Açığa alınan eski savcı Zekeriya Öz Ergenekon'un 2007'de kendisi için infaz kararı aldığını, Bakanlar Kurulu'nun da bunu kendisinden sakladığını iddia etti.
Abone ol17 – 25 Aralık süreciyle önce Bakırköy’e ardından da Bolu’ya düz savcı olarak atanan, son olarak da açığa alınan savcı Zekeriya Öz, Bugün gazetesinden Nazlı Ilıcak'a flaş açıklamalar yaptı.
Öz, Cemaat'e yakınlığıyla bilinen Ilıcak'a Ergenekon soruşturması sürecinde yaşadıklarını “Ergenekon soruşturmasının başlarında örgüt tarafından ailem ve benim hakkımda infaz kararı verilmiş ve bir çete taşeron olarak görevlendirilmiş” diyerek anlattı. Savcı Öz, sözünü ettiği iddiadan o dönemde haberinin olmadığını ifade etti.
İşte Öz'ün o açıklamalarından çarpıcı satırlar:
"ERDOĞAN'A ÖFKELİ DEĞİLİM..."
Sayın Erdoğan’a öfkeli değilim; ancak kendisinin bana karşı çok öfkeli olduğu kamuoyu önündeki konuşmalarından açıkça anlaşılıyor. Tabii ki, hukuku hiçe sayan uygulamaları ve sözleri nedeniyle ona katılmadığım çok konu var. Kendisini ilgilendirmeyen konularda yaptığım açıklamalardan dolayı bile, hemen hakkımda şikâyetçi oluyor; miting meydanlarında, basın önünde, yakışmayan bir üslûp kullanıyor hâkim ve savcılara karşı ve bu kapsamda bana karşı. Ülkede hukuk askıya alınınca, ne yapılsa suç oluyor.
(...)
BURSA'DAKİ GÖRÜŞME
Bursa’daki görüşmenin sonunda, ayrılırken söylenen sözlerin hangi amaçla sarf edildiğini tam olarak bilemiyorum. Ancak ben bu görüşmenin içeriğinden ve bana söylenen sözlerden, hemen ardından bana bir taarruzun başlamasından, Erdoğan’ın isteği ile gerçekleştiği izlenimini edindim. Son olarak “Bilal Erdoğan’ın soruşturmasını biraz yumuşatamaz mıyız?” dediler. Ben de “O soruşturmalarla ilgim yok. Ona TMK savcılığında, 25 Aralık’tan sonra atanan hükümete yakın 3 savcı bakıyor” cevabını verdim. “Biz senin Adliye’deki ağırlığını biliyoruz ve gördük onun için sana söylüyoruz” diye ısrar ettiler. Bu konuşmaların ardından, otelden ayrıldım. Ertesi akşam şahsıma Başbakan Erdoğan tarafından adeta bir bombardıman başlatıldı ve bu giderek bir linç kampanyasına dönüştürüldü.
Bütün bu linç kampanyaları karşısında benim açtığım davalar takipsizlikle neticeleniyor, mağdur durumda olmama rağmen, Tayyip Erdoğan, sürekli dava açıyor. 8 Ocak 2014 basın açıklamamdan da –iftira attığım gerekçesiyle- şikâyetçi olmuşlar. Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya, HSYK’ya başvurmuş. HSYK savunmamı istedi. Geçmişte bir şiir okuduğu için, eski Türk Ceza Kanunu’nun meşhur 312’nci maddesinden 10 ay ceza alan ve hapis yatan bir kişinin, paylaşılan “Zulm ile abad olanın, sonu berbad olur” sözünden bile rahatsızlık hissedip, şikâyet etmesi karşısında daha ne söylenebilir ki!
"SAVCI ÖZ'E HABER VERMEYİN..."
Benim hiç kimseden veya makamdan zırhlı araç verin diye bir isteğim veya başvurum olmadı. Ama Ergenekon soruşturmasının başlarında örgüt tarafından ailem ve benim hakkımda infaz kararı verilmiş ve bir çete taşeron olarak görevlendirilmiş. Benim bundan haberim yoktu o zaman. Aileme koruma istemem gerektiği söylenince tehdit mi var diye kuşkulandım ve istemek zorunda kaldım. İki ay sonra bir Emniyet görevlisi telefonda konuşurken bu meseleyi tesadüfen duydum ve tehdit olayından haberdar oldum. “Niye haberim yok” diye sorunca; Bakanlar Kurulu’nda “Savcı Öz’e haber vermeyin yoksa çekinebilir ve soruşturmayı bırakabilir” diye konuşulmuş, bu yüzden bana haber verilmemiş. Beni tanımadıkları belli oluyordu.