BIST 9.900
DOLAR 34,12
EURO 38,12
ALTIN 2.872,54

Zeytin bahçesinde korkutan hasat ölümle burun buruna çalışıyorlar

Zeytin bahçesinde korkutan hasat ölümle burun buruna çalışıyorlar

Hatay’da depremin ortadan ikiye ayırdığı 33 dönümlük zeytin bahçesinde hasat başladı. Depremzede aile, fay hattının devasa bir yarık oluşturduğu bahçede tedirginlik içerisinde hasada devam ediyor.

Zeytin bahçesinde korkutan hasat ölümle burun buruna çalışıyorlar

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’ın Altınözü ilçesi Tepehan Mahallesi’ndeki 33 dönümlük zeytin bahçesi ortadan ikiye ayrılmıştı. Devasa yarığın oluştuğu bahçede 2 uçtaki ağaçların arasında neredeyse 300 metrelik mesafe oluştu ve 200 ağaçta yarık içerisinde kalarak heba oldu. 

Zeytin bahçesinde korkutan hasat ölümle burun buruna çalışıyorlar

Depremin 9. ayında depremzede çiftçiler, fay hattının ikiye ayırdığı tarlada zeytin hasadına başladı. Tedirginlik içerisinde süren hasatta depremzede vatandaşlar, karşı taraftaki ürünlerini nasıl taşıyacaklarını düşünüyor.

Zeytin bahçesinde korkutan hasat ölümle burun buruna çalışıyorlar

“Eskiden güle oynaya çalışıyorduk malımızda, bugün korkuyla topluyoruz”

Deprem öncesi ailesiyle birlikte güle oynaya hasat yaptıkları bahçede bu günte dirgin içerisinde çalıştıklarını dile getiren Ahmet Genç, “Altınözü Tepehan Mahallesi'nde oturuyoruz. Depremden dolayı böyle bir yarık oluştu. Çok aşırı bir korkumuz var. Buralarda toplamaktan, buralarda çalışmaktan bayağı tedirgin oluyoruz. 

Zeytin bahçesinde korkutan hasat ölümle burun buruna çalışıyorlar

Burada bizim tarlamızın dönümü 33 dönüm civarındaydı. Yani en az bizde iki yüz ağaca yakın yarığa gitti. Şu karşı olan taraflar bana ait. Karşı yani üç yüz metre aşağı yukarı ara mesafemiz var. Oraya nasıl gideceğimi ben de bilmiyorum. Bir yol var diyorlar ama bizim tarlaya çıkar mı geçer mi bilmiyorum. Pat patlar gitmiş, Traktörle gitme şansımız var mı onu da bilmiyoruz. Çok zor yani çocuklarla birlikte oraya gitmek, yani buralarda toplamak. Yani ne zaman ne olacağını da bilmez olduk artık. Bu şartlar içinde çalışmak tabii ki çok üzücü. Eskiden güle oynaya çalışıyorduk malımızda, bugün korkuyla topluyoruz. Yani çocuklarımızı getirmekle de bile tedirginiz buraya” dedi.