BIST 8.601
DOLAR 34,35
EURO 37,45
ALTIN 3.018,57
HABER /  SEÇİM

Zaman yok, para yok, oy yok!

Dün ilk kez basın karşısına çıkan İhsanoğlu gazetecilerden tam not alamadı.

Abone ol

Milliyet si yazarı Abbas Güçlü dünkü basın toplantısında izlediği Ekmeleddin İhsanoğlu'nun artılarını ve eksilerini yazdı.

Heyecanı yok, parası yok diyen Abbas güçlü, İhsanoğlu'nun her kesime iyi görünme çabası içinde olduğunu söyledi.

İhsanoğlu'nun kazanmak için artı bir çabası olmadığını belirten Güçlü, adayın kibar ve donanımlı
olduğunu ama enerji vermediğini söyledi. Kazanması için tek şartın adaylarının yapacağı yanlış olduğunu belirten Abbas Güçlü'nün yazısı şöyle:

HEYECANI YOK, ENERJİ VERMİYOR

İhsanoğlu, ilk kez basının karşısına çıktı. Önce birileri görüntülerle onu anlattı, sonra ara ara, videodan temel konulardaki görüşlerini paylaştı. Yarım saatlik bu dijital sunumdan sonra, bu kez kürsüde, canlı olarak kendisini dinledik. Daha sonra da soru cevaplara geçildi.
Her şeyden önce, kibar ve donanımlı birisi. Ama heyecanı yok. Enerji vermiyor. Zaten bu konuda özel bir çaba da harcamıyor...
Kendi doğruları ne ise onları anlatıyor. Birilerine şirin görünme gibi bir gayretin içerisinde değil. Anlayacağınız alışıla gelmiş siyasetçilerin çok ötesinde.

BAŞBAKAN KARŞISINDA İŞİ ZOR

Tayyip Bey’in karşısında şansı ne olur?
Bugünkü performansıyla işi zor. Kendisini aday gösteren partilerde de ne heyecan var, ne de destek...
Herkese yakın görünme çabası içerisinde. Aday olduğu makam da onu gerektiriyor. Ama yine de farklı söylemler üretmesi ve heyecan yaratması gerekiyor.
Ömrü bilimle iç içe geçtiği için eğitime, bilime, ileri teknolojiye, gençlere çok vurgu yaptı. Bulunduğumuz noktayı yeterli görmediğini, ikinci ligde olduğumuzu ve çok daha fazla gayret göstermemiz gerektiğini vurguladı.
Görünen o ki, çok daha yoğun çalışması ve kitlelere ulaşması gerekiyor...

DİNİ SÖYLEMLERE AĞIRLIK VERDİ 

Kimlere vurgu yaptı...
Konuşması boyunca dini söylemlere ağırlık verdi. Konuşmasına, “Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum. Bütün alemlerin Rabbi Allahımıza hamdolsun. O özünde merhametli, işinde merhametli Rabbimiz, yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz. Bizi yönelt doğru yola, nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapanların yoluna değil, doğru yola bizi yönelt. Amin” duasını okuyarak başladı...
Konuşmasının sonlarına doğru Atatürk’e de vurgu yaptı. Yaşasaydı o da barıştan yana olurdu dedi.
Peki başka hangi isimleri referans gösterdi? İşte onlar:
Erzurumlu İbrahim Hakkı, Ali İsmail Korkmaz, Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Orhan Pamuk, Yunus Emre, Mevlana, Hacıbektaş, Özal.

BÖLEN DEĞİL BİRLEŞTİREN OLMAK İSTİYOR 

Gezicileri alkışladı
Gençlere ve Gezi olaylarına da sık sık vurgu yaptı. Masum istekler için yola çıkan gençlere, eğer kulak verilseydi, bugünlere gelinmezdi dedi. Ben gençlerime çapulcu dedirtmem diyerek de arkalarında olduğunu söyledi.
28 Şubat’ı ceberut devlet olarak nitelendirdi. Başbakan Erdoğan’la olan dostluk ilişkilerine sık sık vurgu yaptı.
Gençlerin kahve köşelerinde çürümemelerini istedi.
Bölen değil, birleştiren
Barış, birlik, beraberlik, saygı, huzur, sık sık dile getirdiği kelimelerdi.
Sakin ses tonu hiç değişmedi.
Mesajları, sadece ülkemiz ve İslam alemi için değil, tüm dünyaya yönelikti. İnsanları bölmekten değil, birleştirmekten yanayım derken hedefinde Başbakan Erdoğan vardı.
Birikimine ve tecrübesine duyduğu güveni de, Cumhurbaşkanları yol yapmaz, yol gösterir diyerek ortaya koydu. Dünya barışı için yaptığı katkıları anlattı...
İşte hemen herkesi altına imza atacağı o cümleleri:
“Bizim teknik üniversitelerimiz var. Bizim aydın, modern, bilgili milyonlarca yetişmiş gencimiz var. Doğal bir çekim merkeziyiz. Şirketlerimiz çevre ülkelerde uzun yıldır büyük markalar arasında. O halde paylaşamadığımız ne? Bu koca coğrafya din, mezhep, milliyet savaşlarıyla, despotluk, kibir mi üretecek? Yoksa laik, demokratik büyük bir birlik içinde el ele mi vereceğiz? Barış mı kazanacak savaş mı? Kardeşlik mi kazanacak düşmanlık mı? Birlik mi kazanacak ayrışma mı? Ben birlikten yanayım...”
En büyük hayranlığı ise eşi Füsun Hanım’aydı. O olmasaydı, bugüne kadar gerçekleştirdiğim pek çok işi yapamazdım dedi...

ZAMAN YOK, PARA YOK, OY YOK

Özetin özeti: Tanımak için zamana ihtiyaç var ama zaman yok. Tanıtım için paraya ihtiyaç var ama para yok. Kazanmak için oya ihtiyaç var ama önce kendisini aday gösterenlerden ona oy yok. En büyük şansı, rakiplerinin hataları olur!..