Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan, hükümet-cemaat kavgasını yazdı ve tarafların hasar tespitini yaptı.
Abone olÇuvaldızı her iki tarafa da batıran Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan'a göre Türk siyasetinin yeni yükseleni hürriyetçi ve laik bir anafikir olacak.
İktidar ile cemaat kıran kırana savaşta. Taraflar tüm kozlarını sahaya sürüyor. Savaşın her iki tarafa da zarar verdiği hemen herkesin ortak görüşü. Zaman yazarı Alkan, bugünkü köşesinde kavgaya tutuşan güçlerin aldığı hasarı yazdı.
MESELE USÜLDEN KAYBEDİLMİŞ DEMEKTİR
Cemaate de ince yollu sitem dolu mesajlar veren yazar, dinleme kayıtlarının "cemaat tarafından servis edildiği" algısının kamuoyunda yerleştiğine dikkat çekerek yazısına şöyle devam etti:
Dinleme kayıtlarını kimin tuttuğunu, kimin servis ettiğini bilmiyorum; bu konuda bilgi kirliliği had safhada; eğer içlerinde Hizmete nisbetlendirilecek bir ferd-i vahid çıkarsa, mesele usûlden kaybedilmiş demektir. Herhangi bir siyasi heyetten birilerinin velev ki yolsuzluğa, hırsızlığa bulaşmış olması, bir noktada anlaşılabilir bir haldir fakat tamamen gönüllü bir ahlâk ve feragat hareketine mensup olanlardan birisi bile, siyasi üstünlük kurmak için şüphelileri gizlice dinlemişse tuz orada kokar. Mazur görülemez, gösterilemez. Ümid ederim ki, ortalığa dökülen kayıtlar mahkeme iznine dayalı resmi görevlilerin tesbitleri olsun.
HİZMET, KEŞKE BÖYLE BİR DENKLEMDE HİÇ YER BULMAMIŞ OLSAYDI
Vasıtaların da hedef gibi meşru ve helal olması gerektiğini yazan Alkan, cemaatin siyasi bir harekete dönüşmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü böyle dile getirdi:
"Hizmet hareketi bir varoluş imtihanında; bunu hiç dilememiş olsa bile siyasi aktör haline geldi ve getirildi. Başbakan'ı tasfiye etmeyi düşünen gücün (büyük ihtimâl dış güç olabilir), Türkiye'nin yakın geleceğinde İslâmî birikimi devredışı bırakırken bir taşla iki kuş vurmayı hesapladığını düşünüyorum. Zira şu anda Demokrasi'nin İslâmi yorumunda fikir ve enerji sahibi durumundaki iki büyük damarın, yani Hizmet'in ve AK Parti etrafındaki kuvvenin çatıştırılarak itibar kaybına uğraması, hayli “derin” bir siyasi aklın varlığına işaret ediyor. Hizmet hareket keşke, böyle bir denklemde hiç yer bulmamış olsaydı. Ne var ki hacimce büyüklük ve kalite ibrazı, kendiliğinden siyasi sinyal yayan bir birikimdir. Sırf bu yüzden siyasi hayatı başlamadan biten insanlar tanıdım; bu bir mânâda büyümenin ve başarının bedeli!"
YOLSUZLUKLAR SANDIKTA AKLANMAZ
Daha sonra hükümeti masaya yatıran Alkan, iktidara sert eleştiriler yöneltti. İktidarın meşruluğunu yitirdiğini iddia eden yazarın hedefinde Başbakan Erdoğan vardı:
Gerilimin hükûmet tarafı ise hedef-vâsıta ilişkisini gözetmeyi artık hatırlamıyor bile. Nazarımda meşruluğunu kaybetmiş bir heyettir. Hükûmet bütün enerjisini ve ümidini 30 Mart seçimlerine bağladı; seçimleri kazanırsa “Yolsuzluk yoktur” kanaatini isbat edeceğini hesaplıyor. Yolsuzluklar sandıkta aklanmaz. Bu raddeden sonra Başbakan, nefsî feragat gösterip çekilse bile partisine gidecek menzili bırakmadı ve âdeta büyük emekle ciddi bir siyasi kurum haline getirdiği partisini şahsi kavgası için rehin tutmayı tercih etti. Mağlubiyeti kabullenerek donanmasını kurtarma şansı varken, konuyu “benden sonra tufan” noktasına taşıdı."
OPERASYONU KİM TASARLADIYSA BİRİNCİ SINIF İŞ ÇIKARMIŞ
Yaşanan amansız kavganın itibar kaybına yol açtığını yazan Alkan, bu tablonun sonraki seçimlerde sağ seçmenin gücünü kıracağı düşüncesinde. "Operasyonu kim tasarladıysa birinci sınıf iş çıkarmış!" diyen yazar, yazısını kazanan tarafı açıklayarak tamamladı:
"Türk siyasetinin yeni yükseleni hürriyetçi ve laik bir anafikir olacaktır. AK Parti benzeri bir kuruluşun bana göre muvaffak olma ihtimâli, bizzat AK Parti tarafından imha edildi."
Ahmet Turan Alkan tüm yazıları