BIST 9.998
DOLAR 34,95
EURO 36,75
ALTIN 2.981,64
HABER /  DÜNYA

Yüzyılın anlaşması değil Batı Şeria'yı yutma planı

Hamas Siyasi Büro Üyesi Suheyl el-Hindi, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda öne sürdüğü "Yüzyılın Anlaşması" planının, son Mısır ziyaretinde Hamas heyetine sunulmadığını belirtti.

Abone ol

Hamaslı yetkili Hindi, yakında duyurulması öngörülen, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın da destek verdiği belirtilen "Yüzyılın Anlaşması" planı, Filistin uzlaşısı, İsrail ile ateşkes ve Bahreyn'deki çalıştaya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

"Yüzyılın Anlaşması planının, temelde işgal altındaki Batı Şeria'yı yutma hedefi bulunduğunu" vurgulayan Hindi, Hamas'ın Gazze'de bir devlet kurulmasını ya da Gazze Şeridi'nin olmadığı bir Filistin devletini kabul etmediğini belirtti.

"Bahreyn'deki çalıştay, Yüzyılın Anlaşması planının bir parçası"

ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda öne sürdüğü "Yüzyılın Anlaşması" planının son Kahire ziyaretinde Hamas heyetine sunulmadığını belirten Hamas yetkilisi, Bahreyn'in başkenti Manama'da gelecek ay düzenlenmesi planlanan ekonomi çalıştayına da Yüzyılın Anlaşması planının bir parçası olması nedeniyle şüpheyle yaklaştıklarını ifade etti. 

"Bu çalıştay, Yüzyılın Anlaşması planının bir parçası. Bahreyn'in çalıştaya ev sahipliği yapmayı reddetmesini, Arap ülkelerinin de katılmaktan imtina etmesini isterdik." diyen Hindi, Hamas'ın katılım için davet almadığını, alması durumunda ise cevabının "çok kesin bir ret" olacağını kaydetti. 

Hindi, Hamas ile Filistinli grupların, Yüzyılın Anlaşması planıyla mücadele için ortak bir vizyon belirlemek amacıyla çaba sarf ettiğini dile getirdi.

"Hamas, uzlaşı konusunda daha fazla taviz vermeye hazır"

Mısır'ın son dönemde Filistin uzlaşısı için yeniden gayret sarf ettiğini hatırlatan Hindi, Hamas'ın da uzlaşının gerçekleşmesi için büyük bir hazırlığı bulunduğunu ifade ederek, bunu "Hamas'ın stratejik boyutu" şeklinde değerlendirdi. 

Filistin meselesi ile bölgedeki gelişmelerin Filistin uzlaşısını zorunlu hale getirdiğini Hamas'ın, Filistin meselesi için uzlaşı konusunda daha fazla taviz vermeye hazır olduğunu kaydeden Hamaslı yetkili "direnişin silahı" gibi Hamas'ın sabitelerinden ise ödün verilemeceğini savundu.

Hindi, Fetih hareketinin uzlaşı konusunda "imkansız şartlar" öne sürdüğünü, Hamas'ın ise ayrılığın bitirilmesi için tüm Filistinli grupların yer aldığı ulusal birlik hükümeti kurulması temelinde bir "yakınlaşmayı" önerdiğini ifade etti.

"Bu bizim çağrısını yaptığımız bir şey. Ayrılığı bitiremezsek de ulusal birlik hükümetini kurmuş, seçimleri yapmış oluruz." diyen Hindi, Hamas'ın seçim sonuçlarını kabulleneceğini söyledi. 

Hindi, Filistin'in karar mekanizmasına herkesin ortak olmasını istediklerini dile getirdi. 

"Silah konusunu tartışmaya dahi açmıyoruz"

"Direnişin silahı" konusunun ise "görüşmeye kapalı ve pazarlık kabul etmez bir konu" olduğuna dikkati çeken Hindi, şunları söyledi:

"Silah: Filistinlilerin kanı ve Filistin halkının acıları demek. Silahlar, Filistinli grupların sahip olduğu en güçlü kart. Bu nedenle bu konuyu tartışmaya dahi açmıyoruz." 

