Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Anayasa'da yüce devlet tanımını eleştirdi.
Abone olDevlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış , "Bugün ülkemizde Anayasamıza baktığımızda yüce olan devlettir. Oysa yüce olan bireydir, insandır. Biz eğer insanın demokratik hakkını geliştirebilirsek, insanlarımızın özgürlüklerini, ekonomik potansiyellerini artırabilirsek, devletimiz zaten yücelir ve güçlenir" dedi.
Egemen Bağış, Malatya’da yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Ülkemizde Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi kapsamında demokratik açılım süreci var. Demokratik açılım süreci, Malatya'nın 10 yıllardır sağladığı barışın Türkiye genelinde paylaşılmasıdır. AB üyesi ülkelerde, Fransa'da Fransız vatandaşının ne hakkı, hukuku varsa, İtalya'da bir İtalyan vatandaşının ne hakkı, hukuku varsa Türkiye'de de tüm vatandaşların etnik kökenlerine, siyasi fikrine bakılmaksızın aynı hakka, hukuka kavuşması bizim vatandaşlarımıza verilen bir lütuf değildir. Vatandaşımızın hakkıdır, hakkın teslimidir. Bu süreçte Türkiye, AB yolunda ilerlerken, bir yandan da kendi özüne dönüyor.''
İNSANI YÜCELT Kİ DEVLET YÜCELSİN
Dünyada çok önemli açılımların sağlandığı, dünyanın en büyük güçleri arasında olunduğu dönemde Osmanlı'nın ''İnsanı yücelt ki devlet yücelsin'' parolasını hatırlatan Bağış, şöyle devam etti:
''İnsanı yüceltmeden devletimizin güçlü olmasını sağlayamayız. Şu anda Türkiye'de biz yüce kavramını devletten alıp insana vermeye çalışıyoruz. Bugün ülkemizde Anayasamıza baktığımızda yüce olan devlettir. Oysa yüce olan bireydir, insandır. Biz eğer insanın demokratik hakkını geliştirebilirsek, insanlarımızın özgürlüklerini, ekonomik potansiyellerini artırabilirsek, devletimiz zaten yücelir ve güçlenir. Bugün dünyada gerçekten demokrasiyi benimsemiş, insanlarına özgürlüğü tattırmış ülkeler arasında fakir bir ülke düşünebilir miyiz? Gerçek demokrasiyi benimsemiş tüm ülkelerin zengin olduğu halkının müreffeh yaşadığı bir tesadüf müdür? Gerçek demokrasiye yatırım yapan ülkeler, halkının önünü açan ülkeler, gerçekten de büyük ülkeler haline gelebiliyorlar. Bu çerçevede ülkemizde atılmakta olan adımlar gerçekten Türkiye'nin huzuru, birlik ve beraberliği için çok önemli adımlardır. Bu yüzden Milli Birlik ve Beraberlik Projesi, Türkiye'yi daha da güçlendirecek, daha da kalkındıracaktır.''
MUHALEFETE ELEŞTİRİ
Bağış, AB sürecini "Avrupalıların her dediğini yapıyorlar" diye eleştiren muhalefete de tepki gösterdi. Bağış, "AB, Türkiye için çok önemlidir. Ancak Türkiye de AB için çok önemlidir. Yani bir düşünelim; 50 yıl evvel darbelerden sonra Başbakanlar idam ediliyordu. 30 yıl önce Dostoyevski'nin kitapları toplatılıp yakılıyordu. 10 yıl evvel bu ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanı ders kitaplarındaki bir şiiri okuduğu için hapsedilmişti. Bundan 7-8 yıl önce insanlar 'Kürdüm' demeye korkarken, bugün devletin televizyonunda günde 24 saat programlar yapılıyor. Bizim vatandaşımızın anladığı dilde kaliteli eğlence programına, doğru ve gerçek habere ulaşabiliyor. Bu süreç Türkiye'den bir şey alıp götürmedi. Ülkeyi aksine güçlendirdi. Bazen bana diyorlar ki 'Hırvatistan'la Türkiye aynı gün müzakerelere başladı. Onlar niye bizden daha fazla fasıl açtı?' Peki onlar bizden fazla fasıl açtı da o bizden daha fazla ilerleyen ülkelerde, bir Başbakan Yardımcısına suikast haberleri magazinleştirilebiliyor mu? O ülkelerde 'demokrasi lazım' cümleleri kullanılabiliyor mu? Demokrasinin, insan haklarının 'fakatlı', 'amalı' anlatıldığı ülkelerde fasılların açılması bir fasıl da olsa mucizedir" dedi.