BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  MEDYA

Zaman yazarından ürküten Suriye analizi!

Zaman yazarı İhsan Dağı'nın köşesi günün Suriye temalı yazıları arasında dikkat çekiyor: Suriye’nin faturasını biz mi ödeyeceğiz?

Abone ol

GAZETECİLER.COM
Gazete köşeleri Suriye odaklı hükümet eleştirileri ve dış politika analizlerinden geçilmezken Zaman yazarı İhsan Dağı günün en sert Suriye yazısıyla gündemde. Olan bitenin özetini geçtikten sonra gelinen noktayı özetleyen Dağı "Suriye’nin faturasını biz mi ödeyeceğiz?" diye sordu.

BİZ SURİYE'Yİ DEĞİŞTİRECEKTİK AMA TERSİ OLDU

Suriye'de bütün hesapların ters teptiğini vurgulayan Dağı "Türkiye destekli bir rejim değişikliği politikası Suriye’de iflas etti. Biz Suriye’yi değiştirmeye çalışırken Suriye, Türkiye’yi derinden etkileyecek sorunlarını bize ihraç etti. Siyasal ve sosyal riskler anlamında karşımıza çıkan maliyet çok büyük." dedi.

TÜRKİYE BİR YERDEN DAHA YIRTILIYOR: ALEVİLER!

Suriye üzerinden yaşanan sürecin ülkenin iç gündemini de sarstığını kaydeden Dağı "Çöpe atıldığını sandığımız ‘iç düşman’ söylemi geri döndü. Köşe bucak ‘Esedçi’ arıyoruz. En önemlisi, Suriye krizi Türkiye’de mezhepsel fay hatlarında depremler yaratıyor." derken Alevilik kimliğinin yeni bir çatışma noktası haline geldiğini, Türkiye'nin bir noktadan daha esaslı bir yırtılma yaşadığını yazdı.

İşte Dağı'nın yazısındaki ilgili bölüm:


Sadece haftalar değil iki yıl geçti. 100 bin Suriyeli öldü, 2 milyonu kaçarak hayatlarını kurtardı. Ülke yerle bir... Üstelik hâlâ bir çıkış yolu, bir çözüm ihtimali görünmüyor. 500 bin Suriyeli Türkiye’ye sığındı. Kamplara sığmayıp kentlere yayıldılar. Bölgenin demografisi değişti; belki de kalıcı olarak... Adeta silahlı kaçakçı orduları kuruldu. Sınır bölgesinde yaşayan vatandaşlar rahatsız, çünkü güvende değiller. Ülke hem Hizbullah’ın hem de El-Kaide’nin hedefinde. İran ve Irak’la yaşadığımız gerginlikleri saymıyorum bile. Suriye konusunda yaptığımız hataların ve sorunun Türkiye’ye dayattığı faturanın farkında mıyız? Pek sanmıyorum.

Suriye krizi Türkiye’yi istikrarsızlaştırıyor. Sadece Hatay değil, bütün bölge kaynıyor. Çöpe atıldığını sandığımız ‘iç düşman’ söylemi geri döndü. Köşe bucak ‘Esedçi’ arıyoruz. En önemlisi, Suriye krizi Türkiye’de mezhepsel fay hatlarında depremler yaratıyor. ‘Mezhep savaşları’nın bir uzantısı olarak görülen Suriye olaylarında Türkiye’deki insanlar da ‘mezhebi’ pozisyonlar alıyor. Her şeye rağmen ‘uykuda’ olan Sünni-Alevi ayrışması ve hatta gerginliği yeniden toplumun gündemine taşınıyor. Genelde devletle ‘uyumlu’ bir görüntü veren Türkiye Alevileri içeride yaşanan sorunların üzerine gelen Suriye krizi üzerinden yeni bir siyasallaşma süreci yaşıyorlar. Sıkıntılılar. Belki de Cumhuriyet boyunca ilk kez kendilerini bu kadar dışlanmış, bastırılmış hissediyorlar. Türkiye bir yerden daha yırtılıyor. Durdurmak gerek. Demokrasi ve özgürlük istiyorsak önce barış şart. Suriye’nin faturasını biz ödemeyelim...

Yazının devamı için buraya tıklayın....