ABD yönetimi, kendisinden bağımsız politika izlemeye başlayan AK Parti hükümetini mi cezalandırıyor?
Abone olZaman si yazarı Ali Bulaç, iktidara gelirken Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye verdiği “Batı’yı Ortadoğu’ya ve Asya’ya taşıyacağı” vaadinden dönmesinin patronu kızdırdığını yazdı.
Bulaç'a göre hükümet 2011 sonrası “iş aldığı patrona meydan okuyarak" Türkiye'nin başını belaya soktu.
ERDOĞAN 2010 SONRASI PATRONU KIZDIRDI
Ali Bulaç, bugünkü köşesinde ABD'ye uyumlu politikalar izleyen ancak 2010'dan sonra yüzünü Batı'dan çeviren hükümetin hedef olacağını 3 yıl önce çıkan kitabında yazdığını hatırlattı.
ZAMAN YAZARLARI UYARIYORDU
İşte bu uyarı özellikle son iki yıldır hükümetin başına buyruk dış politika izlediğini yazan Zaman gazetesi yazarlarının eleştirilerini akıllara getirdi. Yazar, ısrarla Türkiye'nin AB'yle olan ilişkilerini geri plana attığı, İsrail'le ilişkilerin bozulduğu, İran'la yakınlaşmanın tehliklerine dikkat çekiyorlardı. 17 Aralık operasyonunu sonrası hükümet ve ona yakın çevreler, devlet içindeki paralel yapılanmanın uluslararası çevrelerin taşeronu olduğu görüşünü dile getiriyor.
ERDOĞAN'A CESARET ÖDÜLÜ VERDİKLERİNİ BİLİYORUZ
Yazar, AK Parti'ye kuruluşundan bu yana eleştiriler yönelttiğini köşesini takip edenlerin bildiğini savundu. Bulaç, bugünkü yazısında 3 yıl önce dikkat çektiği dış politika uyarısını yeniden köşesine taşıdı.
(...)AK Parti, tabii ki Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin, NATO’nun, AB’nin ve özellikle Amerika’nın bölgesel ve küresel politikalarına rağmen kurulmuş değildir. Parti kuruluşunda ve 2002 seçimlerinden hemen sonra Batılı ülkelerin, küresel güçlerin R.Tayyip Erdoğan’a nasıl bütün kapılarını açtıklarını, ABD’de en etkili Yahudi lobilerinin Sayın Erdoğan’a “cesaret ödülü” verdiklerini biliyoruz. AK Parti, “ABD ile bölgede ve dünyada uyumlu politikalar” izleyeceği, “Batı’yı Ortadoğu’ya ve Asya’ya taşıyacağı” vaadinde bulundu; bunun arşivlerde sayısız belgesi var.
YAN ÇİZİNCE PATRONUN HEDEFİ OLURSUNUZ
AK Parti’yle Türkiye bölgeyi ılımlılaştıracak, radikalizmin önüne geçecek ve bu çerçevede BOP’un eşbaşkanlık görevini üstlenecekti. Bu köşede defalarca yazdım: Bu taahhüdü yerine getiremezsiniz, ağır bir yük altına girdiniz, yan çizince patronun hedefi olursunuz. Başka yol mümkündür. Türkiye’nin ve bölgenin çıkarı başka vizyondadır. Mahiyetini iyi bilemediğiniz bir süreçte rol üstleniyorsunuz, iktidar arzunuzu kontrol edin. Bu politika kuzunun fille yatağa girmesine benzer, başınıza büyük işler açacaktır.
Öyle de oldu. 2011’den itibaren Türkiye’nin “iş aldığı patrona meydan okuması” sadece kendisinin değil, Suriye ve Mısır’ın da başını belaya soktu."