BIST 9.368
DOLAR 34,48
EURO 36,22
ALTIN 2.960,01
HABER /  GÜNCEL

YPG/PKK'nın Suriye'deki işgal bölgelerinden çıkan petrolü kime sattığı deşifre oldu

Terör örgütü YPG/PKK'nın Suriye'deki işgal bölgelerinden çıkan petrolü kime nasıl sattığı deşifre oldu. Örgütün petrol satışında 3 rota kullandığı belirtildi.

Abone ol

Terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’de işgal ettiği bölgelerdeki petrol kaynağını kendisine finans kaynağı olarak kullandığı ortaya çıktı. Fırat Nehri'nin doğusunda yer alan petrol sahaları üzerinde ABD desteğiyle işgalci olan terör örgütü YPG/PYD, Rumeylan ve Deyrizor’daki petrolü çeşitli şirketler aracılığıyla satıyor. Bu satışta terör örgütünün 'Cezire Petrol Şirketi' esas rolü üstleniyor. Bölgedeki arama ve üretim işlerini yürüten çok sayıda şirket ise bu şirkete bağlı olarak çalışıyor. 

Terör örgütünün şirketinin başında Eski PYD Eş Başkanı Şahoz Hasan bulunuyor. Hasan'ın çeşitli ülkelerdeki firmalarla Suriye’deki petrolün pazarlanması için görüşmeler yaptığı belirtiliyor. 

Terör örgütünün işgal ettiği petrol sahalarındaki faaliyetlerini ve satış işlemlerini SETA Araştırmacısı Ömer Kızılcık ve ORSAM Uzmanı Oytun Orhan değerlendirdi. 

Suriye'deki petrolün çok büyük bir miktar olmadığını tüm yatırımlar yapılsa bile ulaşabileceği seviyenin Türkiye'nin petrol ihtiyacının üçte birini sağlayacak bir kapasitede olduğunu söyleyen işlemlerini SETA Araştırmacısı Ömer Kızılcık "Bu dünya çapında incelendiğinde  çok fazla ehemmiyetli bir kaynak değil. Yani Suriye'deki petrol hem kalite hem de miktar açısından Irak'tan farklı olarak o kadar önemli bir kaynak olmadığını belirtmemiz gerekiyor." dedi. 

Petrolün 3 satış rotası var

Ancak Kızılcık Suriye'deki petrol miktarının terör örgütleri açısında önemli ve büyük bir gelir kaynağı olduğunu söyledi. Petrolün Suriye'den 3 satış noktasının olduğunu ifade eden Kızılcık, "Birinci rota ki en çok kullanılan rota Katerji Grup Esed rejimine bağlı olan bir şirket. Bu şirket üzerinden YPG petrolü Esed rejimine satıyor. Bu birinci güzergah. İkinci güzergah Suriye'nin kuzeyinde ki bölgelere, kaçakçılık vasıtasıyla petroller geliyor. Üçüncü güzergahta Irak'ın kuzeyine petrol sevkiyatını gerçekleştirebiliyor." şeklinde konuştu.

Petrol satışında Abd'nin rolü

YPG'nin petrol satışındaki rolüne değinen Kızılcık, "Amerika Birleşik Devletleri, YPG'ye burada şirket kurulması bağlamında bazı kolaylıklar sağlıyor. Normalinde uluslararası yaptırımlar bağlamında Amerika Birleşik Devletleri YPG bölgesinde yatırım yapacak herhangi bir petrole yönelik yatırımı yaptırım kapsamında tutuyordu. Yani Suriye'de normalde hiç kimse yatırım yapamaz. Ancak gördüğümüz haberler çıktığı üzere bu şirket üzerinden bunun baypas edildiğini görüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri oyunu da bu." ifadelerini kullandı.

YPG'nin ürettiği petrol miktarının Türkiye'nin ürettiği petrol miktarından biraz fazla olduğunu belirten Kızılcık, "Yanlış hatırlamıyorsam 66.000 varil civarında YPG'nin ürettiği 80.000 civarında. Eğer bu Şirket yatırımlarına devam ederse bu petrol üretim miktarının çoğalması beklenebilir. Çoğaldığı takdirde de YPG terör örgütü için gelir kaynağı daha da fazla hale geliyor." dedi. 

Suriye'nin diğer Körfez ülkeleri gibi yoğun petrol kaynaklarına sahip olmadığını ifade eden ORSAM Uzmanı Oytun Orhan ise "Buna rağmen önemli bir gelir ama tabii YPG gibi PKK gibi bir örgüt açısından oradaki kurduğu yapıyı hem askeri yapıyı hem de siyasi idari yapıyı finanse edebilmek, kendi ayakları üzerinde durabilmesi açısından çok ciddi bir gelir kaynağı." değerlendirmesinde bulundu. 

ABD'nin YPG/PKK'ya destek verirken özellikle doğal kaynaklar açısında zengin bölgeleri hedef aldığını söyleyen Orhan, "Amerika bu örgütün elinde tuttuğu bölgeleri daha uzun vadede bir siyasi statü kazanmasını istiyor. Yani burada bir devlet inşası süreci esasında Amerika eliyle sürdürülüyor. O anlamda tabii bu yapının kendi ayakları üzerinde durabilmesi, kendi ekonomik kaynaklarına sahip olması büyük önem taşıyor." dedi.

Deaş de petrolü satıyordu

Orhan, geçmişte petrol bölgelerinin DEAŞ'ın elinde olduğunu ve petrol gelirlerinin bu örgüte aktarıldığını ifade ederek "DEAŞ terör örgütü varken dahi örgütün buradaki rafinerilerdeki kaynakları dışarıya sattığına şahit oluyorduk, nasıl satılıyor? Doğrudan bir satış olmuyor ama Zaten Suriye'de bu işle ilgilenen, özellikle rejimle bağlantılı ve Esad ailesiyle yakın iş adamları kurdukları şirketler aracılığıyla tüccarlar tankerlerle giderek bu petrolleri alıyor. Daha sonra buradan alınan ürünler yine Suriye içerisinde tüketiliyor ve Suriye özellikle rejim bölgelerine gidiyor. PKK'nın eline geçtikten sonra da yine aynı şekilde tüccarlar vasıtasıyla özellikle katırcı ailesi ve şirketin işte yine Esad'a yakın bir aile. Bu petrol transferinde önemli rol oynuyor." dedi.

Abd petrolü rejime karşı kart olarak kullanıyor

Terör örgütü PKK'nın alıcılar aracılar vasıtasıyla Suriye petrolünü rejime sattığını belirten Orhan, ABD'nin de bu petrolü zaman zaman rejime karşı bir kart olarak kullandığını söyledi. Orhan, "Yani siyasi müzakerelerde sıkıntı yaşandığında veya Amerika'nın Esad rejimini baskılamak istediği dönemlerde bu satışları durdurdular ve bu da rejim bölgelerinde çok ciddi benzin kuyruklarının ortaya çıkmasına ve ciddi bir enerji krizi yaşanmasına sebep oldu. Zaman zaman bu satışı kesip rejim üzerinde baskıyı arttırmaya çalışıyor ama şu anda bu satış yine alıcı aracılar vasıtasıyla devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin son dönemde terör örgütünün ekonomik altyapısını da hedef aldığına işaret eden Orhan "Türkiye dolayısıyla yani örgütün de bu ekonomik kaynaklarının yani oradaki o askeri yapısını finanse edilmesini sağlayan bu ekonomik kaynakları kurutmaya veya zayıflatmaya dönük Türkiye'nin de çabaları devam ediyor." dedi.

KAYNAK: HABER7