Gazeteci yazar Turan Kışlakçı, Fransa'da mültecilerin sorunlarına dikkat çekti.
Abone olTuran Kışlakçı, Fransa'da mültecilerin ikinci sınıf muamele gördüklerini, Zidane'nin bile Fransa'da tutunamadığını açıkladı. Kışlakçı, 'Zidane gibi birisi ikinci sınıf muamele görüyorsa, alt sınıfı siz düşünün' dedi.
24 TV’de Murat Çiçek’in moderatörlüğünü yaptığı ‘Açık Görüş’ programına Prof. Dr. Mensur Akgün, Oğuz Çelikkol ve Turan Kışlakçı katıldı. Programda Paris’te mizah dergisine yapılan terör saldırısı ve İslamofobi konuşuldu.
ZİDANE GİBİ BİRİSİ BUNU DİYORSA...
Anadolu Ajansı’nın (AA) Arapça Yayınlar Genel Koordinatörü Turan Kışlakçı, Avrupa’da, özellikle Fransa’da mültecilere ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığını belirtti. Kışlakçı, Eski Fransız milli futbolcu Zidane’nin de bu ikinci sınıf muameleden yakındığını ve bunun üzerine İspanya’ya gittiğini aktardı. Kışlakçı, şunları söyledi:
“Katar’ın Eşark, el Vatan, bütün gazetelerin köşe yazarlarının yazdıklarına, twitlerine baktım. Çoğunluğunun şikayet ettikleri nokta şu:
Ekonomik nedenlerle mültecilere yapılan sıkıntılar. Çünkü yıllardır o bölgede yaşayan, özellikle Fransa’da yaşayan mülteciler ikinci sınıf insan muamelesi görüyor. Mesela Zidane ile ilgili anlatılan şeyler var. Zidane şuanda İspanya’da. Bir futbol takımının başında. Fransa’da neden tutunamadı? Şundan dolayı; çünkü kendisi verdiği bir röportajda şunu söylemiş: “Fransa’da bu kadar başarı sağlamama rağmen hala ikinci sınıf insan muamelesi görüyorum. Bundan kurtulmak için İspanya’yı tercih ettim.” Bu çok mühim bir şey. Zidane gibi birisi bunu diyorsa, siz diğer 6 milyonluk oradaki bütün o Müslüman veya Mağripli Müslüman olsun, Gayr-i Müslüman olsun önemli değil. Bu coğrafyadan gitmiş bütün insanlar için düşünün bunu. Aynı şeye maruz kaldıklarının bir göstergesi. Tabi alt sınıflar için düşünün. Daha kötü neticeleri var.
SON 2-3 AYDIR FRANSA’DA İLGİNÇ GELİŞMELER YAŞANIYOR
Son 2-3 aydır Fransa’da öyle ilginç gelişmeler oluyor ki aklım almıyor. Mesela bunlardan bir örnek vereyim: 3 ay önce Paris’te yine Suudi Prens tatil için büyük bir heyetle gidiyor. 20 arabalık bir konvoy var, Paris’te geziyor. Fakat Paris’te bir yerde silahlı grup (10’a yakın kişi deniyor, bazı haberlerde 15) konvoyun etrafını kuşatıyor, milyon dolarlarca para o arabalardan alınıyor, kaçırılıyor ve bugüne kadar hala bulunamadı. Hatta o dönemde bazı Fransız gazeteleri şöyle haber geçti; “Musul’da El-Kaide, burada para. Burada güçleniyor” gibisinden.
Son dönemde Paris’te bazı bölgelerde, özellikle aşırı sağcıların yoğunlukta oldukları yerde Müslümanlara yönelik saldırılar, ithamlar, sataşmalar, ki AA muhabiri bayan arkadaşımız geçen hafta metrodayken sözlü sataşmaya maruz kalmıştı.
“SARHOŞ MAĞRİPLİ TEKBİR GETİREREK...”
Yine Noel günü sarhoş bir Mağriplinin arabasıyla 11’e yakın Fransız üzerine arabayı sürdüğünü, (bunlardan birisi de ölmüştü) ve sarhoş olan adam arabayı sürerken “tekbir” getirtiyor. Yine haberde klişe oldu bu. Her saldırıda mutlaka bir “tekbir” çıkıyor.
MEDYA TÜM DİNLERİ ELEŞTİRİYOR AMA...
Batı hakikaten basın özgürlüğü çok had safhada, onu inkar etmiyoruz. Oturuyor Hz. İsa’yı da eleştiriyor, Batı’nın bazı medyası değer tanımıyor. Hem kendi değerlerini tanımıyor, hem diğer bölgeden gelen değerleri de tanımıyor. Bunun içinde Hindu var, Budist var, sadece İslam karşıtı olarak almamak lazım. Baktığımızda bunları da eleştiriyor. Ama sıkıntı şu; Hindu, Budist eleştirilirken Buda’ya ağır bir itham yok. Hinduların Brahmalarına, Vişuya yönelik bir itham yok ama İslam söz konusu olunca direk Peygamber hedef gösteriliyor. İşte sıkıntı burada. Tabi İslam’da hiçbir zaman bir insan kalemle sizi eleştiriyorsa, sizin de cevabınız kalemle olmalı."