BIST 10.586
DOLAR 32,56
EURO 35,28
ALTIN 2.474,35
HABER /  GÜNCEL

Zahit Akmanın gözyaşları

RTÜK Başkanı Zahit Akman, gündemdeki isimlerden. Deniz Feneri davası ve hakkındaki iddialar haber olmuştu. Akman iddiaları yanıtladı.

Abone ol

RTÜK Başkanı Zahit Akman, gündemdeki isimlerden. Almanya'daki Deniz Feneri davası ve hakkındaki iddialar haber olmuştu. Akman bu dava ile ilgili iddialara ve hakkındaki haberlere Söz Sende'de cevap verdi.

Akman Balçiçek Pamir'in "Aileniz nasıl karşıladı?" sorusunu yanıtlarken gözyaşlarını tutamadı.

KENDİNİZE AİT BİR KRİZ YÖNETİMİ Mİ YAPTINIZ?

"Evet yaptım. Çünkü benimle ilgili yıpratma kampanyası planlı, programlı bazı kaynaklar tarafından yürütüldü. Bunlarla yapılan mücadele aynı bilinçle ve kararlılıkla ve cesaretle yürütülmesi gerekiyordu. Biz de o planlamayı avukatlarımla, danışmanlarımla birlikte yaptık. Bu süreç özellikle bazı elinde güç bulunduran kesimlerin bu güçleri istismar etmesiyle birlikte farklı yönde seyrediyor zilenimi vermesine rağmen bu süreç sonunda doğru olanlar kazanacak."

İDDİALARI HAKİM DE SAVCI DA CİDDİYE ALMADI

"Bana yönelik kampanyaların çıkacağını hiç beklemiyordum. 14 ay önce Almanya'da polis bazı yerlere baskı yapıyor. O baskı sonunda bazı kişileri gözaltına alıyor, binlerce sayfa evraka el koyuyor ve dava başlıyor. Şimdi bu 14 aylık süreç içinde Türkiye'de bazı yayın kuruluşları bu süreçleri sözde incelediklerini ifade ederek benimle ilgili haksız ithamlarda bulundular ve siyasiler de vardı. Ben bu kampanya başlayana kadar 9 adet tekzip kararı aldım, Türk mahkemelerinden. Dokuzu da neredeyse ayrı mahkemelerden. Kişilik haklarıma saldırı olduğu hükmüyle benim cevaplarımı o yayın kuruluşlarında yayınlama kararı verdi Türk mahkemeleri"

Bu davanın hiçbir yerinde değilim. Sözde itirafçı sanık benim Almanya'dan para alarak Türkiye'de birilerine götürdüğümü iddia ediyor. Yalnız bu iddiaları ilk günden beri yapıyor bu (RTÜK Başkanı olduğum için de ağzımı bozamıyorum) adam diyelim... Bu iddiaları ne hakim ne savı ciddiye alarak benimle ilgili, bu kadar da göz önünde olan biri olmama rağmen, bir bilgi almadı. Ne iddianamede benimle ilgili, bu şekliyle, bir şey var ne de başka bir şey. Bu adamla ilgili şöyle bir şey var, şu anda Türk medyasında her şey gizleniyor.

HER ŞEY GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK

Bunların hepsi gün yüzüne çıkacak. Bu adama komiser "Eğer doğru açıklamalar yaparsan seni serbest bırakacağız" diye bir söz veriyor. Bunun için itirafçı oluyor zaten. Ve bu itirafları yaptıktan sonra mahkemede bu kişinin avukatı bu sözü hatırlatarak tahliye talep ediyor. Hakimin ifadesi aynen şu: "Sizin şu anda mahkemede müvekkiliniz durumundaki kişi bu beyanları tamamen kendini kurtarmaya yönelik yapmıştır. Bu beyanların ciddiye alınır bir yanı yoktur, bu tutukluluk halini kaldırmaya yetmez, tutukluluk halinin devamını istiyorum, dmiştir ve bunu serbest bırakmamıştır. Ortada bu gerçekler var ama buna rağmen benim ismim çıkıyor."

