Atina yönetiminin borçlarını ödeyememesi olasılığı gündemdeki yerini korurken, piyasalarda bir 'Yunan trajedisi' yaşanmaması için çözüm yoları aranıyor.
Abone olYunanistan hükümetinin güvenoyu almasına rağmen, ülkenin içinde bulunduğu mali sıkıntılar Avrupa piyasalarında alınan borçların kısmen de olsa ödenemeyeceği endişesini yarattı.
Uzmanlar geri ödemelerin aksamasının 17 ülkenin oluşturduğu Euro bölgesinin ekonomileri sıkıntı yaşayan ülkelerine olumsuz etki etmesinden ve ortak para biriminin geleceği konusunda şüphe yaratmasından korkuyor.
Sonuçta, ekonomi siyasetleri tam bir eşgüdümle yönetilmeyecekse para birliği nasıl yürütülecek? diye soruluyor.
Peki bu durumda olası senaryolar neler? Yunanistan bir çözüm bulabilir mi, yoksa kaçınılmaz bir felaket karşısında zaman kazanmaya mı çalışıyor?
Senaryo 1: Yeni kurtarma paketi başarıya ulaşır
Yunan hükümeti uluslararası piyasalarda borçlandığı kurum ve kuruluşların taleplerini yerine getirip temerrüte düşmesini önleyecek yeni bir kredi dilimine hak kazanmak için zamana karşı bir yarış veriyor.
Öncelik 110 milyar euro tutarındaki AB-IMF paketinin 12 milyar euro (17 milyar dolar) tutarındaki dilimini 3 Temmuz'a kadar alabilmek.
Ancak Yunan hükümeti bu kredi diliminin onayı için gereken vergi artırımları, harcama kesintileri, özelleştirme gibi kemer sıkma önlemlerini parlamentodan geçirse bile, 12 milyar dolar sadece geçici bir süre rahatlama sağlayacak.
Ama huzursuz piyasalar, AB 120 milyar euro tutarında yeni bir kurtarma paketine onay verirse rahatlayabilir. Çünkü bu Yunanistan'a ekonomisini yeniden yapılandırmak, vergi gelirlerinden gereken artışı sağlamak ve yeniden piyasalardan borç isteyecek duruma gelebilmek için zaman tanıyacaktır.
Yeni paketin gündeme gelmesine kredi derecelendirme kuruluşlarının Yunanistan'ın devlet tahvillerinin notunu büyük oranda düşürmesi yol açtı. Bu koşullarda risk primi yükselen Yunanistan'ın ticari piyasalardan borçlanmaya çalışması kaldırılamayacak kadar pahalıya gelmeye başladı.
Avrupalı liderler kredibilitelerini euro'nun siyasi bir proje olarak başarıya ulaşmasına bağlamış durumda. Bu nedenle euro bölgesi içinde bir devletin borcunu ödeyememe yaftası yememesi için gönülsüzce de olsa yeni bir kurtarma paketi oluşturmaya yöneldi.
Bu paket, euro'ya güveni yeniden tesis edip Yunanistan'ın borçlarını eritmesine yetecek kadar zaman kazanılmasını sağlayabilir.
Ancak sürecin bu şekilde gerçekleşeceği yolunda kesin bir güvence yok.
Kurtarma paketlerinde en büyük yükü omuzlayan Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya ise, özel sektörden yatırımcıların yeni çıkarılacak Yunan tahvillerini almakta ne derece rol oynayacağı konusunda Fransa ve Avrupa Merkez Bankası'ndan farklı düşünüyor.
Senaryo 2: Yunan hükümeti düşer
Başbakan Yorgo Papandreu iktidardaki sosyalist PASOK partisi içinde desteğini pekiştirmeye çalışıyor. Ancak kesintiler ve vergi artışları popülerliğini baltaladı.
17 Haziran'da Evangelos Venizelos'u yeni maliye bakanı olarak atayan Papandreu bu şekilde PASOK saflarında muhalefeti gidermeye çalıştı.
PASOK'un 300 sandalyelik mecliste şimdi 155 sandalyesi var.
Muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi PASOK'un programının belli yönlerine itiraz ediyor.
Parlamento Haziran sonunda bu programı uygulayamazsa, Papandreu hükümetinin düşmesi olasılığından söz ediliyor.
Siyasi belirsizlik ise borçların geri ödenmemesini kaçınılmaz hale getirebilir.
Bu senaryoya göre, IMF ve AB muhtemelen Yunanistan'a aktarılacak diğer kredi dilimlerini durdurabilir.
Yeni Demokrasi, bu noktaya gelinmemesi için PASOK'un zayıflamış azınlık hükümetini bir 'ulusal birlik' koalisyonu ile destekleme önerisini sunabilir. Ancak bunun karşılığında bazı kilit bakanlıkları talep edecektir.
Ancak erken genel seçime gidilmesi birlik hükümeti kurulmasından daha olası görünüyor.
