Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun laikliğe sözlü saldırıları suç saymayıp, "laikliği toplum korur" görüşüne karşı Danıştay ise "Laikliği korumak devletin görevidir" dedi.
Abone olAnkara Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun "Laikliği toplum koruyacaktır" görüşünü içeren kararı üzerindeki tartışmalar bitmeden, yargının diğer zirvesi Danıştay'da tam tersi bir görüş oluştu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, laiklik karşıtı söylemi 'suç' sayan davayı bozmuş, bunun düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "laikliği, toplum korur, ayrıca cezalandırarak korumaya gerek yok" görüşünü ortaya koymuştu. Kararın yankısı sürerken, yüksek yargının diğer organı olan Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu, Kuran kursu süresini uzatan yönetmeliğin uygulamasını durdururken, dayanağı olan yasa hükmünü, 'laikliğe uygun eğitimin, devletin görevi olduğu' gerekçesiyle, iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. KURAN KURSU YÖNETMELİĞİ Eğitimciler Derneği, 27 Ağustos 2000 tarihli Diyanet İşleri Başkanlığı Kuran Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliği'nin "yaz kursları'' başlıklı 32. maddesinde yapılan ve haftada 3 gün olan yaz Kuran kurslarının eğitim süresini 5 güne çıkaran hükmün iptali istemiyle dava açmıştı. Danıştay 8. Dairesi, iptal istemini reddetmiş, davacı temyize gitmişti. Temyiz talebini görüşen, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, söz konusu düzenlemenin yürürlüğünü, esas hakkında karar verilinceye kadar durdururken, bu düzenlemenin dayanağı olan Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Kanunu'na eklenen hükümlerin de Anayasa'ya aykırılığı gerekçesiyle, 7'ye karşı 16 oyla, iptali için Anayasa Mahkemesi'ne götürme kararı verdi. İptali istenen hükümde, zorunlu temel eğitim 8 yıla çıkarıldığı halde, ilköğretim 5'inci sınıfını bitirenler için haftasonu ve yaz tatillerinde Kuran kursu, yurt ve pansiyon açılabileceği belirtiliyor. Danıştay Genel Kurulu, Anayasa'ya uygunluğu Anayasa Mahkemesi'nce de belirlenen 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitimi öngören yasadan sonra çıkarılan bu düzenlemenin, "temel eğitim yıllarında çağdaş bilim ve eğitimin gereği olarak laik eğitimi kesintisiz olarak ve bir bütünlük içinde tamamlamamış çocuklara dinsel eğitim verilmesini" öngördüğü, bunun da Anayasa'ya aykırı olduğu kaydedildi. LAİK EĞİTİM DEVLET GÖREVİ Kararın gerekçesinde, şöyle denildi: "Türk milli eğitiminin temel amacı, Türk milletinin tüm bireylerini, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Anayasa'da anlatımını bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Anayasa'nın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluklarını bilen ve yaşamında uygulayan vatandaşlar olarak yetiştirmektir. Devletin eğitim ve öğretimdeki gözetim ve denetim görevi laiklik ilkesine aykırı etkinlik ve öğretim yapılmasına izin verilmemesi görevini de kapsamaktadır. Örgün veya yaygın her türlü eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre yapılması Anayasa gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin; Cumhuriyet ve toplumun aydınlık geleceği için çağdaş bilim ve eğitimin gereği olan laik eğitimi, temel eğitim yıllarında kesintisiz ve bütünlük içinde gerçekleştirmesi Anayasa'nın başlangıç bölümündeki esasların gereğidir. Öğretim Birliği laik eğitim ve öğretime dayanak olmuştur. Bu ilkenin tüm gerekleriyle uygulanması Cumhuriyet ve toplum geleceği için zorunludur." Anayasa Mahkemesi de başörtüsü yasağını, Anayasa'nın başlangıç ve "Türkiye Cumhuriyeti'ni laik bir sosyal hukuk devleti" 2'nci maddesine dayandırmıştı. Danıştay'ın iptalini istediği yasal düzenlemeyi de aynı gerekçeyle iptal ederse Kuran kursunun yaz aylarında tamamen yasaklanması gündeme gelebilecek. Kaynak: Sabah