1996 yılında Türkiye ile Yunanistan Kardak kayalıkları yüzünden savaşın eşiğine gelmişti. Krizin doruk noktasında liderlerin kırmızı telefon görüşmeleri deşifre oldu.
Abone ol1996 yılının ocak ayında, krizin en sıcak günleri yaşanırken ABD Başkanı Clinton Beyaz Saray’dan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i kırmızı telefonla aradı. Clinton, Türk-Yunan savaşından endişe duyduğunu söyledi. Demirel de Yunanistan Kardak'tan askerini çeker ve bayrağını kaldırırsa sorunun çözüleceğini belirtti. Türkiye ile Yunanistan’ı savaşın eşiğine getiren Kardak krizi’nin zabıtları, Hürriyet’in Atina Temsilcisi Nur Batur’un kitabında yer aldı. O gece ABD Başkanı Clinton, sık sık Cumhurbaşkanı Demirel’i arıyor ve muhtemel bir savaşı engellemeye çalışıyordu. KRİZİN zirveye tırmandığı 30 Ocak 1996 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığı kadar hareketli olan bir diğer merkez Çankaya Köşkü’ydü. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’le birlikte ilgili bakanlar ve bürokratlar hararetle ne yapılması gerektiğini tartışıyorlardı. Başbakan Çiller, askerlerin Kardak’a çıkıp Yunan bayrağını indirmesinden yanaydı. Cumhurbaşkanı Demirel ise Yunanlıların bunu savaş sebebi sayacağını belirterek, burada çıkacak bir savaşı dünyaya izah etmekte zorluk çekeceklerini söylüyordu. Cumhurbaşkanı Demirel, bir yandan da Bill Clinton’la telefonla görüşüyordu. ABD Başkanı, iki ülkenin de soğukkanlı davranmasını ve savaştan kaçınmasını istiyor ve ‘Bir avuç kaya parçası için savaşmayın’ diyordu. Ara formülü üreten Genelkurmay Karargáhı oldu. Demirel’i arayan Güreş, ‘Orada ikinci bir kayalık var. İkizi. İkincisine de biz asker çıkaralım’ dedi. Clinton, Yunan tarafıyla bağlantı kurarken, Türk SAT komandoları, Kardak’ı kuşatmış olan Yunan domanmasının arasından geçerek hemen yandaki adaya çıkıp Türk bayrağını dikmiştir bile. Demirel, durumu şöyle özetleyecektir: ‘Sadece Clinton’un lafına kanmadık.’ Endişeliyim Sayın Başkan CLİNTON Kısa süre içinde telefon görüşme talebime cevap verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sizi, Kardak kayalığı anlaşmazlığı yüzünden Türkiye’yle Yunanistan arasında askeri bir çatışma ihtimalinden endişe duyduğum için arıyorum. Bu kayalığın kime ait olduğu konusunda görüş ayrılığı olduğunu biliyorum ve sizden, sorunun askeri değil diplomatik yollardan çözümlenmesi için elinizden geleni yapmanızı istiyorum. Durumun kontrolden çıkabileceği izlenimini taşıyorum. Bunun iki taraf için de bir felaket olacağı kanısındayım. Yunan Başbakanını hemen arayıp, tehelikeli tırmanışı durdurmak için askerlerini derhal bölgeden çekmelerini isteyeceğim. Ama önce sizinle konuşup bir askeri çatışmadan kaçınacağınıza ilişkin güvence almak istedim. Eğer Türkiye ve Yunanistan arasında ciddi bir çatışma olursa, bu dünyanın o bölgesindeki birçok başka sorunun daha da karmaşık hale sokabilir. DEMİREL Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ben de sizin endişelerimize katılıyorum ve ben de son derece mutsuzum. Bu sorun son birkaç gün içinde gelişti. Biz çatışma istemiyoruz. Bunun kimseye ve hiçbir şeye faydası olmayacak. Ama sorun şu: Aramızdaki diyalog hemen hemen koptu. Eğer Yunanistan askerlerini çekerse ve kayalıktaki bayrağını kaldırırsa, sorunu barışçı yollarla müzakere edebiliriz. Gerginlik için hiçbir neden yok. Ne yazık ki onlar gelip kayalığa asker çıkardılar. Bayraklarını diktiler. Bu kayalık daha önce Yunanlılara ait değildi. Birbirimize zarar vermenin bir anlamı yok. Ben de çok endişeliyim. Buradaki hassasiyet çok yüksek. Eğer bir şey yapabilirseniz ve onlar askerlerini ve bayraklarını derhal geri çekerse bir sorun kalmayacak. Ben elimden geleni yapacağım. Tekrar ediyorum. Ben de çok mutsuzum. CLINTON Yardım edebilmek için, Yunanlılarla da görüşüp elimden geleni