DOĞAN GRUBU'NDAN BİR YÖNETİCİ CUMA GÜNÜ GELDİ, CUMARTESİ GÜNÜ ADIMI MANŞETE ÇIKARDILAR

"Şimdi bir yayın grubunun iç tane karasal yayını var. Dördüncü karasal yayın için bize müracaat etti. Bu karaasal yayını almak isteyen yayın kuruluşunun en üst düzeydeki yöneticisi bana Cuma günü geldi. Ama ismini söyleyemem... Cuma günü geldi, cumartesi günü benimle ilgili böyle bir kampanya başladı. İthamlar var, sanıklar var, olaylar var.. Peki ben niye bunun orta yerine konuluyorum? En merkezine oturtularak sanki bütün bu olaylar benim üzerimden geçmiş gibi intiba uyandırılmaya çalışılıyor. Ben bunu izah etmekte güçlük çekiyorum. Birinci derecede buna bağlıyorum. İkinci derecede de yine aynı yayın grubunun kurmuş olduğu yayın platformunda RTÜK'ten izin almadan yayın yapan şu anda 11 tane kanal var. Birileri bizi elindeki medya gücünü kulalnarak köşeye sıkısştırıp hak etmedikleri şeyleri almayı planlıyorlarsa yanılıyorlar.

KURYELİK YAPTIĞIMI İDDİA EDEN İSPAT ETSİN

"Böyle bir iddia varsa bu iddiayı yapana ispat etmek düşer. Böyle ahlaksızca bir iddiayı manşete taşıyorlar. Ben sanık durumunda biriysem hükümet beni içeri mi almak ister, kapı dışarı mı etmek ister? Böyle aptalca, ahmakça bir şey olur mu? Giriş yasağı olup olmadığına ilişkin bir belge alıyorum, ilgili yayın kuruluşuna gönderiyorum ve bu yayınlanmıyor. Bunun adı da basın özgürlüğü oluyor! Benim şerefim benim haysiyetim yok mu? Benim maaşlı köşe yazarım yok. Çarşaf çarşaf gazetem var mı? Ben hakkımı nasıl arayacağım, nerede ifade edeceğim? Basına özgürlük verilirken, kişi hak ve özgürlüklerine sahip çıkması için verilir."

İDDİANAMEDE BİR YERDE ADIM VAR

"İddianamede ismim yer almıyor. Bir tek yerde yer alıyor. Zahit Akman bir gün Almanya'ya geldiğinde Kanal 7'de çalışan bir kişiden "Bana bir otelde rezervasyon yaptır" diye rica etmiş başka bir yerde yok. "

HUKUKUN ÖNÜNDE HESAP SORULACAK

"Hakikaten şu anda ortada o kaddar büyük bir dezenfformasyon var ki. Birileri birilerini hedef almış ve yıpratmaya çalışıyor. Bu oyun bozulacak. Bugün bu iddialar çok güçlü bir şekilde gündeme getirilerek bu iddiaların doğruluğu ispet edilmeye çalışılışılıyor. Çok güçlü bir şekilde bağırılıyor, televizyon yayınları, köşe yazıları.. Bunların hepsini takip ediyoruz, hukukun önünde hesap sorulacaktır."

ZİMMET SUÇLAMASI YOK

"Ben davayı takip ediyorum. Bir tek zimmet suçlaması yapılan kişi yok. Ortada ciddi bir dezenformasyon var. Ramazan ayında bu kampanayalar niye yapılıyor? Milletin hayır duygusunun zirveye ulaştığı bir dönemde, yardım duygusunu ortadan kaldırılacak bir kampanya yürütülüyor. Suçlu kimse herkes hesabını versin. Ama sizin kişisel hesaplarınız için birilerini suçlu ilan edip onların şeref ve haysiyetleriyle oynamanıza kimse izin vermez. Hele ben vermeyeceğim. Burada açıkça ifade ediyorum."

İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNMEDİM

"Hiç aklımdan geçmedi. Birileri beni istifa ettirmek istiyorlar. Yaptığım iş dolayısıyla itham edilmiyorum. İddianamede adım geçmiyor, birilerinin iftiraraları var. Birileri beni sanık sandalyesine oturttular. Çünkü benimle ilgili işleri var. Benim varlığım onların menfaatlerini engelliyorsa istfifa etmem gerekiyor. Bu sistem yıllarca işledi. Ama bu dönem işlemeyecek."

ANACIĞIMI ÇOK ÜZDÜLER

"Bu duruma en fazla sevgili anacığımın gözyaşlarına üzülüyorum. Bir de küçük kızım bu işe çok üzülüyor. Onların gözyaşlarına hakikaten dayanamam. Şu Ramazan ayında anacığıma o üzüntüyü yaşatanlardan hesap soracağım." (Habertürk)