BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,35
ALTIN 3.031,78
HABER /  GÜNCEL

Zengin - fakir uçurumu büyüyor

Nüfusun en zengin yüzde 20’lik bölümü AB standartlarında yaşarken, geriye kalan yüzde 80'lik bölümü ise ekmek savaşında

Abone ol

Sabah Gazetesi'nden Okan Müderrisoğlu'nun haberine göre, Nüfusun en zengin yüzde 20’lik bölümü AB standartlarında yaşıyor. Tüketim harcamalarının yarısını bu kesim yapıyor

Türkiye'de tüketimin gelir gruplarına göre dağılımı ortaya çıktı. DİE'nin araştırmasına göre, yılda 144 katrilyon liralık tüketim harcamasının 72 katrilyon lirası, nüfusun ilk yüzde 20'lik kesimine ait.

YOKSULUN TÜKETİM MADDESİ

"GIDA" En yoksul yüzde 20'nin toplam tüketimdeki payı ise sadece 7.2 katrilyon lira. İki kesim arasında 10 kat fark var. Yoksullar için tüketimin anlamı "karın doyurmak".

**

13.6 milyon Türk 13.6 milyon Türk'e 10 kat fark atıyor!

DİE'ye göre, gelir düzeyi en yüksek yüzde 20'lik kesim, en alttaki yüzde 20'lik kitleden 10 kat daha fazla para harcıyor. Eğitimde aradaki fark 100 kata kadar çıkıyor.

Türkiye'nin "yoksulluk profili"ni çıkaran Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), yüzde 20'lik nüfus gruplarına göre tüketim harcamalarının dağılımını da belirledi. 2002 yılı itibariyle 18 milyon 441 bin yoksulun bulunduğu Türkiye'de nüfusun en fakir kesimini oluşturan 13.6 milyon kişi eğitim, sağlık, kültür, giyim, ev eşyası harcamasında da "en alttakiler" tablosu çiziyor. Türkiye'nin zenginleri olarak tanımlanabilecek 13.6 milyonluk en üst gelir grubunda ise önceliğin eğitim, kültür, sağlık ve ev harcamalarında olduğu görülüyor. Her iki grup arasında sağlık harcamalarındaki fark, 10 kata kadar çıkıyor. Ulaştırma harcamalarındaki fark 20 kata kadar yükselirken, en vahim fark eğitimde ortaya çıkıyor. Bu sektörde fark 300 kata kadar yükseliyor.

FAKİRİN HALİ

DİE'Nin 2002 yılında toplam tüketilebilir gelir olan 140 katrilyon üzerinden yaptığı araştırmada bu miktarı yüzde 50'lik kısmının nüfusun en üstteki yüzde 20'si tarafından harcandığı belirtildi. Bir başka değişle, en tepedeki yüzde 20'yi temsil eden 13.6 milyon kişi, yaklaşık 70 katrilyonluk bir gelir elde etti. En üstteki yüzde 20'nin geliri yıllık 3,500 doları buldu. Buna karşın en alttaki yüzde 20'yi temsil eden 13.6 milyon kişi ise bu pastadan sadece yüzde 5 pay alabildi. Bu kesimin yıllık tüketilebilir geliri kişi başına 350 dolar seviyesine denk geldi. Ülke genelinde milli gelirin dağılımını yüzde 20'lik nüfus dilimlerine göre saptayan DİE, refah göstergesi olarak tüketim harcamalarının dağılımına da aktı.

Nüfusun en yoksul yüzde 20'lik grubu (13.6 milyon kişi) eğitim harcamalarının ancak binde 31'ini gerçekleştiriyor. En alttakiler, eğlence-kültür harcamalarının yüzde 1.81'ini, sağlık harcamalarının yüzde 4.49'unu, gıda harcamalarının yüzde 10.37'sini, giyim harcamalarının yüzde 3.55'ini, ulaştırma harcamalarının yüzde 2.77'sini, haberleşme harcamalarının yüzde 5.50'sini, lokanta ve otel harcamalarının yüzde 4.96'sını yapabiliyor. En alttakiler yılda 19.5 milyon liralık lokanta ve otel harcaması yapabiliyor.

ZENGİNİN DURUMU

Türkiye içinde İsviçre standardında yaşayan 13.6 milyonluk bir kitle ise tüketim harcamaları bazında bakıldığında hayli ayrıcalıklı bir konumda görünüyor. Türkiye'deki eğitim harcamalarının yüzde 72.93'ünü, eğlence kültür harcamalarının yüzde 72.25'ini, sağlık harcamalarının yüzde 51.59'unu, gıda harcamalarının yüzde 29.99'unu, ev eşyası ve ev bakım hizmetleri harcamalarının yüzde 72.99'unu, giyim harcamalarının yüzde 51.50'sini, ulaştırma harcamalarının yüzde 58.86'sını, haberleşme harcamalarının yüzde 48.99'unu, otel ve lokanta harcamalarının yüzde 45.18'ini zenginler gerçekleştiriyor.