Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Savcı Zekeriya Öz ile ilgili iddialara ilişkin, “Böyle bir tavır içinde olacaksa, o zaman nasıl ki siyas...
Abone olBaşbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Savcı Zekeriya Öz ile ilgili iddialara ilişkin, “Böyle bir tavır içinde olacaksa, o zaman nasıl ki siyasetçiler kendileri hakkındaki iddialar sonucunda istifa müessesesini kullanıyor ise o zaman ben bu savcıyı da istifaya çağırıyorum” dedi.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Ankara’nın Çubuk ilçesi Kaymakamlığını ziyaret etti. Ziyarette İşler, gazetecilerin gündeme dair sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin, Savcı Zekeriya Öz ile ilgili iddialara ilişkin değerlendirme istemesi üzerine İşler, şöyle konuştu:
“Bahsettiğiniz savcının 2-3 haftadır gündemi meşgul etmesi kabul edilebilir bir durum değil. Savcı da bir devlet memurudur, bir bürokrattır. Dolayısıyla her memurun, her bürokratın yapması gerektiği şeyi onunda yapması gerekmektedir ve her konuda biriyle muhalefet partisi gibi adeta cevap vermesi, onlara laf yetiştirmeye kalkması doğru bir yaklaşım değildir. Özellikle sayın Başbakanımız ve iki zaat hakkında ifade ettiği hususlar iddialar yalanlanmıştır. Kendisi hakkında birtakım iddialar bulunmaktadır. Bu şahıs bu iddiaları yanlış ise belgelerini ortaya koyar. Bizzat kendisi diyor ki, ’Bu faturaları kendim ödedim’ o zaman faturaları takdim etsin ama karşı iddiada bulunanlar çarşaf çarşaf farklı faturalar gazetelerde yayınlandı. Dolayısıyla bu şahıs gündemi meşgul etmemelidir eğer bir sıkıntısı varsa kendisi de yargı yoluyla hakkını aramalıdır ama Hükümetlerin muhalefet eden muhalefet partileri olmalıdır. Devlet memurları hükümete adeta muhalefet partisi gibi laf yetiştirme işine kalkışmamalıdır. Eğer böyle bir tavır içinde olacaksa, o zaman nasıl ki siyasetçiler kendileri hakkındaki iddialar sonucunda istifa müessesesini kullanıyor ise o zaman ben bu savcıyı da istifaya çağırıyorum. Eğer çok istiyorsa istifa ettikten sonra herhangi bir siyasi partiye katılır, AK Parti’ye karşı bir sıkıntısı, mücadelesi varsa onu da yürütür."
“KAMU MALINDAN YOLSUZLUK YAPILMIŞ OLSAYDI BU HİZMETLER NASIL YAPILACAKTI”
Ana muhalefet partisinin eleştirileri özellikle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun eleştirileri ile Anayasa Komisyonu 3’te 1 çoğunlukla toplamaya dair bazı açıklamalarla ilgili soruya ise İşler, “Şu an Anayasa Komisyonu’nun toplanacağı konusunda benim bir bilgim yok. Bildiğiniz gibi HSYK meselesi Adalet Komisyonu’nda görüşülüyor. Dün Adalet Bakanımızda eğer bu konuyu isterseniz anayasa değişikliği yaparak da halledebiliriz dedi. Bu konudaki son durumu doğrusu ne tür kararlar verildi, net bilgi bende yok. Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimize yönelik yapmış olduğu birtakım eleştiriler var. Özellikle 17 Aralık operasyonundan sonra partimizi yolsuzlukla, rüşvetle suçlamalar gündemde. Doğru biz bunlara gülüp geçiyoruz. Bizler AK Parti olarak yola çıkarken ‘3 Y’ ile mücadele için çıktık. Bunların başında da yolsuzluk mücadele geliyordu, yoksulla ve yasaklarla mücadele. 11 yılda bu alanda çok büyük mesafeler kat ettik ve biz yolsuzluklarla mücadele ettiğimiz için, hortumları kestiğimiz için 11 yılda yaptığımız yatırımlar ortada. Her alanda büyük kalkınmışlık, gelişmişlik söz konusu eğer yolsuzluk yapılmış olsaydı kamu malından yolsuzluk yapılmış olsaydı bu hizmetler nasıl yapılacaktı. Burada bir şeyin altını çizmekte ben fayda görüyorum. Bu iddia edilen yolsuzluk iddiaları bir defa öncelikle net olarak bilinmesi lazım, kamu malına yönelik yolsuzluk iddiaları değildir. Bunlar bir şahıstan menfaat elde etmeye yönelik bir takım iddialardır. Henüz iddia aşamasındadır. Bunların iddiaları ispatlanmış değildir. Mahkeme süreci devam etmektedir. Bildiğiniz gibi mahkeme sonuçlanana kadar herkes masumdur. Dolayısıyla bu iddia edilen hususlar ispatlanırsa o zaman bu ispatlanan hususlarda kamu malından yapılan yolsuzluklar olmayacaktır. Biz kamu malından yolsuzluk yapılmasıyla şiddetli bir şekilde mücadele ediyoruz. Kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz. Burada da çok büyük başarılar elde ettik 11 yılda. Bundan sonra da inşallah iktidarda olduğumuz sürece bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Dolayısıyla bu ayrımın yapılmasında fayda var” cevabını verdi.
