Euro para birimini kullanan AB ülkelerinin maliye bakanları Brüksel"de Yunanistan"ın saplantığı borç batağını görüştü.
Abone olEuro para birimini kullanan Avrupa ülkeleri arasında şu sıralar mali açıdan en büyük sorunu yaşayan Yunanistan. Yeni iş başına geçen sosyal demokrat hükümetin, 2009'da bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranının yüzde 13’e çıktığını açıklamasının ardından, Brüksel ve Berlin'de alarm zilleri çalmaya başladı. Yunanistan’ın bütçesiyle ilgili AB’ye yanlış bildirimde bulunması da sıkıntıları artırdı.
En büyük endişe ise Euro bölgesindeki diğer ülkelerin ekonomik istikrarının da bu durumdan zarar görmesi. Avrupa Merkez Bankası'nın yönetiminin Alman üyesi Jürgen Stark, Avrupa Birliği ülkelerinin, Yunanistan'ın daha dikkatli kontrol edilmemiş olmasının bedelini ödediğini belirtti.
Stark, “Sadece kamu hizmetindeki ücret artışlarını ele alındığında bile, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün verilerine göre, Yunanistan’da kamu çalışanlarının ücretinin 1999-2008 yılları arasında yüzde yüzün üzerinde bir artış sergilediği görülüyor” dedi.
Yunanistan borç almaya devam ediyor
Yunanistan hâlâ finans piyasalarından borç almaya devam ediyor ve eski borçlarını da piyasaya yeni sürülen tahvillerle kapatabiliyor. Ancak Yunanistan şimdiden, mali piyasalardan borç alabilmek için diğer Euro bölgesi ülkelerinden daha yüksek oranda faiz teklif etmek zorunda.
Alman Federal Maliye Bakanlığında müsteşar olarak görev yapan Heiner Flassbeck ise Yunanistan’a yardımcı olabilmek için ortak Euro bölgesi tahvilleri çıkarılması önerisinde bulundu.
Flassbeck, "Yunan devletinin finansal kaynağın en azından bir bölümünü kendi tahvilleri yerine, Euro tahvilleri ile sağlaması daha iyi olur. Bu tahviller daha ucuz olduğundan ve yetkin olmayan kredi kuruluşlarının tahminlerine güvenilmeyeceğinden, kendi yoluna gitmenin daha iyi olacağı kanısındayım” dedi.
Almanya endişeli
Lüksemburg Devlet Başkanı ve Euro Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker, daha önce de pek çok Avrupa ülkesini kapsayan ortak bir tahvil önerisi getirmişti. Ancak Alman hükümeti, bu tür tahvillerin Alman vergi mükelleflerini dezavanatjlı konuma düşürmesinden endişe ediyor. Uluslararası piyasalarda Yunanistan’ın kredibilitesinin düşük olmasının, ortak tahvillerin faizlerini de tırmandırmasından endişe ediliyor. Bunun da Almanya’yı şimdiye kadar olduğundan çok daha yüksek bir faiz yükü altında bırakabileceği dile getiriliyor.
Yunanistan’ın ve iflas tehlikesi ile karşı karşıya bulunan diğer ülkelerin, borç sarmalından çıkması sağlanamazsa, daha büyük bir tehlike doğabilir. Zira Akdeniz ülkeleri, Alman bankalarına ve şirketlerine milyarlarca Euro tutarında borçlu durumda.
Avrupa Merkez Bankası’ndan Jürgen Stark, Avrupa Para Topluluğu'nda karşılıklı yardımlara izin verilmese de söz konusu rakamların, bu ülkeleri mücadelede yalnız bırakmak için çok yüksek olduğunu belirterek, “Avrupa Birliği’nde ya da Avrupa Para Topluluğu’nda ne Birlik, ne de tek tek üye ülkeler diğer ülkelerin borçları için yükümlülük taşır. Bu çok temel bir ilkedir” dedi.