BIST 9.636
DOLAR 34,64
EURO 36,40
ALTIN 2.931,92
HABER /  GÜNCEL

Zararlı yayınlar, endişe veriyor

Evhanımlarının ilgiyle takip ettikleri kadın programları, şu sıralar oldukça iyi gidiyorlar. Fakat bazılarının, reyting uğruna zararlı yayınlar yapamaya başlaması endişe ver

Abone ol

Son zamanlarda büyük bir çıkış yaşayan kadın programları, şu sıralar oldukça iyiler. Fakat bazı reyting alamayan kadın programları, bu uğurda izleyiciye kötü örnek olabiliyor. Bu durum karşısında kaygılarını dile getiren Tuna Serim, son yazısı "Sonu nereye varacak?" ile bunu çok iyi ifade etmiş... KADIN programları dolu dizgin gidiyor, reyting yapamayanlar daha zararlı yayınlar yaparak izleyiciyi yakalamaya çalışıyorlar; iş öyle boyutlara taşınıyor ki, ne yapacağını bilemeyen RTÜK, yakında acımasız kararlar almaya zorlanacak. Türk toplumunun en alt kesimi, umudunu, yaşamını, yarınlarını yitirmiş insanlar kendilerini teşhir ederek dertlerine çare arıyorlar. Çare dedikleri onları daha kötü durumlara düşürecek, ama kimse bunu düşünmüyor... Filanca hanımın programına çıkınca birilerinin kendine yardım edeceğini umuyor, yardım dediği bir ev, ameliyat parası... Yani az-buz şey değil istedikleri... Sevgisizlik, yalanlar, inançsızlık, kaba kuvvet, ihanet... Bunların tümü kadın programlarında, hem de hepsi birlikte... Türk insanı kötü etkileniyor, genç kızlar evlenmekten korkuyor, erkekler kadınlardan... Doğru olan bir yaşama rastlanmıyor, izleyenlerin ruh sağlığı bozuluyor. Bunun sonucuna kim katlanacak, reyting yapıp altlarına lüks arabalar çeken sunucular mı, yoksa yaşamdan umut bekleyen, şansına böyle programlar çıkan gençler mi? ÜLKEMİZDE nasıl bir hata yapılırsa yapılsın acımasız eleştiri oklarına yakalanıyor. Çarşamba akşamı Danimarka-Türkiye milli karşılaşmasını yayınlayan Danimarka televizyonu hata üzerine hata yaptı, kimseden çıt çıkmadı. Öncelikle Türk teknik direktörünü karıştırdı, ne zaman Ersun Yanal'ı göstermesi gerekse, ekranda idari menajer Can Çobanoğlu görünüyor, altında da 'Ersun Yanal' yazıyordu. Bu durum sürdü gitti, kimse uyarma zahmetine bile katlanmadı. Türkiye'de hangi televizyonun bu kadar büyük bir hata yapma hakkı var? DİZİ ve film seslendirmelerini Türk sanatçısı iyi yapıyor, ama Türk diline en büyük zarar da seslendirmelerden geliyor. Bozuk ifadeler, anlaşılmaz tanımlamalar, hep seslendirmelerin sonucu. Ve Türk diline zarar veren seslendirmecilerin adları konuştukları film oyuncularından daha büyük yazılıyor, nerede mi, TRT'de... 'AZİZ' filmi TRT'de gösterildi ve beğenilmedi, sıralamaya baktım, ancak otuzdördüncü olabilmiş. Anlayamadığım, izleyicinin kötü filmi nasıl fark ettiği... Ben filmi sinemada izlerken sıkılmış ve salonu terk etmiştim; benim seyircim filmin kötü olduğunu anlayıp, televizyonu açmıyor...