Yurtdışındaki Türkler’in CB seçimlerine güvensizliği…
YSK bu kafayla giderse, bu güvensizlik aşılamazsa,oylar Türkiye'de sayılırsa, yurtdışı Türklerinden oy beklemeyin.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yurtdışı ayağında Türkler oylarını kullandılar. Seçimlere olan ilginin beklenilenden daha düşük olması bir sükut-u hayal yaşattı diyebiliriz ama ben de ardından ‘Ne bekliyordunuz ki?’ sorusunu sorabilirim…
Teknik nedenlerden dolayı, sandık sayısının az olması, oy kullanılacak noktaların uzaklığı, randevu sistemi vs. bütünsel olarak YSK’ya yükleyeceğimiz arızalar ve düzensizlikler dışında, asıl mevcut neden yurtdışında yaşayan Türklerin seçime güveni ve inancı olmamasıdır…
YSK’yı sonuna kadar eleştirelim, sistemleri çökmüştür ve işlememiştir ama sizi temin ederim ki; YSK yurt dışı oy kullanımında sıfır sorunla çıkmış olsaydı, bugün yurtdışı oy kullanımı %6 larda kaldıysa, sıfır sorunda belki %8 olurdu.
Dolayısıyla asıl sorun, YurtdışıTürklerinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilgisiz olmalarıdır.
2 milyon 700 bin seçmenden sadece 232 bin kişinin oy kullanmış olması, asla tesadüf değil.
Şu durumda yurtdışı Türklerinden büyük beklentisi olan, seçim öncesi yurtdışında mitingler yapan çatı adayları mutlak bir hayal kırıklığına uğradılar ve bence, bu da yurtdışı Türklerinin, özellikle seçim zamanı hatırlanan, hal hatır sorulan Türklerin, devletimize okkalı bir cevabıydı.
Diğer taraftan, yurtdışında yaşayan Türk ‘’Oy versem nolucak, oy vermesem nolucak’’ yani değişen bi’şey olmayacak diyor. Mevcut sistemin karşısında olanlar güveni ve inancı sıfırlamışlar, beklentileri asla yok…
Seçim öncesi, oyların Türkiye’de sayılacağını bilen seçmen oy kullanmama kararını o zamanlar vermişti. Yetkili kişiler her ne kadar oyları büyük bir titizlikle saklayacaklarını ve nereden nereye taşınacağıyla ilgili noktaları ve bilgileri defalarca anlatmış olsalar da, oyların yurtdışında kullanılıp, Türkiye’de sayılacak olması noktasında seçmen oy kullanmaya gerek duymadı. Bu bağlamda en büyük hata, seçim öncesi seçmenin, oyların Türkiye’de sayılacağını bilmesiydi. Oylar kesinlikle, bulundukları noktalarda sayılmalıydı. Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında yurtdışı Türkleri için, ‘’150 bini oy kullandı, sıkmayın canınızı uçakta taşınırken 1 milyona yükselir,sayarken 2 milyona bağlarlar’’ diye yazmış. İşte Yurtdışında yaşayan Türk tam da bu ruh haliyle oy kullanmadı.
Yine Nev York’da Posta212’de çıkan bir haberde aynen şu ifadeler yer alıyor; ''Varsayın siz North Carolina’nın Raleigh şehrinde yaşayan bir Türksünüz, 784 kilometre yol aşıp New York’a oy kullanmaya gelir misiniz? Ya da Miami’de yaşıyorsunuz. 2046 kilometre yol tepip 19 saat yolculukla New York’a gelmek için uğraşır mısınız? Ben gelmem. Gelen varsa da ya harcayacak parası çoktur ya da artık kendine hobi arayan tuzu kuru bir vatandaştır.'' İfadelerde de görüldüğü üzere YSK’da vatandaş oy kullanmasın diye elinden geleni ardına koymamış,bu ayrı mevzu…
Diğer bir ayrıntı, yurtdışında yaşayan Türkler, yaşadıkları ülkelerde yapılan referandumlara da katılım göstermiyorlar. Örneğin, İsviçre’de, Türklerin referandumlara katılım oranı %9, hal böyle iken, yani yaşadığı ülkede kendisi ve çocuklarının geleceğini yönlendirecek referandumlara dahi katılım göstermiyorken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir potansiyel beklenmesi elbette ütopik ama bir İsviçreli’nin sandığa gitme oranı da, söz konusu göçmen politikası değilse, çok aşağılarda…
Dolayısıyla, özellikle Avrupa’da toplum büyük ölçüde apolitik. Refah düzeyi arttıkça, sandığa gitme oranı da azalıyor, yine, iş hayatı ağırlaştıkça, sandığa gitme oranı azalıyor.
Bundan sonraki seçimlerde de, belirli bir kesim dışında, yurtdışı Türklerinin çok katılımcı olacağını öngörmüyorum. YSK bu kafayla giderse, bu güvensizlik aşılamazsa, oylar Türkiye’de sayılırsa, yurtdışı Türklerinden oy beklemeyin.