Türkiye'de tutuklu bulunan 2 Yunan askerin takasının söz konusu olmadığını belirten Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu da "son vites yalan söylemek"le suçladı...
Abone olBAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat'ta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'de tutuklu bulunan Yunan askerlerinin takas edileceği iddialarına yanıt veren Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Türkiye'de tutuklu bulunan Yunanistanlı askerler takas konusu değildir" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da sert dille eleştiren Bozdağ: "Maalesef her zaman olduğu gibi yalan söylemekte son vites yola devam ediyor. Bu gidişle çok feci bir kaza olacak. Bu kadar yalanı bu yollar da duble yollar da kaldırmaz, otoban da kaldırmaz, Türk milleti hiç kaldırmaz" diye konuştu.
KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞINA SIĞINIYOR... Bir gazetecinin, "Kemal Kılıçdaroğlu, 'Cumhurbaşkanı bana tazminat davası açıyor, ceza davası açsın, gideceğim, mahkemede her şeyi anlatacağım' dedi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu'nun kamuoyuna her zaman olduğu gibi doğruları söylemediğini belirtti. Kılıçdaroğlu'nun her şeyi çarpıttığını vurgulayan Bozdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, grup salonlarında yapılan konuşmaların tamamının "kürsü masuniyeti" kapsamında olduğunu ifade etti. Meclisin Grup Genel Kurulunda, Parti Grubunda yahut da Genel Kurulunda konuşma yaptığı zaman genel başkanın da milletvekili olduğunu aktaran Bozdağ, "Bunun kürsü masuniyeti vardır, bunun anlamı şu, o kürsüden sözle hangi suçu işlerse işlesin o soruşturulamaz, kovuşturulamaz ve cezalandırılamaz. Bunun amacı, yasama faaliyetlerinin her türlü korku, baskı ve tehditten uzak bir özgürlük içerisinde yapılabilmesi için getirilmiş anayasal bir teminattır." diye konuştu.
DOKUNULMAZLIĞI KALKINCA SAVCILAR ÇAĞIRACAK
Buradaki suçların tazminata konu olabildiğini aktaran Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Kurul ve Meclis Grup Toplantıları'nda sarf ettiği küfür ve hakaretler nedeniyle hakkında açılmış pek çok dava bulunduğunu bildirdi. Bozdağ, "Hani diyor ya 'ben gidip burada kendimi savunacağım.' Bildiğiniz gibi buna imkan vardır, tazminat davası açıldığında da Sayın Genel Başkan gidip orada söylediklerinin yalan olmadığını, eğer yalan değilse ki yalan söylüyor, yalan olmadığını, küfür değilse ki küfür ediyor küfür olmadığını mahkemeye anlatabilir. Buna yasal ve anayasal bir engel yoktur, tazminat davasında da kendisi haklılığı konusunda ispat yapabilir. Kaldı ki Kılıçdaroğlu'nun meclis genel kurulu ve meclis faaliyetleri dışında yaptığı konuşmalarda sarf ettiği küfür ve hakaretler nedeniyle yapılmış şikayetler var. Biliyorsunuz bu şikayetler dokunulmazlık kapsamında olduğu için bunlarla ilgili dokunulmazlığı kalktıktan sonra savcılar çağıracak, ifadesine başvuracaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nu, kamuoyunu aldatmakla suçlayan Bekir Bozdağ, açıklamalarına şöyle devam etti: "Kılıçdaroğlu hakkında mahkemenin, savcının çağırıp ifadesine başvurabileceği pek çok hakaret ve küfür, iftiraya dayalı soruşturmalar var ama dokunulmazlığı olduğu için savcı çağıramıyor. 'Bana dava açsınlar, ceza soruşturması için şikayette bulunsunlar, gidip anlatayım' diyor. Yalan söylüyor, hakkında bu konuda yapılmış pek çok şikayet var ve bununla ilgili dosyalar TBMM Anayasa Komisyonu'nda bekliyor. Oraya baktığınızda onlarca hakaret ve iftira dosyası var. Sayın Kılıçdaroğlu dokunulmazlığı olduğu için savcılar çağıramıyor, dokunulmazlık kalktıktan sonra gidecektir. Meclis Genel Kurulu ve Grup Genel Kurulunda kürsüde söyledikleri bizim Anayasamız'a göre suç olsa dahi suç kabul edilemediği için soruşturma ve kovuşturma kapsamı dışında tutulmaktadır."
Kılıçdaroğlu'nun, Anayasa hükmünü bildiği için hakaretlerinin büyük kısmını kürsüde yaptığını vurgulayan Bozdağ, "Dışarıda yaptıklarıyla ilgili zaten soruşturmalar var, benim buradan çağrım şu, sizin mahkemeye gidip ifade vermenize veya haklılığınızı ispat etmenize engel şu anda Anayasa hükmü yok, yasa hükmü yok. Tazminat davaları ne diye açılıyor, sen hakaret ettin diye açılıyor, sen iftira ettin diye açılıyor, sen yalan söyledin diye açılıyor. Daha doğru bir Türkçe ile sen hakaretçisin, sen küfürbazsın, sen yalancısın, sen iftiracısın diye açılıyor. O zaman iftiracı olmayan, yalancı olmayan, küfürbaz olmayan gidip mahkemeye ben küfürbaz değilim, ben yalancı değilim, ben iftiracı değilim, dediklerim doğrudur, işte delillerim diye mahkemeye ibraz etmesi lazım, buna bir engel yok. Ama maalesef her zaman olduğu gibi yalan söylemekte son vites yola devam ediyor. Bu gidişle çok feci bir kaza olacak. Bu kadar yalanı bu yollar da, duble yollar da kaldırmaz, otoban yollar da kaldırmaz, Türk milleti hiç kaldırmaz." diye konuştu.