Sabah gazetesi bugün manşetinde Cemaat evlerinde ve yurtlarında uzun süre kalan ve şu an bir belediyede halkla ilişkiler bölümünde çalışan 27 yaşındaki Mustafa Bozkurt'un iddialarını okurlarına aktardı.
Abone olGülen Cemaati'nin paralel bir örgütlenme için devlet kurumlarına sızdığını ileri süren Sabah gazetesi bugün manşetinde Cemaat evlerinde ve yurtlarında uzun süre kalan ve şu an bir belediyede halkla ilişkiler bölümünde çalışan 27 yaşındaki Mustafa Bozkurt'un iddialarını okurlarına aktardı.
Başından geçenleri Sabah'a anlatan Bozkurt, cemaatin desteğiyle Rusya'da yüksek öğrenimini tamamladığını söyledi ve müthiş bir de iddia dile getirdi: "Bize Fethullah Gülen'in Mehdi vasfını taşıdığını anlatıyorlardı" dedi.
İşte Bozkurt'un anlattıklarına dair Sabah gazetesinde yer alan çarpıcı iddialar:
- Gülenciler'le ilk karşılaşmam dershanede oldu. Sınavlara 2 ay kala bizi yurtlarına çıkardılar. Toplam 120 kişiydik 4 farklı yurda yerleştirildik. 30'ar kişilik gruplar halinde bölündük. Beni Acıbadem Alper Yurdu'na gönderdiler.
- Kod adım Serhat'tı. 2007'de Polis Meslek Yüksek Okulu Sınavı'na hazırlanırken Kozanlı Ömer kod adlı emniyet imamı Osman Hilmi Özdil'le Acıbadem'de bir evde tanıştırıldık. Birlikte iftar açtık. Onu Ankara'da sigortacı sanıyorduk, 17 Aralık sonrası kim olduğunu anladık.
- Yurtta kendimi ajan gibi hissetmeye başladım. Evleri ve yurtları bölmüştük. Emniyet, askeriye, hukuk yapılanması diye çevre okullardan çocukları toplayıp eğitiyorduk. Biz de öğrenciydik fakat bizden küçük çocuklar 4'er kişilik gruplarla geliyordu ve ağabeylerimiz "Öğrenciler birbirlerini asla görmesin" diye telkinlerde bulunuyordu. Aynı zamanda hücre tipi yapılanma kurulmuştu. Askeriye ve polislik sınavına sokulacak öğrencileri kesinlikle kendi dershanelerine yazdırmazlardı.
- Milyonlarca öğrencinin hakkına girerek çaldıkları sorularla casusluk kadrosu oluşturan örgüt, soruları kitaplara bastırarak verilirdi. Sorular sınavdan 4-5 gün önce verildi. Polislik sınavını kazanacağımızdan emindik fakat yine de huzursuzluk vardı. Soruların eve götürülmesi, yurttan çıkarılması ve kopyalanması kesinlikle yasaktı. Bu kitaplar herkese verilmedi sadece itibar edilen güvenilen kişilere verilirdi. Sınavdan sonra soruları karşılaştırdığımızda birebir aynıydı, harflerinin bile yerinde değişiklik yoktu. Soruları kimden aldıklarını sorduğumuzda ise 1'inci sınıf emniyet müdürleri ve istihbarattan abilerin getirdiği söylenirdi.
Hakan Şükür ve Yaşar Alptekin yurda gelirdi
- Bize ve Anadolu yakasına bakan 8-9 ağabeydi. Soru sızdıranların başında, İstanbul Anadolu Yakası Sorumlusu kod adı Özal Cemşit vardı. Gerçek ismini kullanmıyordu.Bütün Anadolu yakasının sorumlusu oydu. Cemşit'in yardımcısı Azeri Amid Mamedov'du. Şu an kendi ülkesinde avukat. Eliz Barkhüseyinov gelirdi. O da Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde okuyordu. Bir diğer ağabey Ömer Faruk Kahraman ise emniyet ve askeriye sorumlusuydu uzman erbaş, astsubaylık sınavlarına öğrenci hazırlar, PMYO sorularını dağıtırdı.
- Zaman zaman büyük iş adamları gelirdi yurdumuza. O zaman futbolcu olan Hakan Şükür de gelir, sohbet edilirdi. Oyuncu Yaşar Alptekin gelirdi.
- Büyük ağabeylerimizden Gülen'i 21'inci yüzyılın Mehdilik vasıflarını taşıdığını söyleyenler vardı. Biz sorduğumuz zaman gelecek Mehdi'nin peygamberimizin kelamını her yere götüreceğini şu an günümüzde Gülen'in bu vazifeyi üstlendiğini, bütün dünyaya okul açmasının sebebinin bu olduğu söyleniyordu. Mehdi'nin bunları yapacağını, 21'nci yüzyılda bu özellikleri taşıyan tek kişinin Gülen olduğunu belirtiyorlardı ama tepki çekeceği için açık açık söylenemiyordu.
- Bölge ağabeylerim, 4 yıl boyunca Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ni takip ettiler. Özellikle hukukçu öğrenci arkadaşlarımıza top sakal bıraktırıp küpe taktırarak girecekleri ortamda kimliklerini gizlemeleri için stil çalışması yaptılar. Biz "Neden takip ettiriyorsunuz?" dediğimizde "Bizim her yerde olmamız gerekiyor" cevabını verirdiler.