BIST 9.550
DOLAR 34,55
EURO 36,00
ALTIN 3.006,36
HABER /  GÜNCEL

YÖK'ten Vorkink'e tepki

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Vorkink 'YÖK kaldırılsın' dedi. Bu sözlere tepki gösteren YÖK Başkanvekili İsa Eşme, Vorkink'e 1961 yılında geçen bir olayı hatırlattı.

Abone ol

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink'in YÖK'e ve ÖSS sistemine yönelik eleştirileri konusunda, ''Ben bu kişiye, tarihi biraz karıştırmasını tavsiye ediyorum'' dedi. Eşme, Türkiye Özel Okullar Birliği'nce Antalya'da düzenlenen ''AB Vizyonu Türkiye'de Eğitim ve Özel Okullar'' başlıklı sempozyum kapsamında, ''İlköğretimden Yükseköğretime Yönlendirme ve Sınav Sistemi'' konulu panelde konuştu. 2005-ÖSS sonuçlarına ilişkin bilgi veren Eşme, 2005-ÖSS'de 2 bin 46 okul birincisinin sıfır puan aldığını kaydetti. Meslek lisesi mezunlarının yükseköğretime giriş oranlarına ilişkin de bilgi veren Eşme, puan türlerine göre başarı ortalamalarının düşüklüğüne işaret etti. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak, ÖSS'de değişikliğe gidildiğini söyleyen Eşme, katsayı ile ilgili tartışmalara da değindi. -MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİ SAYILARI- Meslek liselerinde okuyan öğrenci sayılarına ilişkin açıklamalar yapıldığını, ''rakamlar ifade edilirken hile yapıldığını'' söyleyen Eşme, şunları kaydetti: ''Meslek lisesi öğrenci sayıları için bazı rakamlar telaffuz ediliyor, 'yüzde 3 kadardır' diye. Burada hile yapılıyor. Kime göre oran veriliyor, tüm öğrencilere göre. Türkiye'nin nüfusuna göre oranlarsanız çok daha düşük çıkar. Bir meslek lisesi öğrencisinin az mı çok mu olduğunu açıklayabilmek için başka meslek lisesi öğrencilerine göre bunu oranlamak gerekir. 2004 yılı verilerine göre endüstri meslek lisesinde 166 bin 181, ticaret liselerinde 109 bin, kız meslek liselerinde 79 bin, imam hatip liselerinde de 59 bin 195, yani oran yüzde 2-3 değil, yüzde 11.2'dir.'' Meslek lisesi öğrencilerinin ÖSS'den aldıkları puanlar hakkında bilgi veren Eşme, ''Veriler değerlendirildiğinde, hiç katsayı olmasa, meslek liselerinden yalnızca imam hatip lisesi mezunlarının sözel puan alan yerlere girebileceğini'' ifade etti. -''FEN'İN AĞIRLIĞI ARTIRILDI''- 2006 yılında uygulanacak ÖSS sistemini anlatan Eşme, sınavda fen derslerinin ağırlığının artırıldığını, çünkü öğrencilerin fen alanından aldıkları puanların çok düşük olduğunu anlattı. Eşme, öğrencilerin fen sorularına çok az ilgi gösterdiklerini, ancak ''fen''in bir ülke için çok önemli olduğunu, bunu görmezden gelemeyeceklerini vurguladı. İsa Eşme, ''Fen okur yazarı olmazsak doğayı algılayamayız. Çocuklarımız başka taraflara doğru yönlendirilir. Dünyanın hiçbir yerinde feni bu kadar dışlayan başka bir ülke görmedim'' diye konuştu. -''EMRİNİZ OLUR''- YÖK Başkanvekili Eşme, dünkü sempozyumun açılışında Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink'in açıklamalarına da değinerek, şöyle konuştu: ''(Türkiye'de ÖSS değiştirilmelidir, YÖK kaldırılmalıdır) demiş. Emriniz olur. Ben bu kişiye biraz tarihi karıştırıp, şu belgeyi bulmasını tavsiye ediyorum: Yıl 1961. Ankara'da Beşevler'de Yüksek Öğretmen Okulu kurulmuştur. Son derece başarılı bir model. Amerikalı