Selçuk Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, devekuşu yumurtasının kabuğundan elde edilen kemiğin, yüz ve çene kemiğinin yerine kullanılabileceğini ortaya koydu
Abone olSelçuk Üniversitesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Durmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda pek çok alanda kullanılan devekuşu yumurtasının kabuk ve zarı üzerinde, uluslararası düzeyde tıbbi araştırmalar yapıldığını, kendilerinin de bu sert materyalin, cerrahi müdahaleye gerek duyulan kemik eksikliklerinde kullanabilmesi için çalışma başlattıklarını belirtti. Tavuk yumurtasından daha sert ve ağırlığı 4 kilograma kadar çıkabilen devekuşu yumurtasının kolay kırılamayan bir madde olduğunu ifade eden Durmuş, ''Bu sert yapının insan kemiğiyle bir bağlantısı olabileceği fikrinden yola çıkarak başladığımız araştırmada ilginç sonuçlara ulaştık. Devekuşu yumurtasının kabuğu ile insan kemiğinin inorganik yapısı arasındaki büyük paralellik olduğunu tespit ettik'' dedi. Tümör ya da trafik kazası gibi etkenlere bağlı olarak kaybedilen çene ve yüz kemiklerin yerine halen, vücudun bir başka bölgesinden alınan ya da çeşitli maddelerden üretilmiş yapay malzemeler kullanıldığını belirten Durmuş, şunları kaydetti: ''Hastaya büyük maddi yük getiren ve sağlık açısından da bazı riskler taşıyan mevcut uygulamalar yerine, vücutta enfeksiyon riski yok denecek kadar az olan devekuşu yumurtasının kabuğunu kullanmayı amaçladık. Yumurta kabuğunun insan kemiğini taklit eden bir yapısı var. Yaptığımız çalışmada toz haline getirdiğimiz devekuşu yumurtası kabuklarının, bazı işlemlerden geçirildikten sonra kemiğin sert yapısını kazandığını gördük. Söz konusu çalışmayı denek hayvanlarına da uyguladık. Kemik kaybının bulunduğu yere uyguladığımız yumurta kabuğu tozları, söz konusu bölgede ciddi oranda kemikleşme oluşturdu. Bu sonuçlar bize, devekuşu yumurtasının kabuğundan elde ettiğimiz kemiği, gerekli patent işlemlerinin ardından yüz ve çene kemiğinin yerine kullanabileceğimizi gösteriyor.'' Durmuş, elde ettikleri bu sonucu, tüm dünyada ağız, diş ve çene cerrahisi alanında atılmış önemli bir adım olarak gördüklerini, söz konusu çalışmanın benzer araştırmalarla daha da geliştirilebileceğini sözlerine ekledi.