Yumakoğulları "Kıbrıs milli bir davadır, hiçbir hükümet bu konuda taviz veremez, verirse bedeli ağır olur" diye konuştu.
Abone olYumakoğulları, “Kimin malını kime veriyorsun? Bugün Kıbrıs, yarın Ege, sonra Suriçi, ardından Güneydoğu. Hükümeti uyarıyoruz. Gelin bu yanlıştan dönün” dedi. n Denktaş’ın yanındayız- SP İl Kadın Kolları Başkanı Asiltürk de, “Türkiye’nin Kıbrıs diye bir meselesi bulunmadığını’’ söyleyerek “Bu mesele halledilmiştir. Ada’da iki bağımsız devlet vardır ve 30 yıldır kimsenin burnu kanamamıştır” belirtti. KIBRIS'I VERMEYİN ''Şehit kanlarıyla sulanmış Kıbrıs'ı vermeye kimsenin hakkı olmadığını'' ifade eden Yumakoğulları, şunları kaydetti: ''Kimin malını kime veriyorsun? Bugün Kıbrıs, yarın Ege, sonra suriçi, ardından Doğu ve Güneydoğu. Türkiye büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Hükümeti uyarıyoruz. Gelin bu yanlış yoldan dönün. Kıbrıs bizimdir, bizim kalacaktır. Bugüne kadar nice hükümetler geldi geçti, ama kalıcı olan millettir." dedi. Saadet Partisi (SP) İstanbul İl Başkanı Osman Yumakoğulları, Hükümeti Kıbrıs politikası nedeniyle uyararak, ''Gelin bu yanlış yoldan dönün. Kıbrıs bizimdir, bizim kalacaktır'' dedi. Yumakoğulları, SP İl Kadın Kolları Başkanı Nagihan Gül Asiltürk ile birlikte İl binasında düzenlediği basın toplantısında, hükümetin Kıbrıs politikası ile Annan Planı'na sert eleştiriler yöneltti. Yumakoğulları, "Doğu Akdeniz'in kuzey doğusunda bulunan Kıbrıs adası Ortadoğu bölgesinm önemli bir anahtarı ve stratejik önemi bulunduğunu dünya haritasındaki duruşuyla işaret etmektedir." diyerek Kıbrıs'ın önemini vurguladı. Kıbrıs'ın tarih boyunca etkili güçlerin iştahını kabartan mücadele alanı olduğunu belirten Yumakoğulları, "Kıbrıs kiminse öncelikle Ortadoğu'da onundur. Ayrıca Afrika ve Arap topraklarının kontrolü de onundur. Bunun içindir ki Kıbrıs'ta hakimiyetin kaybedilmesine denk düşen zaman diliminde Ortadoğu'da da istikrar bozulmuştur. Bu adaya sahip olan Afrika, Asya ve Avrupa'ya sahip olur. İsrail Golan'dan, Ermenistan üçtebirini işgal ettiği Azerbaycan neden çekilmiyor? Nerede BM? Şehit kanları ile sulanmış Kıbrıs'ı kimszenin vermeye hakkı yoktur.buradan hükümeti ikaz ediyoruiz Kimin malını kime veriyorsunuz? Bir an önce aklınızı başınıza devşirin." diye konuştu. KIBRIS'I ABD İSTİYOR Yumakoğulları, "1974 müdahalesi ile ortaya çıkan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Ortadogu'ya hakim olup dünyayı tekelden yönetmeye niyetlenen ABD tarafından talep edilmektedir. Çünkü Büyük Ortadoğu Planı için doğal olarak stratejik öneme sahip olduğu gerçekliği bunu gerekli kılmaktadır. Bu maksatla, ülkemizde oluşturduğu işbirlikçi hükümetle işini rahatlıkla çözmeye çalışmaktadır. AB'a girmeye hazırlanan Rum tarafı adadan Türk birliklerinin çekilmesini talep ederken, zaten varolan İngiliz Üssü'nün yanında ABDüssünü de oluşturmaktadır. Milllî dâvâmız olan Kıbrıs'ın gayretli ve yılmaz savunucusu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, haklı davasmdan dolayı Türk Hükümeti tarafından kenara sıkıştırılmaktadır." diye konuştu. "BMGenel Sekreteri Annan'ın ortaya koyduğu bir çok tuzaklarla dolu planla birlikte Rumların sıkıştırmasını yorumlamak ve anlamak mümkün fakat, Anavatandan gelen bu tavrı nasıl yorumlayacaksınız?" diye soran Yumakoğulları, "Biz SP olarak diyoruz ki, Kıbrıs konusunda AKP hükümetinin uygulamalarını, milletçe büyük bir endişeyle izlemekteyiz. Türkiye için stratejik önemi her şeyin üstünde, tutulan Kıbrıs,Türkiye'de yarım yüzyıldan beri bir millî dava olarak yürütülmüştür. Ancak Kıbrıs'la ilgili son gelişmeler çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Çünkü AKP hükümeti ABD ile iyi dost olma, AB'dan müzakere için tarih alma uğruna, bugüne kadar hiçbir hükümetin vermediği tavizleri vermekledir. Kıbrıs, Afganistan ve Irak tavizlerinden sonra üçüncü tavizdir. Bundan sonra- Ege sorunu, ardından Ermeni soykırım tazminatı ve toprak talebi, Güneydoğu sorunu, Rum Pontus meselesi, Fener Patrikhanesi statüsü... göndeme gelecektir. Dolayısıyla Kıbrıs ve ilgili Annan planı ikinci Sevr'dir. Haritada açık olarak görülmektedir. Kabul etmediğimiz; Sevr'in