Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı tarafından 'Yolsuzluk' konulu bir araştırma yapıldı. İşte yolsuzluğun ana nedenleri..
Abone olEmniyet Genel Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen araştırmada, yolsuzluğun şeffaf olmayan yönetimler, kolluğun ve adli sisteminin etkin olmayışı ve kamu personelinin ücret seviyesinden kaynaklandığı belirlenirken, eşitlik ve adalet duygusunun zedelendiği ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı (KOM) tarafından 'Yolsuzluk' konulu bir araştırma yapıldı. Araştırmada, yolsuzluk, devletin gücünün ve kaynaklarının özel amaçlar için kullanıldığı, ekonomik düzenlemelerin ihlal edilerek kamu kaynaklarının talan edilmesi olarak nitelendirilirken, 3 ve daha fazla kişinin biraraya gelerek, bazı kamu görevlilerin de katılımıyla devlet hazinesini zarara uğratılması fiilinin yolsuzluk suçunu oluşturduğu belirtildi. Yolsuzluk çeşitleri ise; ihale yolsuzluğu, gümrük yolsuzluğu (hayali ihraca ve ithalat), tarım desteklemeleri yolsuzluğu, banka yolsuzluğu olarak nitelendirildi. Araştırmada banka yolsuzluğu ise şöyle sınıflandırıldı: "Back to back yöntemiyle, Off-Shore bankalar kurarak, vergi cennetlerinde şirketler kurarak, banka sahibinin şirketlerine kredi görüntüsü altında para aktarmasıyla, İmar Bankası örneği (çifte kayıt tutma)." Araştırmada, yolsuzluğunun başlıca nedenleri olarak, kolluğun ve adli sisteminin etkin olmayışı, şeffaf olmayan yönetim ve uygulamaları,kurumsal kontrollerin yetersizliği, bürokrasinin kalitesi ve karmaşıklığı, ihalelerde ve harcama kararlarındaki belirsizlikler, kamu personelinin ücret seviyesi olarak sıralandı. Araştırmada, demokrasinin temel unsurlarından olan hukuka bağlılık ilkesinin yolsuzluklar sonucunda temelden zedelendiği belirtilirken, diğer etkiler ise şöyle sıralandı: - Kamu mallarına ve imkanlarına eşitlik içinde ulaşabilme ilkesi ortadan kalkmakta. - Kamusal makamlar ya da görevler küçük bir gruba hizmet sunan ve karşılığında çıkar sağlanan yerlere dönüştürmekte. - Yolsuzluk yasal otoriteye karşı duyulan saygıyı zedelemekte. - Siyasi otorite halkın desteğinden yoksun kalmakta, iktidar ve halk arasında yabancılaşma başlamaktadır. - Eşitlik ve adalet duygusu zedelenmektedir.