Şener, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin düzenlediği sohbet toplantısında 'YTL'ye müdahale yok' dedi
Abone olŞener, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin düzenlediği sohbet toplantısında yaptığı konuşmada, dünyada yaşanan değişime dikkati çekti.
''Dünya herkes için artık bir düz alan haline dönüşmüştür. Ulus olarak, firmalar olarak, bireyler olarak hız denizinde yüzüyoruz. Başarılı olmanın yolu, burada küresel rekabeti yakalamak ve avantajları artırmaktan geçer'' diyen Şener, küresel rekabette uyumun önemini vurguladı.
Abdüllatif Şener, ''Tarih sadece hazırlıklı olanlara güler, hazırlıksız olanlar bir yere varamazlar'' dedi. Türk ekonomisindeki gelişmelere de değinen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, uluslararası karşılaştırmalarda bir ülkenin büyüme ve milli gelir büyüklüğünün dikkate alındığını, dolayısıyla da Türkiye'de mutlaka dünya ortalamaları üzerinde bir
büyüme rakamı elde edilmesinin zorunlu olduğunu dile getirdi.
Şener, son 4 yıldaki büyüme rakamlarına dikkat çekerek, ''Ama bence 4 yıllık dönem yine de kısa bir dönemdir. Uzun bir periyod olarak ele aldığımızda Türkiye, mutlaka yüksek bir yıllık ortalama büyüme hızını yakalamak zorundadır'' diye konuştu.
Küresel rekabetin ulaştığı noktada artık eski alışkanlıkların değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Şener, geçmişte komşularıyla sorunları olduğu için ticaret yapamaz durumda olan Türkiye'nin artık ticari ilişkilerini geliştirdiğini kaydetti.
Komşularla ilişkilerde ulaşılan noktanın yine de yeterli olmadığını dile getiren Abdüllatif Şener, ''artık bugün düşmanlıklar oluşturmak yerine, (Ülkem küresel rekabetin neresinde) sorusunu sorarak, nasıl başka ülkelerle işbirliği yapabileceğimizi düşünmemiz lazım'' dedi.
-YTL'YE MÜDAHALE KONUSU-
Toplantıda soruları da yanıtlayan Şener, YTL'ye müdahalenin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, ''böyle bir müdahale söz konusu değil'' karşılığını verdi.
Ekonomik istikrara ilişkin soru üzerine de Şener, istikrarın kalıcı olduğuna duyulan güvenin ve bu atmosferin, ülkede daha önce kullanılmayan yeni potansiyelleri ortaya çıkardığını, yeni bir takım enstrümanların piyasalara girişini sağladığını ifade etti.
Şener, ''istikrarın korunması, mutlaka vazgeçilmeden ve belli bir döneme özgü politikanın parçası olarak algılanmadan iktidar kim olursa olsun sürdürülmesi gerekir'' dedi.
Mortgage sistemine de değinen Şener, tasarıyla ilgili önümüzdeki hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmelere başlanacağını anımsattı.
Devlet Bakanı ve Başbakan YardımcısıAbdüllatif Şener, enflasyonun ilk aylarda sanki biraz aşağı inmekte direnç gösteriyor gibi gözüktüğünü belirterek, ''Ama şu anki süreçte hedefe aykırı, hedefi bozucu herhangi bir görüntü yok'' dedi.
Şener, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin düzenlediği sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin geleceğinin en önemli konularından birinin kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması olduğunu ifade eden Şener, burada kamusal yüklerin azaltılmasının önemine vurgu yaptı.
Şener, son yıllarda ekonomik büyümeyle birlikte enflasyonun düştüğüne işaret ederek, 2005 yılı itibariyle enflasyonun yüzde 7,7, büyümenin ise yüzde 7,6 olarak gerçekleştiğini anımsattı.
Küresel olarak enflasyon baskısı olduğu yönünde bir izlenim olduğunu aktaran Bakan Şener, şöyle konuştu:
''Bildiğiniz gibi 2006 yılı itibariyle enflasyon hedeflemesine geçmiş bulunuyoruz ve enflasyon hedefini 2006 için yüzde 5 olarak belirledik. Enflasyon ilk aylarda sanki biraz aşağı inmekte direnç gösteriyor gibi gözüküyor ama şu anki süreçte hedefe aykırı, hedefi bozucu herhangi bir görüntü yok. Dolayısıyla biz büyüme ve enflasyonu aşağı çekme hedeflerini sürdürüyoruz.''