hortlatılmasıdır."dedi. OYUNA GELMEYELİM "Kıbrıs meselesinin insan haklarıyla, adaletle, milletlerarası hukukla alâkası yoktur. Bunlar masum kamuflaj ifadelerdir." şeklinde konuşan İl Başkanı Yumakoğulları, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Bu ifadelerle Afganistan, Irak halledildi. Kıbrıs'la ilglii asıl mesele ABD-İsrail-İngiltere üçlüsünün ve AB ülkelerinin, millî ve askeri çıkarı ile ilgilidir. Evet, uzak olanların çıkarı varsa yakınımızdaki yerin üzerinde bizim çıkarımız olmaz mı? Ama biz çıkar peşinde değiliz. Şehitlerimizin kanları ile sulanarak sağlanan sulh ve emniyetin korunmasını istiyoruz. Dünyanın neresinde böyle bir uygulama vardır? İsrail haksız olarak işgal ettiği Golan tepelerinden çekiliyor mu? Var mı örneği? Annan planı, şu anda Kıbrıs'ta mevcut olan iki kesimli, iki toplumlu, çözümü ortadan kaldırıyor. Türkiye'nin garantörlüğünü ortadan kaldırıyor. Londra ve Zürih antlaşmalarını ortadan kaldırıyor. Türk tarafının topraklarını daraltırken 100 bin civarındaki güneyli Rum'un daraltılmış Türk tarafına geçmesine imkan sağlıyor. Türk kesimindeki verimli tarım toprakları ve tatlı yeraltı su kaynakları da Rumlara veriliyor. Hükümeti uyanyoruz. Mondros mütarekesine benzer bir oyunla karşı karşıyayız. Ver kurtul politikası ucu açık bir politikadır. Nereye kadar verceksiniz? Girit böyle gitmedi mi? Türk halkının va Kıbrıs halkının haklı davası karşısında buna gücünüz yetmeyecektir. Bu oyunlar Türkiye'yi ekonomik, siyasî vs ahlâki açıdan çökertmek için oynanmaktadır. Bu oyuna gelmeyelim." Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Nagehan Gül Asiltürk, Kıbrıs davasının tarihimiz, istiklalimiz ve istikbalimiz açısından fevkalade önemli olduğunu ifade etti. Hükümetin politikalarını eleştiren Asiltürk, "Ülkemizin ulusal güvenliği ile 1974 öncesi Kıbrıs'ta soydaşlarımızın yaşadığı vahşet dikkatten uzak tutulmamalıdır. Yaklaşık otuz yıldır Kıbrıs'ta barış hakim olduğu halde Rum lobisi ve arkasındaki batılı güçlerin gayreti ile uluslar arası platformda Kıbrıs bir problem olarak masaya getirilmiştir. Bu uluslararası komplonun en son uzantısı olan Annan planı ile Kıbrıs Rumlara peşkeş çekilmek istenmektedir. Uluslararası hukuk ve politikalar kılıfı altında Rum taleplerinin kabulünden başka bir sonuç doğurmayacak görüşmelere KKTC Cumharbaşkanı Rauf Denktaş bütün silâhları kozları elinden alınmış bir vaziyette masaya zoraki oturtulmuştur."dedi. ERDOĞAN KİME SÖZ VERDİ? Asiltürk sözlerini şöyle sürdürdü: "Rum tarafının şımarık, uzlaşmaz tutumu yüzünden de görüşmeler altıncı günü doldurmasına rağmen sonuçsuz kalmıştır. Baştan beri meseleye "ver kurtul" mantığı ile yaklaşan Başbakan Tayyip Erdoğan bu tavrı ile kapalı kapılar ardında verdiği bir takım sözlerin gereğini yerine getirme cabası İçinde midir? Yoksa hiçbir zaman gircmeyeceğinüz AB için mi Kıbrıs'ı feda etmektedir. Başbakanın gizli anayasa ihlali ile basına sansür uygulamaya kalkışınası bu işi 1 Mayıs'a kadar bitirme hususundaki ısrarı "verilmiş sözler" söylentilerini ve kaygılarımızı haklı çıkarır niteliktedir. AKP iktidarını ulusal Kıbrıs politikamıza sadık kalmayı ipleri dışımızdaki iradelere teslim etmekten vazgeçmeye, uluslar rası hukukun ihlaline zemin hazırlayacak tavırlardan kaçınmaya davet ediyoruz. Şunu açıkça ifade ediyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kıbrıs diye bir meselesi yoktur. Bedelini şehit kanlarıyla ödedi bu toprakları masa başında kaybetmeye tahammül göstermeyecektir. Kıbrıs'ı sırtında yük olarak görenleri ne tarih ne de halkımız affetmeyecektir." DENKTAŞ'IN YANINDAYIZ Saadet Partisi'nin Kıbrıs halkının ve Denktaş'ın bu haklı davasında yanlarında olduğunu ifade eden Asiltürk, "Kıbrıs çıkartma harekatında önemli rol oynayan dönemin Başbakan yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın da vurguladığı üzere Türkiye'nin Kıbrıs meselesi halledilmiştir. Adada iki tane bağımsız devlet vardır ve otuz yıldır kimsenin burnu kanamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerine düşen ise KKTC'yi tanıtmaktır. Bu aziz millet tam bağımsızlığı için her türlü şerefli bedeli ödemeye hazırdır ve güvenilmeye çok layıktır." dedi.