BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  DÜNYA

Yunan medyasından Türk amiral Cihat Yaycı'ya ölüm tehditleri

LİBYA ile 27 Kasım 2019'da imzalan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının fikir babası olarak bilinen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı hakkında Yunanistan medyasından ölüm tehditleri içeren haber yapıldı.

Abone ol

Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının tezini ortaya atan Tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan’ın 16 adayı antlaşmalara rağmen silahlandırması ve ülkenin taleplerini soru-cevaplı olarak dile getirince Yunan basının hedefi oldu. Amirale ölüm tehditlerine varıncaya ağır hakaretlerde bulunuldu.

18 adamız ve iki kayalığın Yunanistan tarafından işgal edilmesinin yanı sıra, antlaşmalarla silahlandırılmaması, asker bulundurulmaması kabul edilen 16 Yunan adasında ise buna uyulmadığı ortaya çıktı.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Doç.Dr Cihat Yaycı'nın  soru-cevaplı “Yunanistan Talepleri” adlı kitabı Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı.

Kitapta, Yunanistan'ın, gayri askeri statüde olmasına rağmen haksız, hukuksuz, antlaşmalara aykırı olarak 23 adadan 16'sında asker bulundurduğunu, ağır silahlar olduğunu belgelere dayalı olarak  yazdı.

Kitap, Yunanistan basınını ayağa kaldırdı ve Tümamiral Yaycı'ya ağır hakaretler edildi, ölüm tehditlerinde bile bulunuldu.

“Türkiye'de kan akacak”, “Askerler kaçırılacak ve öldürülecek”, “Türkiye'de bıçaklar çekildi” başlıklarının da kullanıldığı bir sitenin ise Yunan İstihbarat Servisinin kontrolünde olduğu öne sürüldü.

16'sında asker var 

Yunanistan'ın yüksek tirajlı gazetelerinin yanı sıra çok izlenen televizyonlarında, internet sitelerinde konu edildi. Televizyon programlarında “Askeri uzman” olarak çıkarılan kişiler, Yaycı'yı hedef aldı, “Türkler Ege’yi işgal etme planı yapıyor.

Tümamiral Cihat Yaycı aracılığı ile bu plan deklare oldu. Türk Tümamiral 23 Yunan adasının egemenliğinden şüphe duyuyor” başlıklarını kullanıp, komutana ağır hakaretlerde ve tehditlerde bulunuldu.

Bazı tartışma programlarında, “Yunanlılar her ne kadar Türkiye’nin Egeyi işgal planlarına karşı dinamik bir şekilde tepki gösterseler de Türk Tümamiralin, Türk Deniz Devletine yönelik açıklamalarına bir göz atmakta fayda var.

Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı ‘Yunanistan’ın Talepleri – Ege’deki sorunlar sorular ve cevaplar' isimli kitabında aralarında Rodos ve Meis adalarının da bulunduğu 23 Yunan Adası’nın egemenliğinin şüpheli olduğunu söylüyor” denildi.

Tümamiral Yaycı'nın kitabına göre Doğu Ege’de bulunan 12 adaları da içeren 23 ada ve Meis adasının 1923’te Lozan ve 1947 Paris Antlaşması ile adalarda askeri bir tesis kurmama ve tamamen askersizleştirme koşuluyla Yunanistan’a verildiği, buradaki amacın Türkiye'nin güvenliği olduğu  Yunan basınında yer aldı. Yorumlarda şöyle denildi:

Birlikler kaldırılmalı 

“Türk Kurmay Başkanı, Yunanistan’ın bu Adaları askeri birlikler yerleştirerek bu ön koşulları ihlal ettiğini ve bu kapsamda adaların ‘Egemenlik Devri’nin şüpheli olduğunu söylüyor.

Ayrıca Türk Kurmay başkanına göre bu adalardaki her türlü askeri birlik tamamen kaldırılmalı, adalar üzerindeki askeri uçakların uçuşu dahi yasaklanmalı ve Adalarda hiçbir askeri eğitim yapılmamalı.

Tabii ki bu kapsamda 1952 yılında Yunanistan’ın İleryöz Havaalanı inşa ettiğini ve daha sonra askeri maksatla kullandığını, 1974’ten sonra da Adaları hızla silahlandırdığını söylüyor ve iddiasına dayanak olarak 23 adadan 16’sında anlaşmayı ihlal eden uygulamalarına yönelik birçok kaynakta bilgi bulunduğunu belirtiyor.”

''Yunanistan'ın talepleri var'' 

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, 17 Nisan'da SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada, “Biz, Yunanistan'ı tehdit etmiyoruz. Ama savunmamızda da zafiyet göstermiyoruz. Yunanistan, antlaşmalara uymalı”  çağrısında bulunmuştu.

Tümamiral Cihat Yaycı'nın kitabına  “Soru ve Cevaplarla Yunanistan Talepleri” adının verilmesinin nedenini görüştüğü kaynaklar şöyle açıkladı:

“Kitabın ismi özellikle ‘Ege Sorunları' değil, ‘Yunanistan Talipleri'dir. Çünkü, sorun iki taraflı olur. Türkiye'nin, Yunanistan'dan bir talebi yok. Halbuki Yunanistan'ın tek taraflı talepleri söz konusu. Adaları silahlandırıyorlar. Kara sularını ve hava sahasını artırmak, hattını egemenlik hakkı gibi kullanmak, devredilmemiş adaları da sahiplenmek gibi bir çok çabaları var.

Böyle olmaz 

‘Ege Sorunları' denilse, sorunun bir sonraki adımı ‘çözüm' olur. Eğer, talebi bilinçsizce sorun olarak tanımlarsanız, çözüm de bir şekilde o talebin karşılanması olur. Halbuki sorun iki taraflıdır. O nedenle, Ege'de sorun yok, Yunanistan'ın talepleri var.”

Türkiye'nin Yunanistan'dan anlaşmalara uymasını istediklerini kaydeden bir yetkili, “Yunanistan, kara sularını artırdığında Türkiye'nin kıta sahanlığı gidiyor. 6 mil kara sahası var, 10 mil  hava sahası istiyor.

Adaları silahlandırılması diye bir  sorun olabilir mi? Yunanistan'ın taleplerini Ege Sorunları diye algılattırdılar. Bu durumda Türkiye'nin mutlaka bir şey vermesi  isteniyor. Yunanistan'ı anlaşmalara uymaya davet ediyoruz.”

Ne olmuştu?

Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının tezini ortaya atan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, "Doğu Akdeniz'de Libya ile yapılan anlaşma, Yunanistan ve GKRY'nin savunduğu, AB'nin desteklediği Sevr niteliğindeki sözde Seville Haritası üzerinden Türkiye'yi 41 bin kilometrekarelik bir deniz alanına hapsetme gayesiyle yapılan siyasi oyunları bozdu" demişti.