İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yüksekova'da terör örgütü PKK'nın kaçırdığı kızı için kendisinden yardım isteyen annenin çığlığını gündeme getirdi.
Abone olPKK'dan çocuğunu geri isteyen anneye teröristlerin dipçik vurduğunu söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Çocuklarımızın en güzel yeri annelerinin yanıdır, kucaklarıdır, sinesidir, onun sevgisi ve kokusudur. Onları teröre bulaştıranlar, onlara hasret bırakanlara biz hesap sormayacaksak, bu siyaseti neden yapacağız o zaman." dedi.
AK Parti Bitlis İl Başkanlığını ziyaret ederek, partililerle bir araya gelen Bakan Soylu, yaptığı konuşmada, kış boyunca fırsat buldukları her zaman bölgeyi ziyaret edeceklerini söyledi.
AK Parti'yi bir siyasi parti olarak değerlendirenlerin yanlış bir değerlendirme içinde olduğunu kaydeden Soylu, partilerinin bir medeniyet rehberi anlamına geldiğini vurguladı.
Milletin, "Türkiye eski Türkiye değil" diyerek ülkenin gelişmesine engel olmak isteyen herkese karşı durduğunu ifade eden Soylu, şunları söyledi:
"Bu anlayış kimsenin dilinden, inancından ürkmedi, kimseyi geçmişteki gibi fişlemedi. Liderimiz bir çizgi daha çizdi. 'Millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik.' Esasın millet, hizmet olduğunu ortaya koydu. Onun için sadece bir parti değil, bir hareketin, yürüyüşün adıydı AK Parti. Siyasi parti olsa, Gezi olaylarında ürken bir tavır ortaya koyardı. Korkmadık, ürkmedik. Siz, 3. havalimanını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, bölünmüş yolları, Osman Gazi Köprüsü'nü, Kanal İstanbul'u, barajları, sulanan tarlaları, 81 ildeki üniversiteleri istemiyorsunuz. Allah'a şükürler olsun hepsi açıldı. Bugün ülkemizin ve milletimizin hizmetinde oldu. Hiç biri şiddetle olmadı, kan akan musluklardan gösterildiği gibi milleti ürküterek, korkutarak olmadı."
"BU MİLLETİN KARDEŞLİĞİNE İHANET ETTİLER"
Vatandaşların davasına, ülkesine, milletine, kardeşliğine kem söz söyletmediğini, korkmadan, bazen silahların gölgesinde sandığa giderek oyunu kullandığını anımsatan Soylu, bugün demokrasiden söz edenlerin nasıl çıktıklarını, oyları nasıl kullandırdıklarını, milleti nasıl tehdit ettiklerini çok iyi bildiklerini kaydetti.
"Belediyeleri kazandılar. Kimse ses çıkarmadı. Gittiler yönetmeye başladılar. Demokrasiyi istismar ederek yönetmeye başladılar. Eş başkan atadılar. Her kararlarını demokrasinin, halkın dışında aldılar. Milletin maaşlarından kestiler dağa gönderdiler. Demokrasiyi istismar ettiler. Bu milletin kardeşliğine ihanet ettiler." diyen Soylu, şunları ifade etti:
"HANGİ ADALETTEN BAHSEDİYORSUN"
"Kardeşliğini kullandılar ve istismar ettiler. Bizi birbirimizden ayırmaya çalıştılar. Sen kimsin ki Kürt kardeşlerimden beni ayıracaksın. Senin ne aklın yeter ne gücün yeter. Buradaki zenginliğe, anne babalarımızın bize söylediklerine, birlikteliğe, inancımızın bize anlattığına ihtiyacımız var. Çocuklarımızın en güzel yeri annelerinin yanıdır, kucaklarıdır, sinesidir, onun sevgisi ve kokusudur. Onları teröre bulaştıranlar, onlara hasret bırakanlara biz hesap sormayacaksak, bu siyaseti neden yapacağız o zaman. 7 Haziran seçimlerinden sonra Yüksekova'ya gittim. Millet bize ne diyecek, ne anlatacak diye onlarla sohbet ettim. Bu meseleleri nasıl çözeceğiz diye konuşuyordum. Bir iş yerinde bir hanımefendi orada üzgün şekilde yanıma geldi. 'Kızımı elimden aldılar. Bize yardımcı ol. Valiye, kaymakama, jandarmaya söyle ben kızımı görmek istiyorum. Ben istediğimde bana dipçikle vurdular.' dedi. Sen hangi hakikatten, hangi adaletten bahsediyorsun. Terör örgütünün hakimiyetini insanların üzerine korku salarak, insanların en değerli varlıklarını evlatlarını, hürriyetini, özgürlüğünü, bağımsızlığını onlardan alarak ne yapmaya çalışıyorsun. Bugün ne yapıyorsak o annenin evladından kopmaması için yapıyoruz."
"MEMLEKETTE BİR ADIM İLERLEME OLDUĞUNDA HEMEN KARŞIMIZA ÇIKTILAR"
Terörü tasfiye ederek bölgedeki insanları zenginliklerle buluşturacaklarını vurgulayan Soylu, 81 ilde üniversite açarak insanların standardını yükseltmeyi, dünyanın gelişmiş ülkeleriyle rekabet edebilmeyi sağlayabilmeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Londra'da, Hamburg'da, New York'ta, Berlin'de olanların Bitlis'te de olmasını istediklerini belirten Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'da başımıza ne geldiğini, PKK'nın, FETÖ'nün DEAŞ'ın aslında aynı kumpas içinde olduğunu çok net biçimde biliyoruz. Bunu her gün yaşadınız. Memlekette bir adım ilerleme olduğunda hemen karşımıza çıktılar. 17-25 Aralık darbesini gerçekleştirdiler. Geziciler de 17-25 Aralıkçılar da 15 Temmuzcular da 6-7 Ekimciler de aynıydı. Onlar ülkenin büyümesine, kalkınmasına, yatırım hamlesi yapmasına karşı durdular. Ama sizler dimdik durdunuz hiç geri adam atmadınız. Liderinizin peşinde kararlı şekilde durdunuz. Bir taraftan kalkınma, yatırım hamlelerini gerçekleştirirken diğer taraftan da hendeklerle yaktıkları, yıktıklarını yeniden imar etmeye çalışan bir hükümet var. Bir taraftan bombalarla bizi yolumuzdan döndürmeye çalıştılar. Bir taraftan Tendürek'ten, Lice kırsalından diyordunuz ki 'buralar bizimdir.' Kedi gibi kaçıyorsunuz. Ölümden korkuyorsunuz. Aramızdaki fark budur. Biz ölümden korkmuyoruz. Siz bu milletin kararlılığının ne olduğunu 15 Temmuz'da anlayamayacak kadar alçak, zavallısınız. Milletimiz 15 Temmuz'da sadece 'bu FETÖ terör örgütünü ortadan kaldır' değil, 'istiklaline, bağımsızlığına, hürriyetine, zenginliğine kim müdahale etse onu ortadan kaldır' diye talimat verdi."
"SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ"
Türkiye'nin önemli bir sistem değişikliğine gittiğini dile getiren Soylu, "İnşallah meclisimizde de hayırlı şekilde değerlendirilecek ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yüce iradesi bu anlayışı bir karara bağlayacaktır. İnşallah bu millet onayladığında, birinci hamlede ülkemiz ve milletimiz için gerçekleştirdiğimiz kalkınma ve gelişme yürüyüşünü ikinci hamlede de devam ettireceğiz. Bu kararlılığı sizlerde görüyoruz." diye konuştu.