Ateşkes görüşmeleri

İsrail ile Mısır'ın ara buluculuğunda ve ablukanın kaldırılması temelinde dolaylı olarak gerçekleştirilen ateşkes görüşmelerine de değinen Hamas yetkilisi, hareketinin bu görüşmelerde üzerinde anlaşılan hususlara bağlı kaldığını vurguladı.

Hindi, söz konusu anlaşmanın dayanaklarının, Gazze Şeridi'ndeki balıkçılar için avlanma mesafesinin 15 mile çıkarılması, sınır kapıları ve ticaretle ilgili çalışmaların iyileştirilmesi, istihdam meselesi ve elektrik konusunun iyileştirilmesi karşılığında, Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterileri kapsamında (sınırın diğer tarafındaki Yahudi yerleşim birimlerine yanıcı balon gönderme gibi) sert yöntemlerin kullanılmaması, Gazze'nin doğusundaki tel örgülerden uzak durulması şeklinde olduğunu ifade etti.

Anlaşmanın bazı maddelerinin uygulanmaya başladığını ancak bazıları konusunda ise oyalama yönteminin kullanıldığını aktaran Hindi, Hamas'ın, İsrail tarafının anlaşmaya varılan hususları tatbiki meselesini takip ettiğini kaydetti.

Son gönderilen yanıcı balonlar "bireysel eylemler"

Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerinde kullanılan sert yöntemlere geri dönülmesi yönünde genel bir karar alındığı haberlerini yalanlayan Hindi, son günlerde yakınlardaki Yahudi yerleşim birimlerine yanıcı balon gönderilmesi olayının "bireysel eylemler" olduğunu söyledi.

Hindi, ayrıca İsrail'in Gazze'ye halihazırda yeni bir savaş açmak istemediğini ancak böyle bir şeye kalkışırsa direniş güçlerinin karşılık vermek için büyük bir hazırlığının bulunduğunu dile getirdi. 

"Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon 

Manama'da düzenlenecek ortak çalıştayın, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda yakında açıklaması beklenen "Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon olduğu ifade ediliyor. 

Beyaz Saray basın ofisinden yapılan açıklamada, Bahreyn'in ABD ile iş birliği içinde 25-26 Haziran'da başkent Manama'da "Refah için Barış" adlı ekonomik çalıştaya ev sahipliği yapacağı belirtilmişti. 

Çalıştayın hükümet, sivil toplum ve iş dünyasındaki liderlerin fikir alışverişinde bulunması, stratejileri tartışması ve potansiyel ekonomik yatırımlara destek vermesi için çok önemli olduğuna işaret edilen açıklamada, "Refah için barış, Filistin halkı ve bölge için müreffeh bir gelecek için daha istekli ve başarılabilir çalışmalara fırsat tanıyacaktır." ifadeleri kullanılmıştı.

"Yüzyılın Anlaşması" 

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda öne sürdüğü, Suudi Arabistan, Birleşik Arapları Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın da destek verdiği belirtilen "Yüzyılın Anlaşması" planının, Filistin devletini kurmak için Sina topraklarının bir bölümünün alınmasını öngördüğü ileri sürülüyor. 


Planın, Kudüs'ün tamamının İsrail'e bırakılması ve Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin büyük bölümünün varlığını sürdürmesi gibi Filistinlilerin aleyhine maddeler içerdiği de belirtiliyor. 


İsrail tarafından yerlerinden edilen 6 milyona yakın Filistinli mültecinin geri dönüş hakkı konusuna yer verilmediği kaydedilen planda, Filistin tarafına bazı maddi yardımlar ile Kudüs'ün kenar mahallelerinden birinin başkent olarak önerildiği ifade ediliyor.