Zaman yazarı Bülent Korucu, hükümete destek çıkan medyanın Perinçek'ten medet umduğunu iddia etti.
Abone olZaman si yazarı hükümeti yurt dışındaki Türk okullarının kapatılması için kulis yapmakla suçladı.
Ergenekon davasından tahliye olan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Yeni Akit'e verdiği röportaj, cemaatte öfkeyle karşılandı. 17 Aralık sürecinde iktidarın eleştiri oklarını üzerine çeken cemaat, kendilerine karşı yürütülen kampanyaya tepki gösteriyor.
Zaman yazarı Bülent Korucu, "Doğu Perinçek'ten medet ummak" başlıklı yazısında Yeni Akit'in Perinçek ile yaptığı röportajın bir bölümünü köşesine taşıdı.
Perinçek'in hükümetle yan yana gelmesini gündeme getiren yazar, daha sözü Türk okullarına getirerek hedefindeki hükümet ve ona yakın medyayı hedef aldı:
"F ÖRGÜTÜNÜN KÖKÜNÜ KAZIYACAĞIZ CEMAATLERİN DEĞİL"
(...)Şu sözler Perinçek’e ait: “F örgütünün kökünü kazıyacağız, cemaatlerin değil. Herkes cemaat derken F örgütünden bahsettiği için toplumdaki yaygın ifadeyi kullandım. Ama sonra arkadaşlarım beni uyardı yanlış anlaşılma olur diye. Düzeltelim, bundan sonra hepimiz F örgütü diyelim dedim. Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber olacağız.” Muhabir, desteğin biraz daha açık ifade edilmesini istiyor ve soruyor: “O halde Tayyip Erdoğan’la da beraber mi olacaksınız?” Perinçek tereddütsüz cevaplıyor: “Evet, o konuda beraber olacağız. Yani F örgütünün kökünün kazınmasında kim varsa. Hükümetin F örgütüne karşı yaptığı her şeyde. Bu örgütün polisini, savcısını, hakimlerini alıyor. (Hükümeti kastediyor). Çok doğru yapılıyor. F örgütüne mensup adam polis olamaz. Yargıç olamaz, memur olamaz. F özel yurtlar kapatılmalıdır. F örgütünün üniversiteleri kamulaştırılmalıdır.”
GÜVEN ERKAYA YAŞASAYDI
"Güven Erkaya yaşasaydı, kendisiyle günler süren yazı dizisi yapılırdı herhalde. Hükümete destek ve cesaret vermek için üzerine düşeni Perinçek gibi o da yapardı. Düşünsenize okulları kapatma tehdidini 28 Şubatçılar da savurmuş; ‘okulları devlete verelim, işletin’ çıkışı karşısında afallamış ve geri adım atmak zorunda kalmışlardı. Yurtdışındaki kolejleri kapatmayı telaffuz bile edememişlerdi. El altından tezvirat ve ispiyonculuk yaptıkları biliniyordu, ama kamuoyu önünde karalamayı göze alamıyorlardı. Bugün Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, onların cesaret edemediğini yapmaya çalışıyor.
TÜRK OKULLARI
Yurtdışındaki kolejler Türkiye’nin dünya çapındaki neredeyse tek markası. Dini, mezhebi, ideolojisi ne olursa olsun bu topraklara mensup hemen herkes o okullara sempati duyuyor. İnsanlar hem fedakârlığı takdir etti hem de küresel pazara sunabileceğimiz bir mesaj olarak destek verdi. Türkçe Olimpiyatları’na gösterilen ilgi başka hangi organizasyona nasip oluyor?
Kolej programlarına birkaç günlük gitmeye nazlananlar; o ülkelere uçakla gidip dönmek için dakika sayanlar şimdi cadı avı yapıyor. Kolejlerin kapatılması adına üretilen sahte gerekçeleri parlatma gayreti içindeler. Somali’deki okul kapansın diye manşet atan Yeni Şafak editörlerini çok değil, bir ay orada mecburi hizmete gönderelim. Bakalım gidebilecekler mi? Bu okullar sadece mahrumiyet bölgelerinde değil elbette. Türkleri ‘işçi’ olarak gören Almanya’da hafta sonu kültür olimpiyatı gerçekleşti. En itibarlı salonlarda Almanca şarkılara türküler eşlik ediyor. ‘Eğitimsiz Türkler’ eğitim markası oluyor. Almanların çocuklarını gönderdiği okullar var. Bu tablodan kim rahatsız olabilir? Hangi vicdan o öğretmenleri jurnalleyebilir?"