Amerikan ordusunda iki yıl görev yapıp ayrıldıktan yıllar sonra, askeri üniformayı bu kez Rojava’da YPG için giyen Jordan Matson, kendisini Suriyeli Kürtlerle birlikte savaşmaya iten süreci BBC'ye anlattı.
Abone olJordan Matson, Amerikan ordusunda iki yıl görev yapıp ayrıldıktan yıllar sonra, askeri üniformayı bu kez Rojava’da YPG için giymiş bir asker.
Kişisel nedenlerle ayrılmak durumunda kaldığı ABD ordusu için muharip göreve gitmemiş.
Birkaç ay önce Chicago’dan İstanbul’a gitmiş; ardından da Diyarbakır’daki kontakları üzerinden, önce Irak’a sonra da Rojava’ya geçmiş.
Cezaa bölgesinde göreve çıktıktan kısa bir süre sonra İslam Devleti militanlarının havan toplu saldırısına maruz kalmış ve hafif yaralanmış.
Derik’teki hastaneden bir süre önce taburcu olan Matson, tekrar görev yerine gitmeyi bekliyor.
Jordan Matson ile, kendisini Suriyeli Kürtlerle birlikte savaşmaya iten süreci konuştuk.
_____________________________________________________________________________________________________________
Nasıl oldu da eski bir Amerikan askeri olarak Rojava’da IŞİD’e karşı savaşmaya başladınız?
IŞİD, iki üç yıldır gücünü pekiştirip, kendileri gibi düşünmeyen, kendilerinin inandıklarına inanmayan toplumlara saldırmaya ve soykırım yapmaya başladığında, dünyanın küresel güçleri bu durumu izlemekten başka bir şey yapmadı ve bu beni çok rahatsız etti. Ben de başka kimse yapmasa bile, buraya gelip bu insanları korumak istedim.
Rojava'ya gelmenizde Amerikan ordusunda bulunduğunuz dönemin bir etkisi oldu mu?
ABD ordusunda sadece iki yıl bulundum ve ardından kişisel nedenlerle ayrılmak zorunda kaldım. Post travmatik stres bozukluğu teşhisi kondu. Orduda bulunduğum dönemde yurt dışında muharip görev yapmak istememe rağmen yapamadım. Ülkemi ya da birilerini korumak benim karakterimde var. Benim işim bu. Rojava'ya da, buradaki insanlara yardım etmek için geldim.
Aynı zamanda inançlı bir Hristiyansınız. Bu durumun buraya gelmenizde nasıl bir rolü oldu?
Buradaki insanlar, özellikle de Hristiyanlar, dış dünyadan yardım istiyorlardı. Onlara, ya topraklarınızı bırakıp gidin ya da zorla Müslüman olun dayatması yapılıyordu. Birçok defa bu yolda öldürüldüler de. Fakat Suriye'nin Kürt bölgelerinde, sevgiden başka bir şeyle karşılaşmadım. Beni burada bir kiliseye, Müslüman biri götürdü. Ülkenin bu kesiminde, insanlar birbirlerine eşit muamele ediyor. Başta buraya Hristiyanları korumak için gelmiştim; fakat geldikten sonra tüm toplumu korumak için savaşmaya başladım. Buradaki insanlar barış içinde yaşıyor ve birbirlerine karşı sevgi ve saygıdan başka bir duygu beslemiyorlar.
Rojava'ya gitmeye ne zaman karar verdiniz ve bu karara varmanızda etkili olan bir şey yaşadınız mı?
Buraya gelmeden birkaç ay öncesinde bölgeyi daha yoğun şekilde araştırmaya başladım. Farklı toplumların barış içinde bir arada yaşamalarını öngören grupları incelemeye başladım ve YPG'yi gördüm. Sosyal medya üzerinden iletişime geçtim, yolculuk için para biriktirdim ve geldim.
İlişki kurup da onay aldıktan sonra gelmeye karar vermek kolay oldu mu ?
Hayır, oldukça zor bir karardı. ABD'den daha hiç ayrılmamış biri olarak bir anda dünyanın öbür ucuna geldim. Ben sadece inandığım yolda yürüyorum. Bu yolda yürürken de karşınızda kapılar açılır. Benim için de öyle oldu.
Ailenizin, yakınlarınızın tepkisi ne oldu?
Ailem, her anne baba gibi benim güvende olmamı istiyordu. Fakat benim bunu ne kadar istediğimi bildikleri için karşı çıkmayıp desteklediler. Zaten karşı çıksalar da geleceğimi biliyorlardı. Benim buraya geldiğimi duyan başka eski askerler de gelip savaşmak istiyor. Onlarla temastayım, yüzlercesi var. Birçok eski Amerikalı asker, Irak'ın son durumu konusunda oldukça üzgün ve tepkili. Hissettikleri Vietnam sonrasına benzer şeyler.
YPG'lierin arasında kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Kürtler, Batılılara, Avrupalılara, onlara yardım etmek için gelen herkese yakınlık gösteren bir halk. Bana büyük üne sahip biriymişim gibi davranıyorlar. Bu insanlardan sevgi dışında bir şey görmüyorum.
Göreve gittiğiniz ilk günlerde yaralanmışsınız.
Evet, geldiğimin ikinci günü cephedeki bir takımın içindeydim ve IŞİD saldırısına uğradık. Saldırı altı saat kadar sürdü ve takviye güç gelene kadar ateş altında kaldık. Çatışma sırasında bir havan topu şarapneliyle yaralandım. Ancak yaram ciddi değildi, hastanede tedavi altına alındım ve şimdi iyileştim. Tekrar cepheye gitmeyi bekliyorum.
Birlik arkadaşlarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz? Kürtçe biliyor musunuz?
Geldiğimden beri biraz Kürtçe öğrettiler; onlar da biraz İngilizce biliyor. Aradaki anlam boşluklarınıysa vücut dili ile dolduruyoruz.
Dünyanın en güçlü ordusunda görev yaptıktan sonra YPG'ye katıldınız, oradaki savaşçılık ve komuta düzeyini nasıl görüyorsunuz?
Buradaki birçok kişi sadece temel askeri eğitim almış. Fakat kırılmaz bir cesaretleri var. Yanıbaşlarındaki ailelerini ve topraklarını koruyorlar. Vazgeçmeye niyetleri yok ve tehlike gidene kadar da vazgeçmeyip sonuna kadar savaşacaklar. Bizler, hava saldırılarının öncesinde de, IŞİD'den bazı bölgeleri ele geçiriyorduk. Musul gibi bir kenti üç günde alan IŞİD, Kobani'yi bir aydan uzun bir sürede alamadı. Ciddi bir strateji ve komuta yapılanması söz konusu.
ABD'nin IŞİD konusundaki tutum ve stratejisine nasıl bakıyorsunuz?
Burada bulunmamın bir nedeni de, ülkemin bu konuda yanlış bir tutuma sahip olması. Şu anda bombalamalar ve silah yardımları işe yarıyor. Birçok IŞİD üyesini durduruyor. Fakat devamının gelmesi gerekli.