Kendi halkının katili Beşar Esed, Yunan gazetesi Katimerini'ye verdiği röportajda, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'nı 'işgal' diye niteleyen Esed, IŞİD ve PKK'ya yönelik iki operasyonun da 'teröre destek' olduğunu iddia etti.
Abone olSURİYE Devlet Başkanı Beşar Esed, son dönemde Türkiye ile ilişkileri geren Yunan medyasına konuştu ve Türkiye'ye yönelik suçlamalarda bulundu. Esed'in, Katimerini gazetesine verdiği özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alması dikkat çekti. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'nı 'işgal' diye niteleyen Esad ''Türk rejiminin başının askerlerini Suriye'ye göndermesi ile teröristleri desteklemesi arasında büyük fark yok; bu da onun vekaleti. Aslında onun ordusuyla 7 yıldır savaşıyoruz'' iddiasında bulundu.
Yunan gazeteci, Fırat Kalkanı ve Zetin Dalı operasyonlarını 'işgal' diye niteleyip "Türkiye ülkenizi kısmen istila etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eskiden oldukça iyi bir ilişkiniz vardı. Türk istilasının ardından şimdi bu ilişki ne durumda?'' diye sordu. Esed de bu niyeti belli soruya Yunan medyasını memnun edecek bir karşılık verdi:
"Her şeyden önce bu bir saldırganlık, bu bir işgaldir. Suriye toprakları üzerindeki her Türk askeri, işgali temsil etmektedir. Bu demek değil ki, Türk halkı bizim düşmanımız. Daha birkaç gün önce Türkiye'den bir siyasi heyet bizi ziyaret etti. Genel olarak Türklerle Erdoğan arasında bir ayrım gütmek zorundayız. Erdoğan, Müslüman Kardeşler ile bağlantılı. Belki örgütlü değil, ama benim karanlık ideoloji diye nitelediğim o ideolojiyle bağlantılı."
"Tıpkı Batı gibi Erdoğan da, teröristler çeşitli bölgelerde kontrolü kaybettiğinde ve Türkiye'nin ya da Batı'nın yahut Katar veya Suudi Arabistan'ın gündemini hayata geçiremediğinde, birinin müdahale etmesi gerektiğini düşünüyor. Böylece Batı Suriye'ye yönelik son saldırılarıyla müdahale etti. Erdoğan da Batı, bilhassa ABD tarafından müdahaleyle görevlendirildi ki, durumu daha da karmaşık hale getirsin, çünkü onun müdahalesi olmasaydı durum çok daha hızlı çözüme kavuşacaktı."
FIRAT KALKANI VE ZEYTİN DALI'NA 'İŞGAL' DEDİ...
Yunan gazeteci "Erdoğan bu hafta bir mitingde Suriye'ye bir sınırötesi operasyon emri daha vereceğini söyledi. Bu gerçekleşirse tepkiniz ne olur?" diye sordu Esed de "Gerçekte Erdoğan savaşın en başından beri teröristleri destekliyor, ama o zamanlar 'Suriye halkını korumak', 'Suriye halkını desteklemek', 'sığınmacıları desteklemek', 'katliamlara karşıyız' gibi lafların arkasına saklanabiliyordu. Hani derler ya, insani bir cumhurbaşkanı gibi kendini göstermeyi beceriyordu. Ama artık şartlar değişti ve o da maskesini çıkarıp saldırgan olduğunu göstermek zorunda kaldı. Ve bu iyi bir şey. Dolayısıyla Türk rejiminin başındaki zatın askerlerini Suriye'ye göndermesi ile teröristleri desteklemesi arasında büyük bir fark yok; bu da onun vekaleti. Yani aslında biz onun ordusuyla 7 yıldır savaşıyoruz. O zamanla bu zaman arasındaki tek fark görüntü, ama özü aynı. O zamanlar teröristleri desteklediğini söylüyorduk, işgalden söz edemiyorduk, ama artık işgal hakkında konuşuyoruz. Bu da Erdoğan'ın uluslararası hukuku çiğnediğinin ilanıdır ve kendisinin yaptığı açıklamaların iyi tarafı budur."
NASIL KARŞILIK VERECEK?.. Papaçelas'ın ''Peki ama buna nasıl karşılık vereceksiniz'' diye ısrarı üzerine Esed şöyle devam etti: "Her şeyden önce biz teröristlerle savaşıyoruz ve belirttiğim gibi teröristler bizim gözümüzde Erdoğan'ın ordusu, Amerikan ordusu, Suudi ordusu. Farklı gruplar olduğunu ve hangi grubu kimin finanse ettiğini unutun. Günün sonunda hepsi tek bir gündem için çalışıyor ve bu farklı oyuncular tek bir efendiye itaat ediyor: Amerikan efendiye. Erdoğan aslında kendi gündemini değil, ABD'nin gündemini uyguluyor. Aynısı bu savaşın içindeki diğer ülkeler için de geçerli. Türk, Fransız, her kim olursa olsun, hepsi düşmanınızdır. Suriye'ye yasadışı biçimde geldikleri müddetçe bizim düşmanlarımızdır."
'ELBETTE KAN DÖKÜLDÜ, AMA SORUMLUSU KİM?'... "Çok fazla kan döküldü. Kendinizi muhalefetle karşılıklı oturup bir şekilde iktidar paylaşımına giderken görebiliyor musunuz'' sorusuna da şu yanıt geldi: "Kandan söz ediyorsanız kanı kimin döktüğünden söz etmek zorundasınız. Savaştan önce de 10 yıl boyunca devlet başkanıydım. 10 yıl boyunca Suriye halkını mı öldürdüm? Kesinlikle hayır. Dolayısıyla çatışma birileri, en başta da Batı, teröristleri desteklediği için başladı, yani savaşın sorumluluğu onların üzerinde. Herkesten önce de Suriye halkına karşı duran, Suriye halkını zayıflatan, yoksul düşüren, teröristlerin daha fazla Suriyeli öldürmesine uygun atmosfer yaratan, askeri-mali destek ve siyasi kamuflaj sağlayan Batı'da. Kısmen Batı, yani Fransa, İngiltere ile ABD ve aynı zamanda Suudi Arabistan, Katar, Türkiye savaştan sorumludur. Elbette kan döküldü, burada bir savaş sözkonusu, ama sorumlusu kim? Sorumlu olanlardan hesap sorulmalı.''