Kamu reformu yasasıyla teftiş kurulları kaldırılıyor. Birçok yolsuzluk operasyonlarına imza atmış teftiş kurullarına Milliye yazarı Fikret Bila'dan destek geldi.
Abone olİşte Fikret Bila'nın köşe yazısı: Kamu reformu yasasıyla teftiş kurulları kaldırılıyor. Tasarının gerekçesi özetle müfettişlerin işe yaramadığı yargısına dayanıyor. İktidar sözcüleri gerekçeyi savunuyorlar. Diyorlar ki: "Müfettişler işe yarasaydı bu kadar yolsuzluk yapılır mıydı? Bu yolsuzluklar yapılırken müfettişler neredeydi?" Bu gerekçe ve sav gerçeklerden çok uzaktır. Yolsuzlukları yapanlar ve kapatanlar müfettişler değildir. Aksine, yolsuzlukları ortaya çıkaranlar, kamuya mal edenler müfettişlerdir. Teftişe karşın yolsuzlukların devam etmesinin nedeni, yönetimler, özellikle de siyasi iktidarlardır. Sadece yakın zamanda kamuoyuna yansımış yolsuzluk dosyaları anımsanırsa, müfettişlerin ne işe yaradığı çok rahatlıkla görülebilir. Susurluk olayından başlayıp, balina, buffalo, kartopu, vurgun, örümcek, kasırga 1 - 2 - 3 - 4 gibi operasyon dosyalarına, içi boşaltılan bankalarla ilgili raporlara bakılırsa, müfettişlerin ne işe yaradıkları görülür. Türkiye'nin dış borcuna eşit boyuttaki 61 milyar dolarlık yolsuzluklarla ilgili raporların hepsinde müfettişlerin emeği vardır. Bu yolsuzlukların ortaya çıkarılmasında, takip edilmesinde, sorumluların yakalanmasında sadece polisin değil Başbakanlık, Maliye, Adalet, Mülkiye, Gümrük müfettişlerinin, bankalar yeminli murakıplarının katkısı çok büyüktür. Şikayet, bu yolsuzlukların bir sonuca bağlanamamış olması, sorumlularının serbestçe dolaşmalarıysa, bunun sorumlusu müfettişler, teftiş kurulları değildir. Hükümet bu sonucun sorumlularını idarede ve siyasette aramalıdır. Müfettişlik özel formasyon gerektiren bir kariyer meslektir. Muhakkik olarak görevlendirilecek normal memur, müfettişin yapacağı teftişi yapamaz. Teftiş için eğitilmemiş, donatılmamıştır. Ayrıca Başbakanlık ve Maliye müfettişleri genel denetim yetkisine sahiptir. Sadece kendi kurumlarını değil diğer kamu kurumlarını da denetleyebilir, her düzeyde görevliden bilgi ve belge isteyebilirler. Bu yetkilerle donatılmamış olan memurların amirlerinin görevlendirmesiyle yürütecekleri denetim işlevsiz kalacak, idarenin ve siyasi otoritenin istekleri dışına çıkamayacaktır. İşlevsiz olan bazı teftiş kurulları olabilir. Her düzeyde kurumun teftiş kurulu bulundurması gereksiz bulunabilir. Bunların saptanması ve ayıklanması yararlı da olur. Ancak, Başbakanlık, Adalet, Maliye, Mülkiye gibi devletin temel denetim işlevini üstlenmiş teftiş kurullarının muhafaza edilmesinde fayda vardır. Ki bu asırlık kurumlar sadece teftiş elemanı değil aynı zamanda nitelikli üst düzey yöneticilerin yetiştiği, uluslararası görevler yürütebilen elemanların da kaynağını oluşturan bir çeşit mesleki eğitim kurumlarıdır. Tasarının bu açılarından gözden geçirilmesi ve önerilerin dikkate alınması amaca daha uygun sonuçlar verecektir.