Yunanistan hemen her gün kitlesel protestolar ve kemer sıkma önlemlerine karşı grevlere sahne olurken, seçimin nasıl sonuçlanacağını kestirmek güç.
Bu ortamda gidilecek bir seçim kısa zamanda uluslararası kurtarma planı ve Yunanistan'ın euro bölgesindeki geleceği için hüküm verilem bir referanduma dönüşebilir.
Senaryo 3: Ödemeleri yapmamak için başka bir formül bulunur
Peki Yunanistan borçlarını vadesinde ödeyemezse ne olacak?
Bu durumda, Atina yönetiminin açıkça alacaklılarına borç verdikleri paranın tamamını geri alamayacaklarını söylemesi gerekiyor.
Paranın büyük bölümünü geri alacaklar, ancak bekledikleri vadeden daha geç bir zamanda.
Bu süreç 'borçların yeniden yapılandırılması' olarak biliniyor.
Yöntemin işe yaraması için Yunan hükümet tahvillerine sahip olanların tahvillerin değerinden altında ödeme getireceğini ya da finansçıların deyimiyle 'kırpılacağını' kabul etmesi gerekiyor.
Yorumculara göre alacakların ne kadar 'kırpılacağı' şu aşamada belli değil, oranlar yüzde 20 ile 50 arasında değişebilir.
Bu düzenleme bir müzakere sonucu tarafların rızasıyla yapılırsa, kabul edilebilir bir çözümün parçası olabilir. Ancak elbet, yatırımcıları gelecekte Yunan tahvillerini satın almak konusunda isteksizleştirecektir.
Yunanistan açısından bir diğer sorun ise kredi derecelendirme kuruluşlarının borçların yeniden yapılandırılmasını yine de bir tür temerrüt yani borçların ödenmemesi olarak algılaması olasılığı.
Bu kuruluşların gözünde borçların ertelenmesi Yunanistan için sadece yüzleşmesi gereken 'hesap günü'nü ileriye taşımak anlamına geliyor.
Böyle bir adım, zordaki diğer Avrupa ülkelerinin ihraç ettiği tahvillerin faizlerini de yükseltecektir.
Özellikle İrlanda ve Portekiz için daha çok faiz ödemeleri anlamına gelen bu durum euro'nun değerini de aşağıya çekebilir.
Senaryo 4: Yunanistan'ın bir süreliğine Euro bölgesinden çıkar
Yunanistan Euro Bölgesi'nin parçası olduğu için devalüasyona giderek rekabet gücünü yeniden kazanamıyor.
Bazı yorumcular Atina'nın euro'dan bir süreliğine vazgeçebileceğini söylüyor. Yunanistan bunun yerine "Euro bölgesinden ayrılarak tatile çıkabilir".
Atina böylece bu bölgenin gerektirdiği sorumluluklarını geçici olarak yerine getirmemiş olur ve doğru zamanda yeniden euro'yu para birimi olarak kullanmaya başlar. Böylesi bir senaryoda Yunanistan yeni bir döviz kuru üzerinden drahmaya dönecek ve bir drahma bir euroya eşit olacak.
Atina daha sonra yaklaşık yüzde 25 oranında devalüasyon yapacak ve birkaç yıl sonra farklı bir kur üzerinden (Örneğin 1 Euro=1,3 Drahma) yeniden Euro Bölgesi'ne dönebilir.
Ancak aradan geçen sürede Yunanistan'ın borcu artmış olacak.
Senaryo 5: Yunanistan'ın borçlarını ödemez
Yunanistan'ın borçlarını ödememesi, daha önce görülen bazı örneklerden farklı olacak.
1998'de Rusya, 2001'de de Arjantin borçlarını ödememe kararı almıştı.
Ancak Yunanistan'ın böylesi bir yolu tercih etmesi halinde, ödenmeyecek borç tutarı, Rusya ve Arjantin'in toplam borcundan fazla olacak.
Bu durumda Atina'nın alacağı kararın etkilerini, Yunanistan'a borç veren ve ekonomileri büyük Avrupa Birliği üyeleri de hissedecek.
Yunanistan'ın borcunun yüzde 70'inin, Alman ve Fransız mali kuruluşlarına olduğu sanılıyor. Atina'nın borçlarını ödememesi Avrupa Merkez Bankası'nın saygınlığına da zarar verecek.
Euro Bölgesi'ne uluslararası yatırımlar da azalabilir. Ayrıca Yunanistan'ın borcunun yaklaşık yüzde 25'i Yunan bankalarına ait ve borçlar ödenmezse bu bankalar iflas edebilir.
Borçların ödenmemesi halinde en büyük korku ise krizin yayılması.
Zira ekonomileri güçlü olmayan euro bölgesi ülkeleri için piyasalardan borçlanmak daha pahalıya mal olabilir.
İrlanda ve Portekiz, Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu'ndan yeni kurtarma paketlerine ihtiyaç duyabilir.
Tüm bu nedenlerle Avrupa Birliği'nin, çıkarları için, Yunanistan'ın borçlarını ödemesi için varını yoğunu ortaya koyması muhtemel.