Cemaate yönelik zulüm yapıldığını savunan Zaman yazarı Ahmet Kurucan, ilginç bir yazı kaleme aldı.
Abone olSüreç sonunda kendilerinden özür dileneceğini iddia eden Zaman gazetesi yazarı Ahmet Kurucan, cemaat mensuplarına Gülen'in 'onları tebessümle karşılayın' önerisini köşesine taşıdı.
Cemaat hata yaptı mı yapmadı mı? Herkes bu sorunun yanıtını merak ediyordu. Zaman yazarı Ali Ünal'ın 'sorgulama Gülen'e hakarettir' çıkışının ardından bu kez de Ahmet Kurucan'ın yazısı gündemde.
Tartışmayı bir adım öteye taşıyan Kurucan, cemaat mensuplarına seslenerek özür için kendilerine gelenleri 'affedin' çağrısında bulunuyor.
"İmtihanın büyüğü" başlıklı yazısında cemaate yönelik baskılara değinen cemaat yazarı, Gülen taraftarlarına mesaj verdi.
Hükümet cemaat kavgasının en sonunda kendilerinin galip geleceğini ima eden yazar, Mekke'nin fethi sonrası Hz. Ömer'in kendilerinden özür dileyen müşriklere karşı sergilediği tavrı örnek gösterdi.
GÜLEN: HİÇ OLMAMIŞ GİBİ DAVRANIN
Gülen'in bu konuda yaptığı "Vicdanınızı engin tutun. Herkesi içine alacak şekilde genişletin. Görmezlikten gelin. Hiç olmamış gibi davranın. ‘Şu şu sebeplerle yapmıştık, özür dileriz’ derlerse tebessümle karşılayın, hatırlamıyoruz, böyle mi davranmıştınız deyin." açıklamasını köşesine taşıyan Kurucan, yazısını böyle tamamlıyor:
MEKKE'NİN FETHİNDE HZ. ÖMER'İN DURUŞU
"Başa döneyim. Hz. Ömer dedim, siz Hz. Ömer ile birlikte mücadele veren yüzlerce insanı da işin içine katarak düşünün; onlar İslâm davası uğruna kâfirlerle, zalimlerle yaka-paça mücadele ederken mi daha çok zorlandılar; yoksa aynı kişilerin Mekke fethi sonrası diledikleri özür esnasında mı? Yanlış anlamaları önlemek adına bir izahta bulunayım; burada yaptığım teşbih, teşbih-i mürekkeptir, teşbih-i mufarrak değil. Bu ikisi arasındaki farkı bilmeyenlerin ‘bak şunları kâfirlere, zalimlere benzetti’ yaygarasına kulak asmayın.
ASIL ZORLUK BUNLAR YANLIŞMIŞ DEYİP ÖZÜR DİLEME ADINA KAPINIZA GELDİKLERİNDE YAŞANACAK
Hasılı, yakın, orta ve uzak gelecekte çok zor günler bizleri bekliyor. Şimdi haksızlıklar, hukuksuzluklar, zulümler karşısında mücadele etmek kolay. Batırılmak istenen bankanın batmaması için arabayı satıp parasını bankaya yatırmak; Kimse Yok mu için gönüllü faaliyetlere inadına katılmak; malî teftişlerde servetini kaybetme pahasına dik durmak kolay; asıl zorluk bunlar yanlışmış deyip özür dileme adına kapınıza geldiklerinde yaşanacak. Onun için Hocaefendi şimdiden “Aman ha!” diyor; o zaman gösterilecek hissî ve fevrî tavırların önünü sohbetlerindeki bu vurgularla yapmaya çalışıyor.
Ne yapalım; yıllar önce dediği ve benim de kitabıma isim olarak verdiğim gibi “Bize de Çekmek Düştü.”