BIST 9.528
DOLAR 34,55
EURO 35,98
ALTIN 2.990,96
HABER /  MEDYA

Zaman yazarı uyardı: Pişmanlık fayda etmez!

Hüseyin Gülerce kara senaryoyu yazdı ve ileride pişmanlığın fayda vermeyeceğini hatırlattı.

Abone ol

Zaman si yazarı Hüseyin Gülerce belirsiz bir döneme girildiğini vurguladı ölümlerle başlayan kıvılcımların felakate gidebileceğini söyledi.

Gülerce, Gülen'in aykırı iş yapan emniyet yargı mensuplarını kendilerinden kabul etmediklerini hatırlattı ancak Gülen'in çığlığının farkedilmediğini söyledi.

Gülerce'ye göre bu belirsizlikler belimizi bölecek ve pişmanlık fayda etmeyecek.


30 MART BELİRSİZLİĞİN KAPILARI 

Artık bir belirsizlik sarmalına dolanmış bulunuyoruz. Siyasette yeni aktörler mi devreye giriyor, Türkiye bilinmeyen zeminlere mi kayıyor şimdi tartışma konusu budur. Saptığımız yol, kısa vadede hepimizi şaşırtacak ittifaklara, ayrışmalara ve savrulmalara açık bulunuyor. 30 Mart’tan sonrası belirsizdir. AK Parti de kazansa, muhalefet de kazansa, 30 Mart akşamı açılan kapılar, belirsizliğin kapılarıdır.

KIVILCIM FELAKET OLUŞTURABİLİR! 

Artan kutuplaşma ve gerilimin akıbeti belirsizdir… İşte 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın acı ölümü ile meydanların hali ortadadır. Seçime kadar en uzun 15 günün içine girdik. Önceki gün iki can daha gitti. Ortam, yangınlara o kadar müsait hale geldi ki; bir kıvılcım, önlenemez felaketleri tutuşturabilir. Kutuplaşma ve gerilim, bu ülkenin bütün düşmanlarına oyun kurma, plan yapma, provokasyonları devreye sokma imkânı veriyor.

İzahı çok zor kanunsuz dinlemelerin, bilhassa kriptolu telefonlarla Başbakan’ın, bakanların dinlenmesinin varacağı yer belirsizdir… Yeni kasetlerin servis edileceği iddiaları, bu belirsizliğin akıl almaz boyutlara varabileceğini anlatıyor. Başbakan, bunların hepsinin faturasını “paralel yapı”ya, “örgüt”e kesiyor.

GÜLEN'İN ÇIĞLIĞI

Hele Muhterem Hocaefendi’nin isminin, bu hukuksuzluğa ve ahlaksızlığa karıştırılması, benim gibi Muhterem Gülen’i candan seven, kalben hürmet eden insanları perişan ediyor. Sayın Başbakan, “Delilleri bir bir açıklayacağız, köklerini kazıyacağız.” diye iddialı konuşuyor ama bugüne kadar tek bir delil ortaya konulmuş değil. Hizmet Hareketi içinde oldukları iddia edilen emniyet-yargı mensupları için ağır suçlamar yapılırken, Hocaefendi gibi bir insan; “Eğer hakikaten bu olumsuz şeylerin üzerine giden arkadaşlar -kimse onlar tanımıyorum, binde birini bile tanımıyorum- bu işin üzerine, ‘hukukun ve aynı zamanda sistemin, dinin ve aynı zamanda demokrasinin gerektirdiği şeyler bunlardır’ deyip, arınma adına, yıkanma adına, temizlenme adına, kirlerin öbür tarafa kalmasına meydan vermemek adına bir şey yaparken, dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa -bize de nisbet ediyorlar, dolayısıyla ben, bizi de onların içinde görerek- diyorum: Dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa, yaptıkları şey Kur’an’ın temel disiplinlerine aykırıysa, sünnet-i sahihaya aykırıysa, İslam’ın hukukuna aykırıysa, modern hukuka aykırıysa, günümüz demokratik telakkilere aykırıysa…” diyerek kastedilen insanları lanetlemektedir. Milyonların gönlünde en saygın yerde bulunan bir zatın bu çığlığını yok mu sayacağız?

Belirsizlik, belimizi bükecek. Öyle ki, pişmanlıklar hiç fayda etmeyecek…