bir eğitimci geliyor, o dönem bakanı Hilmi İncesulu bildiğim kadarıyla, talimat veriyor, 'bu okulu derhal kapatın' diye. Çünkü bu okul, onların yardımıyla açılmış. İncesulu'nun verdiği çok güzel bir cevap var. Lütfen onu arşivden bulsun. Günün birinde Hilmi İncesulu gibi bir bakan gelir, ona cevap verir.'' Sempozyuma katılanların, ''İncesulu ne cevap vermiş'' soruları üzerine Eşme, ''Türkiye Cumhuriyeti bağımsızdır, kendi kararlarını kendisi verir. Bu ülke çok yoksul dönemlerinde Kurtuluş Savaşı kazanmıştır'' şeklinde yanıt verdiğini söyledi. Eşme, ''Bu sistem, şunun veya bunun demesiyle değil, bizim kendi ihtiyaçlarımız nedeniyle gözden geçirilmelidir'' diye konuştu. Bu değişikliğin ortaöğretim ve yükseköğretim bir bütünlük içinde ele alınarak yapılması gerektiğini söyleyen Eşme, ''Yapılacak işlemin ilk adımı ortaöğretim reformudur. Bugün liselerde sınıfta kalmak sınıf geçmekten daha zor'' diye konuştu. -FORMASYON EĞİTİMİ- Öğretmen eğitiminin önemli olduğunu ifade eden Eşme, ''veterinerlik mezunundan öğretmen olamayacağını'' söyledi. Eğitim fakültelerinden her yıl 40 bin mezun çıktığını, ancak bunların çok az bir kısmının atanabildiğini kaydeden Eşme, ''Fen edebiyat fakültesi mezunlarına formasyon eğitimi vererek öğretmen olma imkanı sağlanacağı'' yönünde açıklamalar yapıldığını belirterek, eleştirdi. Eşme, ''Fen edebiyat fakültesi mezunları öğretmen olarak atanacak, formasyonla atanacak gibi şeyler, öğretmenlik mesleğine çok zarar verir. Bu anlamda yetkililerin, bu sorunları çözmekle yükümlü olan yetkililerin, öğretmen eğitimine önem vermesi gerekir. Öğretmen eğitimine önem vermenin birinci koşulu da öğretmenliğin meslek olduğunun kabulüyle başlar'' dedi. Prof. Dr. İsa Eşme, ÖSS sisteminin nasıl olması gerektiğiyle ilgili kasım ayında bir toplantı yapıldığını da belirterek, bu toplantının devamı niteliğinde 2006 Mart ayında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in başkanlığında bir toplantı daha düzenleneceğini kaydetti. -ÖZELEŞTİRİ- Konuşmasında neyi başarıp başaramadıkları konusunda özeleştiri de yapacağını söyleyen Eşme, ÖSS'nin asgari bilgi donanımına sahip adayları seçtiğini ve en donanımlı olanları belirlediğini kaydetti. Eşme, ÖSYM'nin Türkiye'nin en güvenilir kurumlarından biri olduğunu ifade etti. ÖSS'de ''başaramadıklarını'' da anlatan Eşme, gazetecilerden söyleyeceklerini ''YÖK Başkanvekili de ÖSS'yi eleştirdi'' şeklinde değerlendirmemelerini istedi. ''Çünkü ben geçmişte de ÖSS'yi çok eleştirenlerden birisiydim, şimdi buraya gelince neden 180 derece döneyim'' diyen Eşme, değerlendirmenin bir bütün içinde yapılması gerektiğini söyledi. Eşme, ÖSS'ye eleştirilerini şöyle sıraladı: ''Çoktan seçmeli sorularla öğrencilerin analiz, sentez ve değerlendirme yapabilme yeteneklerini ölçmek zor. Bu bir gerçek. Adayın, sözlü ve yazılı olarak kendilerini ifade etme becerileri ölçülemiyor. Bu yetenekler, yükseköğretimde önemli olan yeteneklerdir. Müfredat dışı okuma, sosyal ve öteki uğraşlar, değişik faaliyet ve projelere katılım, üniversiteye giriş sınavı açısından bir vakit kaybıolarak görülüyor. Bunların getireceği katkı ve zenginlik ölçülemiyor. Bütün bunlar doğru, bunu hepimiz biliyoruz.''