Unkapanı'na girer girmez yapımcısının tecavüzüne uğradığını söylemişti. O ismi saklayacağım demişti ama şimdi açıkladı.
Abone olGazeteci Bilal Özcan'ın Kanaltürk ekranlarında dün (Pazar) yayınlanan Laf Aramızda programına konuk olan Zerrin Özer gençliğinde, Unkapanı'nda kendisine tecavüz eden kişiyle ilgili sır perdesini araladı.
3 yıl önce yazdığı, 'Bir Sarışın Küçük Kız ' isimli kitabında yaşadığı tecavüz olayını anlatan Zerrin Özer tecavüzcünün kim olduğunu gizlemişti.
Bilal Özcan programda Zerrin Özer'e, tecavüzcünün kimliğini rumuz olarak doğrulattı. İşte ilginç programın o bölümleri…
"Bir genç kız evlenmeden önce bakire olmalı"
Bilal Özcan: Genç kızlığınızda, ablanız Tülay Hanım'ın önayak olmasıyla Unkapanı'na gittiniz. Ve orada hayatınıza damga vuracak çok kötü bir olay yaşadınız. O olayı yıllarca herkesten sakladınız. İzleri silindi mi bu olayın?
Zerrin Özer: Tabii ki silinmedi. Bu mümkün değil, çok derin atılmış bir imza benim hayatımda. Düşünebiliyor musunuz bir genç kızın hayalleri var ve o genç kız hiçbir şekilde şeyi beğenmiyor düğün ritüellerini. Gelinliği nasıl olur, düğün şekeri nasıl olur bunları düşünüyor. Ne kadar da geri kafalılık olsa, ben bir genç kızın evlenmeden önce bakire olmasından yanayım. Ne kadar da çağ atlasak da bana gülseler de ben böyle düşünüyorum. Belki de içimde kalan bir ukde olduğu için böyle, bilemiyorum. Hep kendimi o zamana saklamak istedim, evleneceğim güne. Ama yaşadığım tecavüz olayını kimselere anlatamadım, benim bu durumu anlatmam 10 sene kadar sürdü. Geceleri hep yorganı kafama çekip ağladım. Çünkü kendi kendime dedim ki, eğer ablam böyle bir şeyi duyarsa gider o adamı vurur, annem de kalp krizinden ölür ve benim ailem dağılır. Bunları hep sineye çektim ve bence hayatımın en büyük yanlışını yaptım. Çünkü eğer o zaman bu durumu açıklasaydım o insan da ceza görürdü. Ama ailenizden korkuyorsunuz, sanki kendiniz suç işlemiş gibi. Bir de ben o insanla çalışmak zorundaydım. Yani çok garip ama ben insan hayatında çok büyük tekamüllere yol açan şeyler yaşadım. Hakikaten de yaşadığım hiçbir şeyi atlatmış değilim ve de atlatmış sayılmayacağım. Bu yaşıma kadar hiç kimseye beddua etmedim ama; o insanı da yaradanıma emanet ettim.
"Tecavüz edenin rumuzu: Ü.G"
Bilal Özcan: Kitabınızda size tecavüz eden adamın ismini açıklayacağınızı söylemiştiniz ama açıklamadınız.
Zerrin Özer: Evet onun ismini açıklayacaktım ama; avukatlarımla konuştum ve böyle bir şeyi yapmamam gerektiğini bana söylediler, neden bilmiyorum.
Bilal Özcan: Şimdi size bu kişinin rumuz olarak ismini sorsam bana söyler misiniz? Ben size iki semt ismi vereceğim ve bunların baş harfleri, size tecavüz eden kişinin adının ve soyadının baş harfleri olduğunu eğer doğruysa siz de onaylayın. 'Üsküdar' ve 'Gaziosmanpaşa'. Yani baş harfleri 'Ü' ve 'G'… Şu an Amerika'da. Doğru mu değil mi Zerrin Özer?
"Orhan Gencebay'dan özür dilerim"
Zerrin Özer: Evet doğru. Bu kadar süredir bu gerçeği saklamam doğru değildi. Nerede yaşadığını bilmiyorum. Amerika'da da olabilir başka bir yerde de olabilir, bilmiyorum. Aslında bana yakışan ne biliyor musunuz, rumuzu yerine direkt ismini söylemek. Ama avukatlarım asla böyle bir şey yapmamamı söylediler. Bence bir şeyi ya söylersin ya da söylemezsin. Söylersen de arkasında durman gerekir. Ben bu tarz bir insanım, benim karakterim öyle, bildiğim bir doğru varsa onun için ölüme kadar giderim. Sadece söylediğiniz şey doğrudur, adı ve soyadının baş harfleri 'Ü' ve 'G'dir diyebilirim. Bu olay benim hayatımı alt üst etti. İnsanlar bu olayı bana yapan kişiyi yıllarca başkası zannettiler. Babam gibi sevdiğim sevgili Orhan Gencebay'ın adı bile bu çirkin olaya karıştırıldı. İstemeden, onun adı böyle bir olaya karıştırıldığı için kendisinden özür dilerim.