Yuh olsun bize..
şehit cenazeleri hassas noktamızdır. Koşarız camiye yürektendir helalleşmemiz. Hak ederler çünkü…
Körü körüne taraftarızdır her şeyin; güdülenmeyi severiz çünkü…
“Alkışla” dediklerinde alkışlar, “yeter” dediklerinde alkışı keseriz.
Hatta utanmayanlarımız, yüzsüzlerimiz; sıkıyı görünce anında çark edip arkadaşımızı, dostumuzu, fikir birliği yaptığımızı “ben değil o” diye satarız.
Değerlerimizi değersizleştirip; satmayı severiz çünkü…
Tuttuğumuz takım şampiyon olunca kimse tutamaz bizi; sel olur sokaklara sığmaz taşarız.
Başka bir zaman bir anda hep beraber biri oluveririz.
“Hepimiz Hrant Dinkiz” diye bağırırız mesela…
Kim olduğunu bilmeyenler; inanın daha çok bağıranlardı.
Seçimlerde oy verdiğimiz parti kazanınca; gecenin bir vakti evi barkı terk edip partinin kapısına yerleşiriz.
Ama davulcu ile zurnacı bizden önce oradalardır.
Acıdır ama yalakayızdır milletçe çünkü…
Ha hakkımızı yemeyelim; şehit cenazeleri hassas noktamızdır.
Koşarız camiye yürektendir helalleşmemiz.
Hak ederler çünkü…
Ama onlar ölmeden aklımıza bile gelmez; meydanları doldurup, taşırmak. Milyonları geçtim binler olamadık meydanlarda binler…
“Neler oluyor?” diye sorarak.
“Yeter artık!” diye haykırarak.
Acıdır yani halimiz…
“Güçlüyüz” deriz.
Deriz ama biz gücümüzden habersiz, gücümüzde bizden habersizdir.
Şimdi bu yazıyı okuyan bazı tipler bana kızacaktır.
En güzeli ve en kolayı boş boş kızmaktır çünkü…
Birkaç Mehmet’i yaşatmak değil, onlar ölmesinler yaşasınlar diye; yüreklice “biz de varız” demek zordur çünkü…
Belli ki yumurta daha dayanmadı sanıyoruz, dayanınca kaçmak kolay çünkü…
Yani lafın özü peşin peşin alkışlamayı biliriz de; memleket elden gitmeden sıkı sıkıya adam gibi memleketimize sarılmayı bilemeyiz…
O yüzden yuh olsun bize…
Hepimize…