Yorum iliştiren okurların dikkatine
Ahmet Taşgetiren başta olmak üzere, her bir yazarımız 50 bin tık
alıyor günde.
50 bin tıka yaklaşık 120 yorum...
Ayıklananlar hariç.
Bunların içerisinde toplasan, 20 yorum, küfürlü veya küçük
düşürücü.
Bir çok okurumuz mesaj attı; "Yorumları kaldırmak yerine, süzgeçten
geçirebilirdiniz" diyor.
Doğru!
Ama, o yorumları sabahtan akşama kadar okuyan arkadaşlarımız da
insan. Hata yapabiliyorlar, küfürleri atlayabiliyorlar. Hem yorum
editörü arkadaşlar sadece yazar yorumlarına bakmıyor ki.
Hergün 7-8 bin yorum iliştiriliyor haberlerin altına.
4 kişi çalışıyor ve yine de yetiştiremiyor.
Gelelim çapulcuların sayısına...
"Bu sitede çapulculara geçit yok" dedim ya, topu topu beş tane mail
geldi.
Küfürler havada uçuşuyor.
İsim vermedim.
Kimseyi suçlamadım.
Suça, küfüre, hakarete ortak olmadım sadece.
Buna rağmen, bazı sanal kabadayılar ciyakladı, ana avrat düz gitti.
Üç bilemediniz beş kişi.. Fazlası yok.
Üzgünüm, iyi niyetimin tekrar suistimal edilmesine müsade
etmeyeceğim.
Haber yorumlarında da aynı şeyler oluyor haklısınız. Özellikle Kürt
vatandaşlarımıza karşı, akıl almaz hakaretler, küçük düşürücü
ifadeler kullanılıyor. Bazı densizlere göre, PKK ile tüm Kürtler
arasında hiçbir fark yok!
Yok böyle bir şey...
PKK'nın P harfini duymak istemeyen Kürtler var içimizde. Yapılan
hain saldırılarda en büyük acıyı içimizde yaşayan Kürtler var.
Onları bir terör örgütünün mensuplarıyla nasıl bir
tutabilirsiniz?
Ne ayıp?
Yakında haber yorumları için de bir dizi çözümler getireceğiz.
Yorum editörlerinin işi biraz daha kolaylaşacak.
Teknoloji geliştikçe herşey imkansız olmaktan çıkıveriyor.
Bence buna gerek olmamalı.. Ne filtreye, ne de başka bir engele
ihtiyaç duymamalıydık. Özgür bir ortamda, herkes birbirinin
fikriyle tartışabilmeliydi. Küfür, hakaret, küçük düşürücü ifadeler
dönüp dolaşıp sahibini buluyor. Ama fikirler kalıcı oluyor.
Bir de olayın hukuki boyutu var. İstanbul Basın Savcısı ile bir
görüşme yaptım geçen gün. Hiç kimse, bulunamaz diye efelenmesin,
eskisi gibi değil hiçbir şey. Teknolojinin muazzam gelişmesi,
polisin işini kolaylaştırıyor.
Beni bir iki sanal kabadayı tehdit etmişti.. Hiç bulunmayacakmış
gibi hareket etmişti. Öldürmekten söz ediyordu o muhteremler. Hepsi
kıskıvrak, şimdi mahkeme kapılarında sürünüyorlar.
Şimdi de "affet" maili gönderiyorlar. Affetmek tabii ki Allah'a
mahsus. Ama Türk adaleti affetmiyor. Kamu davası açılınca,
şikayetçi isterse şikayetinden vazgeçsin. Hiçbir şey olmuyor, o
dava devam ediyor.
İyisi mi, bu sıkıntıları yaşamamak için her ne olursa olsun, yorum
yapalım küfür etmeyelim, hakaret etmeyelim, bizimle aynı düşüncede
olmayan insanları küçük düşürmeyelim.
Bu çok zor değil!
Lütfen!
Not: Sevgili okurlar, üç gün Antalya'da 44. Altın Portakal Film
Festivali'ni izledim geçen hafta. Yazılar bu yüzden aksıyor.
Haklısınız, bu konuda bundan böyle daha dikkatli olacağım. Bence de
bu tür mazaretleri kabul etmemelisiniz!