BIST 9.949
DOLAR 35,26
EURO 36,72
ALTIN 2.982,58
HABER /  GÜNCEL

Zihninizi zinde tutun...

Araştırmalar, Türkiye ve benzeri gelişmekte olan ülkelerde neredeyse 'Alzheimer Salgını' olacağını gösteriyor.

Abone ol

Alzheimer Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Emre, ortalama yaşam beklentisindeki artışa dikkati çekerek, "gelecek 10-15 yıl içinde Bu salgına hazırlıklı olmamız lazım'' dedi. Prof. Dr. Emre, yaptığı açıklamada, 65 yaşın üzerinde Alzheimer görülme sıklığının yüzde 5 olduğunu vurgulayarak, ''Her 20 kişiden biri Alzheimer hastası. Bu, hiç de azımsanacak bir oran değil. Türkiye için, yaklaşık 200-250 bin Alzheimer hastasının varlığı demek'' diye konuştu. Gelişmiş ülkelerde ortalama yaşam beklentisinin 85-88 olduğunu, Türkiye'de ise bu beklentinin 57'lerden 68'lere, hatta kadınlarda 70'e çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Emre, şunları kaydetti: ''Epidemiyolojik araştırmalar, işte bu yüzden, gelecek 10-15 yıl içinde Türkiye ve benzeri gelişmekte olan ülkelerde neredeyse 'Alzheimer Salgını' olacağını gösteriyor. Bu salgına hazırlıklı olmamız lazım. ABD'de, 4.5 milyon Alzheimer hastası var.'' "Ruh hastalığı değil" Alzheimer ile ilgili yanlışlara da değinen Prof. Dr. Emre, hastalığın öncelikle çoğu insanın sandığı gibi bir ''ruh hastalığı'' değil, ''beyin hastalığı'' olduğunu söyledi. Yavaş ve son derece sinsi ilerleyen bu hastalığın, başlangıçtaki en sık belirtisinin ''unutkanlık'' olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Emre, şöyle devam etti: ''Unutkanlık ile kastedilen, anormal derece unutkanlık. Alzheimer hastaları, dün ne yaptığını hatırlamazlar fakat ilkokul dönemini hatırlayabilirler veya dramatik bir şekilde detay hatırlarlar. Ama o gün ne yaptıklarını asla söyleyemezler. Sık sık kaybolurlar. Bildikleri, tanıdıkları yerlerde, kendi mahallelerinde kaybolurlar. Yanılsamalar içindedirler. Hayaller görürler. En dramatik olanı ise yakınlarının kendi yakınları olmadığını düşünürler.'' Alzheimer olup olmadığını anlamaya çalışanlara, ''Lütfen filmi alıp, doktorlarınıza koşmayın'' diye seslenen Prof. Dr. Emre, kesin teşhisin beyinden alınan parçaya, mikroskop altında biyopsi yapılmasıyla konulabildiğini belirtti. Zihinleri zinde tutmanın yolu Hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavinin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Emre, buna karşın belli bir süre hastalığın ilerleme hızını durduracak ya da yavaşlatacak bazı yeni ilaçlar bulunduğunu bildirdi. Hastalıkla mücadele etmek ve beyni, belleği ve hafızayı diri tutmak için belli başlı yöntemler olduğunu anlatan Prof. Dr. Emre, bunları şöyle sıraladı: "Bulmaca çözün, el becerisi isteyen işlere yönelin. Maket yapımı, marangozluk, kadınlarda da örgü, nakış son derece faydalı uğraşlardır. Bol bol okuyun ve televizyonda bilgi içeren belgeselleri seyretmeye özen gösterin. Hayattan kopmayın, inzivaya çekilmeyin. Bol bol yürüyüş yapın ve doğadan kopuk yaşamayın.''