BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,73
ALTIN 2.977,33
HABER /  GÜNCEL

Zaman yazarı kaldığı yerden devam etti

Zaman yazarı Mümtazer Türköne, iktidar partisine yönelik eleştirilerine hız kesmeden devam etti.

Abone ol

Mümtazer Türköne'ye göre Türkiye'nin 17 Aralık öncesine dönme ihtimali mevcut değil.

AK Parti'nin açık ara birinci çıktığı seçim sonuçlarına değinmeyen Zaman si yazarı Mümtazer Türköne'nin hedefinde, yine Başbakan Erdoğan vardı. 

HAKSIZ VE ORANTISIZ KAMPANYA

"Hala 17 Aralık'tayız" diyen yazar, "Nerede kalmıştık?" başlıklı yazısında seçim kampanyasının eşit şartlarda yürütülmediğini iddia etti. "Diğer partilerin seçim harcamaları ile iktidar partisininki arasında nasıl bir fark var?" diye soran Türköne, iktidar partisini böyle eleştirdi:

"Muhalefet partilerinden biri çetele tutmuşsa, yaklaşık bir rakama ulaşmak ve böylece yolsuzluk soruşturmaları ile seçim yolsuzluğu arasında bir ilişki kurmak imkânına sahip olabiliriz. Seçim boyunca AK Parti haksız ve orantısız bir kampanya gücü kullandı. Siyasetin finansmanı çok önemli. Mindere eşit şartlarda çıkmayan rakiplerin performansı, taraftarlık gayreti ile gözden kaçabilir. Demokrasinin ön şartı, siyasi aktörlere eşit ve adil rekabet imkânı sunmaktır."

BU KADAR DÜŞMANIN İÇİNDE CUMHURBAŞKANLIĞI YAPMAK MÜMKÜN MÜ?

Seçim tartışmalarının ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gündeme geleceğini yazan Türköne, Başbakan Erdoğan'ın bu şartlarda Köşk'e çıkamayacağını yazdı. Yazara kulak veriyoruz:

"Seçim sonucu Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına fırsat verir mi? Erdoğan, bu fırsatı, sandıktan aldığı oydan önce, yürüttüğü savaşta kaybetti. Bir savaşı kazanabilmeniz için, önce bir savaş vermeniz lazım. Savaş verebilmeniz için ise karşınızda bir düşman bulunması gerekir. Erdoğan, kazanabilmek için bir savaş ilan etti. Savaş ilan edebilmek için ise kendisine oy vermeyeceğini hesapladığı kesimleri toptan düşman safına yerleştirdi. Bu kadar düşmanın içinde cumhurbaşkanlığı yapmak çok mümkün mü? Malum cumhurbaşkanlığı makamı halkın bir kısmını değil tamamını temsil ediyor. Sizce Erdoğan'ın bu temsili üstlenme yeteneği, yolsuzluk soruşturmalarını engellemek için yürüttüğü savaşın içinde yer alan 30 Mart muharebesinde ortadan kalkmadı mı?

Bir dönemeç daha geride kaldı. Türkiye'nin 17 Aralık öncesine dönme ihtimali mevcut değil. Önümüzde yeni dönemeçler var. Onlar da geçilecek ve geride ne kalacak? Geride kalanlar arasında, hâlâ uygulanmayan mahkeme kararlarının, yürütülemeyen soruşturmaların yer alması ihtimali var mı? Kaldığımız yer, başladığımız yer. Hâlâ 17 Aralık'tayız."