BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

YSK'dan cevabı beklenen soru

Hatip Dicle'nin vekilliğini düşüren Yüksek Seçim Kurulu eleştirilerin odağında.

Abone ol

Oktay SAĞLAM
İNTERNETHABER.COM- Bilmece gibi yasalara dalmanın anlamı yok, eveleyip gevelemeye de.
Olayı işin içinden çıkılmaz hale getiren YSK'dan başkası değil. KCK sanığı Hatip Dicle'nin adaylığını onaylayan aynı YSK, vekilliğini nasıl düşürdü? Oy pusulasında ismini görüp mührü basan seçmenin hakkı ne olacak? 

Milletvekilliği düşürülen KCK davası tutuklusu Hatip Dicle gündemin ilk sırasına oturdu. Anayasa'nın 76. maddesinde Bir yıl veya daha fazla hapis cezasına hüküm giymiş olanların milletvekili seçilemeyeceği Anayasa'da yazılı. Yine 2839 sayılı Milletvekili Kanunu'nun 11. maddesinde de benzer hüküm yer alıyor. Dicle de "terör örgütü propagandası" yapmaktan suçlu bulunarak 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı Gerekçe de bu.

OY VERENLER NE OLACAK?

Yasalar ortada, olayın hukuki önü çok açık. Ancak gerçekler çok farklı. Fiili durum yasaların çok önünde olduğu açık. Kanunlar başka telden çalsa da sokağın dili çok daha başka. Diyarbakır'da 12 Haziran'da 678.432 geçerli oydan 400 bini aşkın oyu Dicle'nin de aralarında bulunduğu 6 bağımsız aday aldı. Bu oylardan 78 bini Dicle'ye çıktı.  "Teröre destek çıkıyorlar" diye eleştirsek de, onu Meclis'e yollayanlar bu ülkenin vatandaşları olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

NEDEN ADAYLIĞINI KABUL ETTİLER?

Seçim sürecinin belki de en tarşılan kurumu Yüksek Seçim Kurulu (YSK) oldu. Adaylık döneminde BDP destekli adayları veto eden ancak kamuoyunun tepkisiyle geri adım attılar. İki ay önce milletvekilliği önünde engel bulunmadığını açıklayan kurum, şimdi vekilliği oybirliğiyle düşürdü. Sorulması gereken soru şu? İsa Gürbüz hariç diğer adayları kabul eden YSK, Dicle'nin seçilemeyeceğini mi düşündü? O halde başvuruyu neden kabul etti? Şimdi seçilemeyeceğini gören gözler o gün nasıl kapandı?

YARGI 'YOL VERDİ' YSK SÜREYİ GEREKÇE GÖSTERİP 'DUR' DEDİ

Yargı ve YSK aynı davada 180 derece farklı karar alarak kafaları fena halde karıştırdılar. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Dicle' nin KCK Davası kapsamında tutuklu kaldığı 453 günlük sürenin, 1 yıl 8 aylık cezasından mahsup edilmesine karar vermişti. Daha Türkçe söylersek Dicle'ye Meclis yolunu açmıştı. Oysa YSK "cezanın çekildigi tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmis olması" koşulunun oluşmadığını gerekçe gösterdi.

DİĞERLERİ NE OLACAK?

Olayın bir başka traji-komik tarafı daha var. Dicle terör örgütü propagandası yapmaktan hüküm giydi. Meclis'e giren onlarca vekilin PKK'yı savunan açıklamaları ortada. Uzağa gitmeye gerek yok. "Terör örgütünün propagandasını" yapmaktan 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Leyla Zana'nın davası usül yönünden bozuldu ve dosya yeniden görülecek. O Zana çok yakında Meclis'te olacak.

HÜKÜMET DE SORUMLU

YSK hükümet ile seçimden önce karşı karşıya gelmişti. Gurbetcçilere bulundukları ülkede oy kullanma hakkının tanınmasını isteyen AK Parti'nin başvurusu reddedilmişti. Başbakan Erdoğan'ın "Sen bizi sabote mi ediyorsun?" tepkisi uzun süre konuşuldu.

Nereden bakılırsa bakılsın, gelinen nokta her açıdan tam bir "çelişkiler yumağı." Hükümetin yeni dönemde, YSK'ya 'neşter vurması' artık kaçınılmaz. Sonraki seçimde benzer tablonun yaşanmaması için daha net yasalara ihtiyaç var.