yapacağım. Dünyanın bu bölgesinde bu kadar çok sorunla karşı karşıyayken çatışmadan kaçınmanın büyük önem taşıdığına inanıyorum. DEMİREL Meseleyi tartışabilmek için başladığımız noktaya dönmemiz gerekiyor. Başlangıçta adada ne bayrak, ne de asker vardı. Eğer bir şey yapabilirseniz müteşekkür oluruz. CLINTON Teşekkür ederim DEMİREL Her zaman işbirliği yapacağız. CLINTON Teşekkür ediyorum. Elimden geleni yapacağım. Temas halinde olacağız. DEMİREL Teşekkürler Sayın Başkan. Bombalayalım... Hayır, çatışamayız TÜRK tarafında bunlar yaşanırken, Yunan tarafındaki durum da hiç farklı değildi. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis’le Genelkurmay Başkanı Amiral Liberis arasındaki konuşma bunun somut bir göstergesiydi: Liberis Sayın Başbakan, Türk komandoları ikiz kayalığa Türk bayrağı diktiler. Derhal havadan ve karadan Türk komandolarının çıktığı kayalığı bombalayalım. Simitis Ne diyorsunuz? Bombalarsak Türkiye’yle topyekun savaşa gireriz. Liberis O zaman, Yunan komandolarını gönderelim, diktikleri bayrağı indirsinler. Simitis Operasyonlar kaç saat sürer? Başarı şansımız nedir? Liberis Kesin bir şey söyleyemem. Ama Türkler fark ederse çatışmayı göze almamız lazım. Simitis Hayır, çatışmayı göze alamayız. Kitabında ‘Koyunları kurtardım’ iye yazmıştı ABD eski Başkanı Bill Clinton, 12 milyon dolara yazdığı, geçen haziran ayında piyasaya çıkan kitabı My Life’ta (Hayatım) Kardak Krizi sırasında Demirel ve Çiller’le yaptığı telefon görüşmesinden bahsetmişti. Clinton, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kardak krizini anlatırken, ‘Demirel ve Çiller ile konuştum, askeri çatışmanın eşiğinde olduklarını ve benden müdahale etmemi ve durdurmamı istediler’ diye yazdı. Bill Clinton, bu kayalıkta insan yaşamadığını, Yunanistan’ın tezlerini Ankara’nın kabul etmediğini ve krizin de Türk gazetecilerin Kardak’ta bayrak değiştirmesi sonucu patlak verdiğini belirtti. GÜLMEKTEN KENDİMİ ALAMIYORDUM ‘Kıbrıs gibi bir sorunu bulunan iki büyük ülkenin koyunların (keçilerin) yaşadığı on dönümlük bir arazi için savaşması düşünülür gibi değildi. Ama, Çiller’in savaşın gerçekten olabileceğinden korktuğunu hissettim’ dedi. Bill Clinton, Washington, Ankara ve Atina arasındaki yoğun bir telefon trafiği sonucunda, sorunun diplomasiyle çözülmesi için karara varıldığını kaydetti. Clinton kitabında, ‘Gülmekten kendimi alamıyordum. Ortadoğu’da, Bosna’da ve Kuzey İrlanda’da barış için başarılı olup olmamak bir yana, en azından Ege’deki bazı koyunların (keçilerin) hayatını kurtarmıştım’ ifadelerini kullandı. Kardak hatırası Her şey Bodrum Turgutreis açıklarında kötü hava koşulları nedeniyle bir Türk şilebinin, Yunanistan’la ihtilaflı bir adacığa çarpmasıyla başladı. Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasında anlaşmazlık çıkınca Kardak krizi patladı. Hürriyet Haber Ajansı İzmir Bürosu’ndan Aykut Fırat ve Cesur Sert, 27 Ocak 1996 Cumartesi günü öğleden sonra Santay Air’e ait bir helikopterle Kardak’ı görüntülemek için havalandı. Hürriyet Haber Ajansı ekibi, yanlarına Kanal D kameramanı Osman Korkmaz’ı da aldı. Pilot Kemal Süler, sert bir havada Ege Denizi’nde bir süre tur attıktan sonra Kardak Adası’nı buldu. Adayı havadan fotoğraflayan Hürriyet Haber Ajansı ekibi, bikaç keçinin bulunduğu adada bir Yunan Bayrağı’nın dikili olduğunu farketti. Hemen karar alındı ve helikopter pilotu sert havaya rağmen, Yunan bayrağının bulunduğu noktaya iniş yaptı. Türk gazeteciler Yunan Bayrağı’nı söküp yerine, göreve çıkarken çantalarına koydukları Ay-Yıldızlı bayrağı dikti. Fotoğraflar çekildi, görüntü alındı. Kemaraman Osman Korkmaz’a fotoğraf makinesini veren Aykut Fırat, Cesur Sert ve helikopter pilotu Kemal Süler’le birlikte bu pozu verdi. Hürriyet Haber Ajansı ekibi hava kararmadan adadan ayrıldı. Görev tamamlanmıştı. Sefa KAPLAN