BIST 9.368
DOLAR 34,51
EURO 36,16
ALTIN 2.985,98
HABER /  GÜNCEL

Ziya Selçuk'tan sosyal medya uyarısı!

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sosyal medya uyarısında bulundu. Sakarya'da konuşan Ziya Selçuk, "Günümüzde 'parlayan nesne sendromu' yaşanıyor. Sürekli bir şeyleri parlatıp çocukları sosyal medyada oyalıyorlar" dedi.

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Adapazarı'ndaki bir otelde düzenlediği 'Ortak Akıl Arama Konferansı'na katıldı. Burada konuşan Bakan Selçuk, 'parlayan nesne sendromu' yaşandığını ve çocukların sosyal medyada oyalandığını belirterek, "Çok fazla popüler eğitim akımları var.

Geçenlerde kullandığım bir kavram vardı; 'parlayan nesne sendromu'. Günümüzde o kadar çok parlayan şey var ki sürekli bir şeyi parlatıyorlar, oraya bakıyorlar, buraya bakıyorlar. Çocukları sosyal medyada oyalıyorlar. Reklamlar hep aynı şeyi yapıyor ve ne parlatılıyorsa bizim dikkatimiz oraya yönleniyor. Bizim aslında biraz gözümüzü kapatmak, içimize dönmek ve içeriden dışarı bir harekete yönelmek, aşağıdan yukarı doğru harekete yönelmekle; gizem felsefesinde bir şey vardır, der ki, doğan her şeyin hareketi yukarıdan aşağıya doğru olur. Biz eğer bir akıl yürüteceksek aşağıdan yukarı doğru büyütmemiz gerekiyor. Bunları bir ön koşul olarak almamız lazım" dedi.

TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇMAK İÇİN...Bakan Selçuk, Türkiye'nin dünyada eğitim konusunda önünü açmak için uğraşacaklarını kaydederek şunları söyledi:

"Tekillik çağı; dijital, fiziksel ve biyolojik olanın, üçünün aynı bedende buluşacağı çağdan söz ediliyor. Bu çağ bizim için elbette tedirgin edici. Bu elbette müjdeler de taşıyor içinde. Eğer biz eğitim sistemini OECD'nin söylediği gibi sadece akıl yürütüp eleştirel düşünmek gibi birkaç konu üzerinde tahmin etme becerisi yürütüp, bir ülkenin eğitim başarısını ölçersek çok sağlıklı bir ölçme yapmış olmayız. Bizim daha bütünsel bir değerlendirmeye ihtiyacımız var.

Bizim bir gelecek tasavvurumuz olmak zorunda. Bunu beslemek için ne lazımsa bir fedakârlık yapmamız lazım. Böyle gelmiş böyle gider şeklinde bir bakış açısıyla Türkiye'nin geç kaldığı bir nokta yaşarız. Bizim Türkiye'nin eğitim sistemini yönetmek, Sakarya'nın eğitim sistemini yönetmek gibi bir problemimiz olmaz; bizim asıl derdimiz küresel rekabet etmek ve Türkiye'nin dünyada önünü açmak. Bir iddia sahibi olan Türkiye'ye dönüşmektir."