-BANKACILIK SEKTÖRÜ-
Bakan Şener, bankacılık sektörüne yönelik ilgiye ilişkin bir soru üzerine, Finansbank'la birlikte Türk bankacılık sektöründeki yabancı payının Borsa'dakiler hariç yüzde 14'ü aştığını kaydetti.
''Global likidite acaba finans piyasasına mı kaydı?'' sorusu üzerine Bakan Şener, ''Bankacılık sektörüne ilgi olduğu doğru ama Türkiye açısından baktığımızda likiditenin sadece bankacılık sektörünekaydığını söylememiz doğru olmaz diye düşünüyorum'' dedi.
Şener, 2005'te 44 milyar dolarlık sermaye girişi olduğunu, bunun önemli bir bölümünü doğrudan yatırım ya da uzun vadeli sermaye girişi şeklinde gerçekleştiğini ifade ederek, Türkiye'nin yabancı sermaye açısından cazip gözüktüğü düşüncesini aktardı.
-CARİ AÇIK, KUR SİSTEMİ-
Bakan Şener, cari açıkla ilgili bir soru üzerine her zaman cari açıktan korkulduğunu çünkü, geçmişteki sorunların hep ondan geldiğini belirtti.
Yabancı sermaye miktarına de değinen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 20 yılda gelen doğrudan yabancı yatırımların artık 1 yılda girdiğini ifade ederek, toplam doğrudan yatırım dışında sermaye girişinin miktar itibariyle bol olduğunu, sermayenin kalitesinde de değişim yaşandığını kaydetti.
Bu yılın ocak, şubat aylarında 13,2 milyar dolarlık sermaye girişiolduğunu dile getiren Şener, bunun yüzde 75,2'sinin doğrudan yatırım ve uzun vadeli yatırım olarak gerçekleştiğini anlattı.
Türkiye'de cari açıkla ilgili gelişmelerin aslında Avrupa Birliği'ne (AB) giren ülkelerle paralellik gösterdiğine dikkat çeken Şener, bu ülkelerde de AB süreciyle birlikte cari açığın devam ettiğinin görüldüğünü aktardı.
Şener, ''Türkiye'de cari açıkla bağlantılı olarak bir ara en fazlakonuşulan konu kur sistemiydi. Ancak şunu da bilmeniz lazım. Dalgalı kur sistemi var ve Merkez Bankası'nın ilan ettiği politikalar var. Bu politikalar çerçevesinde kuru çok bilinçli olarak yerinden oynatmaya yönelik bir operasyon yok'' dedi.
-MERKEZ BANKASI BAŞKANLIĞI-
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Merkez Bankası Başkanlığı'na atama sürecine ilişkin olarak da hükümetin bir atama kararnamesi gönderdiğini, bunun kabul görmediğini anımsatarak, gönderilen yeni atama kararnamesinin sonucunun beklendiğini söyledi.
Bakan Şener, Merkez Bankası başkanlığı için adı geçen Adnan üyükdeniz'in ''Faiz Haram'' anlayışında olduğu ve böyle bir kişinin atanmasının sistemle inatlaşma olup olmayacağı yönündeki bir soruya, faizsiz bankacılığın çok yaygın bir konu olduğunu dile getirdi.
Bunun finans sektöründe faaliyet yapma biçimi olduğunu ve talepten
dolayı ortaya çıktığını ifade eden Bakan Şener, Büyükdeniz hakkında herhangi bir yorum yapmasının yerinde olmayacağı görüşünü dile getirdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan YardımcısıAbdüllatif Şener, ''Türkiye'den para çekilecek ve sorun çıkacak düşüncesi içinde değilim. Paranın soğuk para olduğuna inanıyorum'' dedi.
Şener, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) düzenlediği sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki şirketlerin satışından gelecek gelirin bütçe hesaplarına aktarılıp aktarılmayacağı sorusu üzerine, tüm şirket ve firmaların devlete karşı yükümlülükleri bulunduğunu, bu yükümlülüklerin başında da verginin geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Tartışılan konu şu, TMSF bünyesindeki şirketler satıldığında buradan ortaya çıkan gelir öncelikle bu şirketlerin banka yükümlülükleri nedeniyle doğrudan hakim ortağın borcuna mı mahsup edilsin yoksa, devletin başka alacaklarına mı öncelik tanınsın sorusu var?... Bana kalırsa öncelikle devlet vergi alacağını tahsil etmelidir, devlet vergi alacağını tahsil ettikten sonra kalan miktar
diğer borçların karşılığı olabilir. Zaten diğer borçlar kapatıldığındadevletin vergi alacağını tahsil etmesi imkansız hale gelir. Vergi alacağını imkansız hale getirmek yerine önceliğin vergi alacağında olması gerektiğini düşünüyorum.''
