Yürü Ya Tayyip!..
14 yıldır bütün seçimleri kazanmanın,üzerine oynanan bütün oyunları bozup dimdik ayakta kalmanın nedeni nedir?
Son Almanya olayı göstermiştir ki..
Büyüyen, gelişen, kendi ayakları üzerinde duran Türkiye, bugün uluslararası güçlerin açık hedefi haline gelmiştir..
Çünkü hazmedilemeyecek noktadır Türkiye artık.
14 yılda nereden nereye gelindiğini bizim ülkemizde birileri görmese de, onlar çok iyi görüyor.
***
Şu son 14 yıla bakın..
Hazine para ile dolmuş..
Kamu borçları bitirilmiş..
İMF’ye el açma dönemleri tarihe karışmış...
Yardım alan değil, yardım veren ülke haline gelinmiş..
Devlet bankaları zarardan kara geçmiş..
Kendi savaş uçağını, gemisini yapan ülke olunmuş..
Dünyanın en büyük havalimanı inşası yapılır olmuş..
Ülke muhteşem bölünmüş yollarla kuşatılmış..
Köprüler göz kamaştırmaya başlamış..
Turizm gelirleri 3 kat artmış..
En büyük barajlar yapılmış..
Kendi milli politikaları ile kendi kaderini tayin eden güçlü bir devlet iradesi ortaya konulmuş..
3 milyon mülteciye kucak açarak kimsesizlerin kimsesi bir ülke gerçeğini tüm dünya görmüş..
Hazmedemiyorlar!..
İşte Türkiye’nin son yıllarda sürekli başında
dolaştırılmaya çalışılan; huzurunu, güvenini, istikrarını bozmak
için yürütülen operasyonun nedeni
budur..
***
Soralım..
Gezi olayları..
17-25 Aralık kumpası..
Paralel Devlet yapılanması..
Terör örgütü PKK ve IŞİD saldırıları..
Rusya ile çok iyi ilişki içine girildiği ortamda, uçak düşürme
krizi sonrası bir anda bağların koparılması..
ABD askerlerinin üzerindeki PYD ve PKK amblemli üniformalar..
Terör ile mücadelemize destek olacaklarına işi “Terör ile mücadeleyi bitir vize kalksın” noktasına getirmeleri..
Teröre karışan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına tepki göstermeleri..
Almanya Parlamentosu’nda sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabul edilmesi..
İşte son olarak İstanbul’da hainlerin bombalı saldırısı
Tüm bunlar nereden çıktı ve çıkıyor!..
Hepsi Türkiye’nin istikbali üzerine birer operasyondur!
Türkiye’yi dizleri üzerine çökertme planlarıdır.
Operasyonların hedefindeki adam da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır..
Erdoğan’a diz çöktürmeden, Türkiye’ye diz çöktürmenin, teslim almanın ve istediklerini yaptırmak için emir vermenin mümkün olmadığını artık iyi biliyorlar..
O nedenle milletin ‘Dik dur, eğilme bu millet seninle’ sloganları, sadece Erdoğan’a değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti duruşuna yöneliktir..
Erdoğan’ın böylesine mücadele etmesinin, sesinin böylesine güçlü çıkmasının tek nedeni de Millet iradesinden başka bir şey değil..
“Türkiye’yi seviyorlarmış da Tayyip Erdoğan düşmanlıklar yaratıyormuş” türünden sözler, Türkiye’de insanlara yönelik algı operasyonunun en önemli parçasıdır.
Artık dış ve iç mihraklar şunu çok iyi anladılar ki:
Erdoğan’ı teslim almadan, Türkiye’yi teslim almak mümkün değil!
Çılgınlıklarının, hainliklerinin, küstahlıklarının devam etmesinin asıl nedeni işte budur..
Erdoğan “Bu ülke sizin kullanım alanınız, emir kulunuz değil” iradesini ortaya koyarken; ABD’si, AB’si, İngiliz’i, Alman’ı, içimizdeki işbirlikçileri ile kol kola girerek operasyon üstüne operasyon yapmaları karşısında karşılaştıkları milli direnç karşısında “Nereden çıktı bu adam” diye hayıflanmaları artık normal!
Tarihe baktığımızda karşı cephede değişen hiçbir şey yok.
Değişen; bugüne kadar çeşitli oyunlarla istediklerini
yaptırdıkları Türkiye’yi yönetenlerden, karşısında hangi güç olursa
olsun tepkisini ortaya koyan, meydan okuyan, bağımsız bir duruş
ortaya koyan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti yüksek
iradesidir.
İşte o yüksek iradenin mimarı da Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’dır..
O nedenle dış basında Türkiye’yi yöneten hiçbir lidere yapılmayan
eleştirilerin, mesnetsiz suçlamaların, hakaretlerin bugün
Erdoğan’a yapılması, asla bir tesadüf değildir..
Türkiye’nin dışarıdan ve içeriden oyun sahasına dönüştürülüp,
kıskaç altında bir milli mücadele dönemi yaşadığı
aşikardır..
İki yol var..
Ya Batı’nın ve ABD’nin emir kulu olarak istedikleri
rotada yürüyecek, Ortadoğu’da şekillendirilmek istenen, içine
Güneydoğu’muzu da alacak yeni haritaya evet demek zorunda kalacak
bir devlet..
Ya kendi ayakları üzerinde durarak hiç kimsenin emir
kulu olmadan 2023 hedefleri yolunda yürüyecek, kimsesizlerin
kimsesi olarak sesini gür bir şekilde çıkaracak bir milli
devlet.
Bugünkü mücadele budur
İşte bu dava “Bize bizden başka dost yok. İnşallah
2023 hedeflerimize ulaşarak geleceğin en büyük 10 ekonomisinden
biri haline geleceğiz” diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın
değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin davasıdır..
***
Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına ve yerel yönetimlere de sözümüz var..
Bu ülkenin milli konularının neresindesiniz?
Son örneği ortada..
Almanya Parlamentosu’nun küstah kararına rağmen seslerini çıkarmamaları, bir meclis kararı almamaları, tepki olarak ses getirecek bir yürüyüş dahi düzenlememeleri çok ama çok üzücü.
Bırakmışlar tüm yükü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerine..
O konuşacak, o söyleyecek, o toplantılar yapacak, o ülkenin hakkını hukukunu korumaya çalışacak..
Sonra da ‘Diktatör’ dedirteceksiniz
***
O nedenle ..
Girdiği bütün seçimleri kazanmanın, halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olmanın, karşısına çıkan bütün badireleri tek başına mücadele ederek atlatmanın, iç ve dış mihraklara gereken dersleri vermenin, siyasetin odağında tek hedef olarak dimdik ayakta kalmanın, 14 yıl sonra da aynı şevk aynı heyecan ile ‘Durmak yok yola devam’ demenin tek bir anlamı var..
CENAB-I ALLAH ‘Yürü ya Tayyip ’ diyor.
Gerisi hikaye!
Karşıtlarının hala anlayamadığı işte bu!
Milletin adamı olmak başka bir şey..
İşte son örneği..
Müslümanları derin acıya boğan, dünya boksunun efsane ismi Muhammed Ali’nin cenaze törenine katılmak ve saf tutmak için ABD’ye gidiyor.
Gönülleri fethetmek böyle bir şey..
Millet nerede olmasını istiyorsa orada oluyor..
Helal olsun...