BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Zaman yazarı hükümeti yerden yere vurdu

Zaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı, Türkiye'nin dış politikasını yerden yere vurdu ve Erdoğan için de 'Kralımız çıplak' diye yazdı.

Abone ol

İNTERNET HABER - İran mı daha yalnız Türkiye mi? İran'ın ABD ile masaya oturup nükleer anlaşma yapmasından yola çıkan Zaman yazarı İhsan Dağı, Ankara'nın dış politikasını yerden yere vurdu.

"Dünya aleme Kralımızın çıplak olduğunu kendimiz gösterdik" diyerek Başbakan Erdoğan'a gönderme yapan İhsan Dağı, AK Partililerin kolay kolay hazmedemeyeceği bir yazıya imzasını attı.

"İran bile yalnızlığından çıkmaya çalışırken bizim hükümet, dış politikada yalnızlığın ‘değerli’ bir şey olmadığını anladı mı acaba?" diye soran Zaman si yazarı, sert eleştirilerini şöyle sıraladı.

KRALIMIZ ÇIPLAK

Son birkaç haftadır sergilenen ‘U dönüş’e rağmen bundan oldukça kuşkuluyum. Hamaset, duygusallık, ideolojik körlük kolay kolay geçecek gibi görülmüyor. Dahası, Batı’da ve Ortadoğu’da zedelenen inandırıcılığın yeniden tesisi zor.

Üstelik dünya âleme ‘Kral’ımızın çıplak’ olduğunu kendimiz gösterdik. ‘Oyun kurucuyuz’, ‘bizden izinsiz bölgede bir şey yapılamaz’, ‘Suriye arka bahçemiz’, ‘yüz yıl önce çekildiğimiz topraklara dönüyoruz’ deyip hamasette tavan yaptık. Etrafta tedirginlik ve korku yaratmak, içeride insanların gururunu okşamaktan başka bir sonuç vermedi bu hamaset.

TÜRKİYE YALNIZLIĞA MAHKUM OLDU

Bölgede herkese ayar vermeye kalkışan bir Türkiye, iki yılda ‘model ülke’ konumundan ‘yalnızlık’a mahkûm hale geldi. Türkiye’nin yükselen gücünden, nüfuzundan, saygınlığından bahsedilen bir dönemde hayal kurmayı, hamaset yapmayı dış politika sananlar Türkiye’nin gücünü olduğundan da küçük gösterdiler dünyaya. Tek bir bölgesel konuda bile sözünün değeri kalmadı. Yılların birikimi ‘yumuşak güç Türkiye’ ergen romantik ideolojik takıntılara kurban edildi.

TEK ADAM

Daha dün yükselen güç olarak gördükleri Türkiye’nin bölgedeki rolünü, gücünü, politikalarını anlamaya çalışanlar, birlikte hareket etmenin yollarını arayanlar bugün Türkiye’nin nereye gittiğini sorguluyorlar. Tek adam yönetimini, otoriterleşen siyaseti, yeni komplocu zihniyeti, El-Kaide’ye verilen desteği, Çin’den füze alma kararını, AB yerine Şanghay’a üyeliği soruyorlar. İran dünya sistemine entegre olmaya çalışırken biz hâlâ durumu okumakta, en azından hatalardan dönmemekte ısrar edecek miyiz?

İRAN MI YALNIZ TÜRKİYE Mİ?

Biz hamasi, romantik ve ideolojik bir dış politikanın Türkiye için bir yük olduğunu söyledik, onlar dış politikayı sloganlarla yönetmeye çalıştılar. Suriye, Mısır, Irak, İran, Lübnan, Körfez ülkeleri ve Batı dahil birbirinden çok farklı bloklarla aynı anda ters düşmeyi başardılar. Bölgede ‘ideolojik dış politika’ denilince 1979 yılından beri akla ilk gelen ülke İran bile ideolojik değil, rasyonel dış politika izledi. Biz, Güvenlik Konseyi nedir deyip revizyonist sloganlar atarken, İran Güvenlik Konseyi daimi üyeleriyle masaya oturup anlaşma yaptı. Biz, uluslararası sisteme meydan okurken İran sisteme entegre olmak adına ‘ulusal nükleer programı’nı uluslararası denetime ve düzenlemeye açtı.

Sonuçta, İran’ın nükleer anlaşmasıyla Türkiye’nin yalnızlığı biraz daha görünür oldu. Yalnızlığı değerli görenler marjinal öğrenci forumlarının temaları ve söylemleriyle uluslararası sisteme meydan okumaya, hamaseti dış politika sanmaya devam etsinler, İran’dan bile ders almasınlar!