Bankacılık Kanunu'nun bunu etkiler tarafı bulunmadığını ve konuyu politik olarak düşünmemek gerektiğini ifade eden Şener, ''yani şimdiye kadar yanlış mıydı?'' sorusu üzerine ''şimdiye kadar yanlışsa bundan sonra da yanlış devam etsin diye düşünemezsiniz. Doğru olan önce verginin ödenmesi, sonra borçtan mahsup edilmesidir'' diye konuştu.
-YTL'YE, KURA MÜDAHALE KONUSU-
Abdüllatif Şener, Türkiye'de uygulanan para politikalarının, Merkez Bankası'nın açıkladığı para politikaları olduğunu vurgularken, YTL'ye müdahaleyle ilgili soruya ilişkin, ''Ben YTL'ye müdahaleyi, kura müdahale olarak anladım ve öyle yorumladım'' dedi.
-''SOĞUK PARA''-
Başbakan Yardımcısı Şener, ''global likidite şartları değiştiğindeTürkiye'den para çıkışı olacağı görüşü var. Bu Türkiye'de bir risk yaratmaz mı'' sorusunu ise ''Türkiye'den para çekilecek ve sorun çıkacak düşüncesi içinde değilim. Paranın soğuk para olduğuna inanıyorum. Hemen istediği zaman çekebileceğini düşünmemek lazım'' diye yanıtladı.
-GALATAPORT İHALESİ-
Galataport ihalesine ilişkin soru üzerine de Şener, ''Galataport ihalesi yeniden yapılabilir. Bir Galataport ihalesi olmuştur, mahkeme bir karar vermiştir ve o karar doğrultusunda dosya kapatılmıştır. Yenibir Galataport ihalesinde karar verecek diye zorunluluk yoktur'' diye konuştu.
Abdüllatif Şener, Tüpraş'a ilişkin soru üzerine ise esastan karar verildiğinde, konunun Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından değerlendirileceğini hatırlattı.
Şener, ''Esnafa vergi indirimi gibi bir müjdeniz olacak mı?'' sorusu üzerine, bütçe dengelerinin bütün yapılabilecek işlemlerin özü olduğunu belirtirken, bu gibi konuların ya 2007 bütçesi hazırlanırken yapılacak mali dengeler içinde ya da bütçeyi rahatlatacak bir durum söz konusu olduğunda ele alınabileceğini ancak, mevcut dengeyi bozucu herhangi bir uygulamaya gidilemeyeceğini söyledi.
''BDDK başkanlığına (Tevfik) Bilgin tekrar atandı. Ancak Babacan'ın farklı kişilerle konuştuğunu biliyoruz. Bu, tekli koalisyonda sanki ikili, üçlü koalisyon varmış gibi görüntü sergilemiyor mu?'' sorusuna Şener, ''doğrusu onlardan hiç haberim yok.Ben bunları kendi alanıma müdahale olarak da görmüyorum'' yanıtını verdi.
-ERKEN SEÇİM YOK-
''Bir seçim var mı'' sorusuna Şener, ''benim edindiğim izlenime göre 2006'da seçim görünmüyor'' yanıtını verdi. Şener, Cumhurbaşkanlığı seçimini de ekonomi açısından bir risk olarak görmemek gerektiğini söyledi.
''Uygulanan ekonomik programa ilişkin Kemal Derviş'in programını devam ettiriyorsunuz. Bu programın sosyal boyutu sizce nedir?'' sorusuna Şener, ''Bu hükümetin ekonomik politikasında sosyal boyut, önemli ve ağırlıklı... Dolayısıyla bizim programımızın sosyal boyutu vardır. Bu program hükümetin programıdır, IMF programı değildir, Derviş programı hiç değildir'' karşılığını verdi.
Şener, nükleer santrallere ilişkin soru üzerine de, konunun Türkiye'de 1960 ve 1970'lerden bu yana telaffuz edildiğini belirterek,''konuyu enerji politikaları açısından değerlendirmek lazım. (Buna karşı olalım, duralım. Türkiye'ye nükleer enerji girmesin) ben böyle düşünmüyorum'' dedi.