Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren Zaman yazarı Mehmet Kamış, şaşırtan bir yazı kaleme aldı.
Abone olSeçim sonuçlarının CHP'ye başarı hanesine yazılması gerektiğini savunan Zaman si yazarı Mehmet Kamış, "Çünkü CHP 1974 seçimlerinde Ecevit’in aldığı yüzde 41’lik oy haricinde hangi seçimlerde yüzde 39 oy alabilmiştir ki…" diye yazdı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden alınan sonuçla birlikte CHP fena karıştı. Büyük hesaplaşmanın yaşanması beklenen kurultay öncesi ana muhalette sular durulmuyor. CHP gerçekten de Muharrem İnce'nin dediği gibi CHP "hezimet mi" yaşadı?
10 Ağustos'ta yapılan seçimleri ve CHP'de yaşanan krizi ele alan Zaman yazarı Kamış, aksine alınan yüzde 39'u CHP'nin başarı hanesine yazdı. Bilindiği gibi İhsanoğlu, başta MHP olmak üzere 13 partinin desteğiyle seçimlere girmişti.
CHP'nin başarılı olduğunu savunan yazar, Kılıçdaroğlu'na kaostan çıkış yolunu yazısında böyle önerdi:
HANGİ SEÇİMLERDE YÜZDE 39 OY ALABİLMİŞTİR Kİ...
"Son yıllarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapmaya gayret ettiği gibi sadece İslam diniyle değil her dinî düşünce ve inançla barışık politikalar üretmek, bu toprakların en çok ihtiyaç duyduğu adımlardan birisidir. CHP’nin ideoloji dayatmayan, toplumun dinî duygularıyla mücadele etmeyen, bunun yanında kamu malının kullanılmasında sıkı bir denetçi olan, Mahmut Tanal’ın yaptığı gibi hukuksuzluklarla, haksızlıklarla mücadele eden bir parti olması, onun tek çıkış yoludur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aldığı oya bakarak partinin başarısız olduğunu savunmak en iyi ifadeyle tarih bilmemektir. Çünkü CHP 1974 seçimlerinde Ecevit’in aldığı yüzde 41’lik oy haricinde hangi seçimlerde yüzde 39 oy alabilmiştir ki…
Eleştirenlerin önerdiği adaylar bu oyu alabilirler miydi? Üstelik son derece adaletsiz şartlarda yapılan bir seçimde her şeye rağmen alınan bu oy CHP’nin hanesine kesinlikle başarı olarak yazılmalıdır.
CHP son dönemde uyguladığı inançlarla barışık çizgisini mutlaka devam ettirmeli, özgürlüğü, insan haklarını, demokrasiyi savunan, toplum adına kamu malının kullanılmasını sıkı denetleyen, hükümete alternatif politikalar üreten çağdaş bir parti olma yolundan kesinlikle dönmemelidir."