Dünya Bankası'nın raporu gerçeği tokat gibi yüzümüze vurdu. Türkiye gençliğiyle ilgili yazılan raporda bakın neler deniyor?
Abone olDünya Bankası raporunda, gençlerin yaklaşık yüzde 40'ının ''ne okula gittiği ne de çalıştığı'' vurgulanarak, özellikle genç kadınların da oldukça düşük bir istihdam oranına sahip olduğu vurgulandı...
Türkiye'de genç nüfusun sadece yaklaşık yüzde 30'unun istihdam edildiği, genç katılım ve istihdam oranlarının AB ortalamalarının oldukça altında olduğu ve gençlerin faal olmama oranlarının ''endişe kaynağı'' olduğu bildirildi.
Dünya Bankası İnsani Kalkınma Sektörünün hazırladığı ''Türkiye'nin Gelecek Nesillerine Yatırım Yapmak, Okuldan İşe Geçiş ve Türkiye'nin Kalkınması'' konulu raporda, Türkiye'de genç nüfusun istihdam sürecinde yaşadığı zorluklara ve çözüm önerilerine yer verildi.
GENÇLERE YATIRIM YAPILMAZSA RİSK BÜYÜYECEK
Türkiye'nin bugünkü büyük genç nüfusunun sunduğu potansiyel faydalardan yararlanabilmek için gençlerine yatırım yapmak zorunda olduğu vurgulanan raporda, ''potansiyel faydalar oldukça büyük olmakla birlikte eğer günümüzdeki büyük genç nüfus grubu yarının iş gücü piyasasında ve toplumda yerini bulamazsa, riskler de oldukça büyük olacaktır. Bu demografik profilin potansiyel dezavantajı da oldukça önemlidir. Eğer Türkiye'nin gençleri çalışma dünyasına iyi hazırlanmazsa ve iş gücü piyasası da bu gençler için daha fazla iş yaratmazsa, büyük genç nüfus grubu sosyal ve ekonomik baskı ve gerilim kaynağı haline gelecektir'' denildi.
OECD ÜLKELERİNE YAKLAŞMAK İÇİN
Gençlerin rekabet ortamının zorlu ve standartların yüksek olduğu açık bir ekonomide yerlerini bulmalarının önemine işaret edilen raporda, ''Eğer Türkiye Avrupa'daki ve OECD içerisindeki daha yüksek gelirli ülkelere yakınlaşma doğrultusunda yoluna devam etmek istiyorsa, ekonomik stratejisini düşük maliyetler üzerine dayandıramaz'' şeklinde görüş bildirildi.
İŞ, GENÇLER İÇİN BÜYÜK ZORLUK
Raporda, ülkenin bilgi, beceri ve yenilik noktasında rekabet etmesi için açık bir iş gücü piyasasının gerekliliği vurgulanarak, Türkiye'de pek çok gencin iş gücü piyasasına girerken önemli zorluklarla karşılaştığı ifade edildi.
SADECE YÜZDE 30 İSTİHDAM EDİLİYOR
Türkiye'nin 15 ve 24 yaş arası olarak tanımlanan genç nüfusunun sadece yaklaşık yüzde 30'unun istihdam edildiğine dikkat çekilen raporda, bu nüfus grubundaki işsizlik oranının ulusal oranın iki katından daha fazla olduğu kaydedildi.
ENDİŞE KAYNAĞI
Türkiye'nin genç katılım ve istihdam oranlarının da AB ortalamalarının oldukça altında olduğuna işaret edilen raporda, gençlerin faal olmama oranlarının da ''endişe kaynağı'' olduğu ifade edildi.
NE OKUL VAR NE DE İŞ
Gençlerin yaklaşık yüzde 40'ının ''ne okula gittiği ne de çalıştığı'' belirtilen raporda, özellikle genç kadınların da oldukça düşük bir istihdam oranına sahip olduğu belirtildi. 2006 yılında bu oranın sadece yüzde 20 olduğu belirtilen raporda, Türkiye'deki iyi eğitimli kadınların iş gücüne katılımlarının bir önceki nesil ile karşılaştırıldığında daha az olduğu kaydedildi.