“KENDİ TARİHİNE BAKSIN, AYNAYA BAKSINLAR ORADA KENDİLERİNİ GÖRECEKLERDİR”
İşler, konuşmasına şöyle devam etti:
“Diğer taraftan baktığımız zaman CHP belki yolsuzluk eleştirilerini yapacak en son partidir. Partinin Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu, kendisi genel müdürken yapmış olduğu yolsuzluklar ve kurumu batırmasından dolayı açılan davalardan Rahşan affıyla kurtulmuştur. Kendisinin yolsuzluktan ve kurumu batırmadan dolayı iddialar halen ortadadır. Bütün bunlar dururken bir de son İstanbul adayı gösterilen Mustafa Sarıgül hakkında bildiğiniz gibi 2005 yılında, CHP’den hakkında rapor hazırlanarak, yolsuzluk raporu hazırlanarak partiden ihraç edilen bir şahsı CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterdi. Bu aday gösterme olayı hakkında kamuoyunu tatmin edici bir açıklamayı CHP’den duymadık, sayın Kılıçdaroğlu’ndan da duymadık. Öncelikle CHP bu hususu kamuoyuna bir açıklamalıdır, ondan sonra da eğer yolsuzluk konusunda bize bir eleştiri getirecekse kendi tarihine baksın, aynaya baksınlar orada kendilerini göreceklerdir.”
“BÜTÜN DOSTLARIN EL BİRLİĞİYLE HAREKET ETMESİ LAZIM”
Başbakan’ın Uzakdoğu’da “Bazı masumlar hala içeridedir” ve “28 Şubat post modern, 17 Aralık ise dost modern” açıklamalarıyla ilgili değerlendirme isteyen gazetecilere ise İşler, “O konuda sayın Başbakanımız söylenecek olan sözü söyledi. Eğer gerçekten masum yatan insanlar varsa bu konular yeniden araştırılacak, yeniden yargılama konusunda birtakım partilerin de düşünceleri var. Önümüzdeki günlerde bu konuda da gelişmelerin olacağını düşünüyorum. Hakikaten 28 Şubat darbesi post modern bir darbeydi. Bu 17 Aralık operasyonuna da Başbakanımızı dost modern olarak ifade ettiler. Bence son derece isabetli bir tanımlama oldu. Aslında tabii ki bu yaşanan olayları bizim tasvip etmemiz hiçbir şekilde mümkün değildir. 11 yılda ülkemizde bu kadar gelişmişlik, kalkınmışlık, dostların el ele vermesiyle, elini taşın altına koymasıyla büyük bir başarı elde etmemize bu işbirliği vesile oldu. Dolayısıyla Türkiye’yi düşünen, büyük Türkiye özleyen bütün insanların, bükün dostların el birliğiyle hareket etmesi lazım. Bu 17 Aralık operasyonunda her ne kadar sayın Başbakanımız, AK Parti ve hükümetimiz var ise esas hedefte Türkiye vardır. Türkiye’nin gelişmişliği, kalkınmışlığı vardır. Dolayısıyla bu operasyon bu kirli oyunlar tutarsa kaybeden sadece AK Parti, Başbakanımız ve Hükümetimiz olmayacak. Türkiye kaybedecektir, hepimiz kaybedeceğiz. Dolayısıyla 11 yıldaki kazanımlarımızı koruma adına ben bütün dostları aklıselime ve sağduyuya çağırıyorum. Bir takım olağanüstü olayların yaşandığı günlerden geçiyoruz ama ben milletimizin sağduyusuna güveniyorum. Milletimiz her zaman sağduyu ile hareket etmiştir. Bu yaşanan kirli olayları da çok net bir şekilde görmekte ve bunlara pirim vermemektedir. Bundan dolayı bütün kamuoyu anketlerinde partimize olan ve sayın Başbakanımıza olan güven ve destek devam etmektedir” şeklinde konuştu.
(İHA)