BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Yolsuzluklara Pekşen formülü

Yeni TCK, gazeteciler için frenleme mekanizması görevini görecek. Basın, yolsuzlukların üzerine rahat gidemeyecek. Yalçın Pekşen'in bu konuda bir önerisi var.

Abone ol

Yeni TCK'yla Türkiye medyası yeni bir döneme giriyor. Basına gelecek olan kısıtlamalar, gazetecileri yeni formüller aramaya yöneltti. Akşam yazarı Yalçın Pekşen, diyerek yeni formüllerini ortaya koydu.

'Terzi kendi söküğünü dikemez' denir ki, doğruluğu bir kez daha ortaya çıktı.

Her kesime akıllar-fikirler veren medya, kendi sorunu konusunda akıllıca bir tutum takınamadı. Suçluları saldıktan sonra, gazetecileri cezaevine tıkmaya hazırlanan zihniyete karşı başarılı bir kampanya yürütemedi.

Yeni Türk Ceza Yasası'na bakılırsa bu hükümet zamanını doldurana kadar kaderimize boyun eğip, cezamızı çekeceğiz gibi görünüyor.

Ancak pek öyle değil...

Postu kolay kaptırmamak için elimizden geleni yapacağımızı da biliyorum.

-Nereden biliyorsun? derseniz, daha önce başımıza geldi; Türk basını, kaçın kur'ası...

Bunlar yeni ve tecrübesizler; Turgut Özal öğrendikten sonra 'rahmetli' oldu ama Süleyman Demirel daha yaşıyor.

40 yıllık iktidarı süresinde basına hoşgörülü davranmaktan başka olumlu bir icraatı olmadığı halde 'Bir Bilen' sıfatını boşuna kazanmadı.

Bu tavrın kendilerine yarayıp yaramayacağını anlamak için keşke bir de 'Baba'ya danışsalardı.

* * *

Yeni Türk Ceza Yasası yürürlüğe girince yolsuzluk yasaklanacak değil ya, sadece haberleri yasaklanacak. Haliyle yine yolsuzluklar olacak..

Peki bunların haberi verilmeyecek mi?

Hiç kuşkum yok, cezaevine düşmeden haber vermenin bir yolunu bulacağız. Yine hiç kuşkum yok, bulacağımız yeni haber yazma yöntemleriyle kendimizi dünyaya yeniden rezil edeceğiz.

* * *

Bunun örnekleri geçmişte yaşandı. İşte dünya basın tarihine geçenlerden bir örnek:

1982 Anayasa'sının oylanması sırasında ret oyuna destek vermek yasaklanmıştı. Ret oyu mavi renkli pusula ile verileceği için, gazete haberlerinde 'mavi' lafının geçmesi dahi sakıncalıydı.

İETT'nin mavi renkli abonman kartlarının değişeceği haberi üzerine gazetelere Birinci Ordu Sıkıyönetim Komutanlığı'ndan gönderilen 70 ve 71 nolu bildirilerde 'Mavi renk konusunda en ufak bir ima (dolaylı anlatım), telkin (yönlendirme) veya telmih (benzetme) gazete kapatma nedeni' sayılıyordu.

İşte o günlerde Behiç Ak'ın bir karikatüründe iki kişi arasında şu konuşma geçiyordu:

-'Denize bak, bugün rengi her zamankinden...

-Evet, her zamankinden daha...şey..

-Gökyüzünün rengi de şey...

-Evet, evet..şepşey...'

'Mavi' sözcüğü geçmediği için 'hiçbir şey' yapılamadı.

Deniz Som da Cumhuriyet'te yasaklar başlamadan ilk haber örneğini vermişti geçen gün. Hikmet Çetinkaya'nın duruşmasını izlemeye gittiği Üsküdar Adliye binasının dekorasyonunu anlatıyordu sadece.

Bence ne demek istediği gayet iyi anlaşılıyordu.

Böyle şeyler yazacağız, siz de anlayacaksınız, başka yolu yok!

Hatta yazmamıza bile gerek yok!

Eşek gibi çalışıyor ama insan gibi yaşayamıyorsanız, 'Ne oluyor?' diye bizden haber veya yorum beklemeyin: Anlayın ki, gene birilerinin eli cebinizdedir.

Bizim bir şey söylememize gerek kalmadan, o kişileri yeniden iktidara taşımayacaksınız.

YAZI:Yalçın PEKŞEN
AKŞAM