süre 10 günü bulabilse de ortalama 3-5 gündür. Döküntüler genellikle vücudun bir tarafını tutan kızarık ufak kabarıklıklar şeklinde başlar. Zamanla bu kabarıklıklar büyüyerek içi sıvı dolu yapılara dönüşür. Birkaç gün içinde bu yapılar kabuklanır ve 1-2 hafta içinde dökülür. Tüm deri belirtilerinin ortadan kalkması 2-4 hafta kadar sürebilir" dedi. 

Hangi ilaçlarla tedavisi yapılıyor?
Tedavide antiviral ilaçların döküntüler başladıktan sonra 72 saat içerisinde kullanılması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Gonca Soyuduru, "Zona tanısı genellikle hasta öyküsü ve fizik muayene ile konur. Zonanın tipik tek taraflı döküntüsü ve eşlik eden ağrı veya karıncalanma hissi tanı koyulmasında büyük öneme sahiptir. Hastalığın başlangıcındaki ağrı farklı hastalıklarla karışabilir. Döküntüler oluştuktan sonra tanı genellikle kolaydır; fakat egzama veya uçuk virüsünün yaptığı deri döküntüleriyle karışabilir."

"Çoğunlukla gerek duyulmamakla birlikte kan tetkikinde virüse karşı vücudun ürettiği antikor adı verilen savunma maddelerinde yükseklik, tanıda kullanılabilir. Tanının kesinleştirilmesi ise sıvı dolu kabarcıklardan alınan örnekte virüsün tespitiyle mümkündür. Zona tedavisinde; kurutucu losyonlar ve antibiyotikli kremlerin yanı sıra ağrı kesici, B vitamini ve antiviral adı verilen virüsü hedef alarak iyileşmeyi hızlandıran, ağrının daha hızlı ortadan kalkmasını sağlayan ilaçlar kullanılmaktadır. Tedavide antiviral ilaçların döküntüler başladıktan sonra 72 saat içerisinde kullanılması gerekmektedir" diye konuştu. 

HIV enfeksiyonunun belirtisi olabilir
Şiddetli hastalık sonrasında deri belirtilerinin iz bırakarak iyileşebileceğini de aktaran Soyuduru, "Zona birkaç gün rahatsızlığa neden olan fakat genellikle komplikasyonsuz olarak iyileşen, kendini sınırlayan, bölgesel bir hastalıktır. Zona sonrası ağrı veya yanma, karıncalanma gibi his bozukluklarının devam etmesi, genellikle yaşlı hastalarda görülen bir komplikasyondur. Bağışıklık sisteminde yetmezlik olan hastalarda, kanser hastalarında ve HIV virüsü olan hastalarda hastalık yaygın ve şiddetli seyredebilir. Hastalık, HIV enfeksiyonunun ilk belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Şiddetli hastalık sonrası deri belirtileri iz bırakarak iyileşebilir. Zonayı düşündüren belirtiler gösterenlerin en kısa zamanda bir hekime başvurarak, tedaviye kısa sürede başlaması hastalığın daha hafif ve komplikasyonsuz bir şekilde atlatılmasını sağlayacaktır" şeklinde konuştu.