EĞİTİMDE İYİLEŞMELER VAR AMA YETERLİ DEĞİL
Eğitim durumunda iyileşmeler sağlanmış olmakla birlikte, Türkiye'nin daha fazla edinim sağlamak için yapması gereken çok şey bulunduğu vurgulanan raporda, şöyle denildi:
''Eğitim kalitesi de önemli bir husustur. Türkiye'deki en iyi öğrenciler beceri seviyeleri bakımından başka ülkelerdeki öğrenciler ile rekabet edebilecek düzeyde olmasına rağmen, yeterlilikler, cinsiyet, bölgeye, aile gelirine ve okul türünü göre önemli değişiklikler göstermektedir. Genel olarak hem eğitim durumu hem de eğitimin kalitesi bakımından, Türkiye'nin eğitim sistemi, alt orta gelir düzeyindeki ülkelerin seviyesindedir ve biraz daha altındadır, ancak çoğu AB ve OECD ülkesinin standartlarının çok gerisindedir.''
Gelecek için daha iyi istihdam hedeflerinin, tüm gençleri okuldan sonra iyi bir iş sahibi olabilmelerini sağlayacak becerilerle donatacak eğitim reformlarını gerektirdiğinin altı çizilen raporda, iş gücü piyasasındaki hareketsizliğin de gençler için bir engel teşkil ettiği, özellikle iyi işler olmak üzere işlerin mevcudiyetinin son yıllarda sınırlı düzeyde olduğu belirtildi.
Türkiye'de 2002-2006 yılları orasında GSYİH yıllık yüzde 7,5 oranında büyürken, istihdam artışının yıllık ortalama yüzde 1,1 düzeyinde kaldığına işaret edilen raporda, ''Türkiye'nin 2006 yılındaki yüzde 46'lık istihdam oranı tüm AB ülkelerinin gerisindedir ve yüzde 70'lik Lizbon standardının da çok altındadır. Türkiye'deki iş açığının bir başka yönü de mevcut bir çok işin kalitesinin çok düşük olmasıdır. Tüm istihdamın yaklaşık yarısı kayıt dışı sektördedir'' denildi.
Korumayı işler üzerinden, işçiler üzerine kaydıracak olan iş gücü piyasası politika reformlarının, gençlerin iyi işlere erişimini artırmada önemli bir adım olacağı ifade edilen raporda, beceri eksikliklerine ve sınırlı yeni iş olanaklarına ek olarak, gençlerin bilgi eksikliğinin de okuldan işe geçiş sürecinde bir sorun olarak görüldüğü kaydedildi.
SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ
Raporda, düşük ücretli iş gücü için sosyal güvenlik primlerinin düşürülmesinin, kayıtlı sektörde gençlerin işe alınmasını teşvik edeceğine işaret edilerek, düşük ücretli iş gücü üzerindeki vergi yükünün Türkiye'de oldukça ağır olduğu ve bu durumun işverenler için işe alım konusunda caydırıcı bir etki yarattığı belirtildi.
Dünya Bankası tarafından gerçekleştirilen simülasyonların, sosyal güvenlik primlerinin düşürülmesinin çok önemli mali etkilere yol açmadan, gençlik istihdamı üzerinde önemli etkilere sahip olabileceğini gösterdiği anlatılan raporda, ''örneğin bu tahminlere göre, 30 yaş altı çalışanların sosyal güvenlik primlerinin iş veren paylarında 7 puanlık bir azaltma ilave 70 bin kayıtlı yeni iş yaratacaktır. Bu rakam bu yaş grubu için kayıtlı istihdamda yüzde 2'lik bir artış anlamına gelmektedir''denildi.
TÜRKİYE ÖNEMLİ DÖNEMEÇTE
Raporda, özetle şu görüşlere yer verildi:
''Türkiye kalkınma yolunda önemli bir dönemeçtedir. Demografik bir geçiş sürecinde ve oldukça rekabetçi bir ortamda bulunan Türkiye için gelecek nesillere yatırım yapmak bu neslin gelişimi ve ülkenin kalkınmasına yapılacak katkılar üzerinde önemli etkiler yaratacaktır.
Eğitim sisteminin güçlendirilmesi ve iş gücü piyasasının işleyişinin geliştirilmesi reform gündeminin temelini oluşturmaktadır. Ayrıca gençlerin önündeki fırsatları genişletmeyi, daha bilgilendirilmiş bir şekilde karar verme olanaklarını artırmayı ve fırsatları kaçırmamaları halinde onlara ikinci bir şans vermeyi hedefleyen politikalar, gençlerin okuldan işe geçiş sürecini kolaylaştıracak ve Türkiye'nin büyümesine ve yoksulluğun azaltılmasına bir an evvel katkı sağlamalarını sağlayacaktır.''