BIST 9.627
DOLAR 35,24
EURO 36,79
ALTIN 2.961,36
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI

'YÖK reformları başarısız'

DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, YÖK tarafından hazırlanan Yükseköğretim kanun taslağı hakkında sendikanın ilgili kurullarınca hazırlanan rapor sonuçlarını değerlendirdi.

Abone ol

2012 Aralık ayında meclise sunulacak olan ve YÖK tarafından hazırlanan Yükseköğretim kanun taslağı hakkında sendikanın ilgili kurullarınca hazırlanan rapor sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulunan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Yeni YÖK yasasında üniversite konseyi ve senatosunda üniversite öğrencilerine de söz, yetki ve karar hakkı verilmesi gerektiğini aksi takdirde sivil, demokratik ve özgürlükçü üniversite hedefinin oluşamayacağını söyledi.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNDE ÖĞRENCİLERDE OLMALIDIR

103’ü devlet üniversitesi olmak üzere Türkiye’de toplam 168 üniversite olduğunu ve buralarda 4 milyon öğrencinin okuduğunu belirten DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Üniversitelerde akademik personel dışında on binlerce memur ve idari personel de bulunuyor. Üniversitenin yönetim ve karar mekanizmalarında öğrenciler yanısıra bunlara da yer verilmelidir. Üniversite hocasıyla, öğrencisiyle ve diğer eğitim personeliyle bir bütündür. Ayrımcılık yapılmamalıdır. Üniversitelerimizin kurumlaşma, nitelik ve kültür sorunları varsa, bilimsel sıçrama ve inovasyonu yakalayamıyorsa en mühim nedenlerinden birisi de budur. Demokratik yönetişim, birlik ve ortak akıl yoksunluğudur” dedi.

TÜRKİYE BÖLGESİNİN EĞİTİM ÜSSÜ OLMALIDIR

Üniversitedeki öğretim üyelerinin sözleşmeli hale gelmesi, her öğretim üyesinin, bölüm ve fakültenin ar-ge çalışmaları ve performans puanı doğrultusunda hesap verilebilirliğinin olması gibi hususların üniversitelere kalite ve verim getireceğini söyleyen Gürkan Avcı, Yeni YÖK yasanın tersine bir beyin göçü başlatacak derinlikte olması yanı sıra üniversite personelinin ekonomik ve demokratik haklarını da iyileştiren hususları içermesi gerektiğini kaydederek, “Yeni YÖK yasanını en önemli hedeflerinden birisinin de Türkiye’yi bölgesinin eğitim üssü haline getirmek olmalıdır. Türkiye’de hâlihazırda 40 bin yabancı öğrenci var ve bunun üçte ikisi Türk devletlerinden gelen burslu öğrenciler. Bu sayı hem nitelik hem keyfiyet açısından çok yetersiz. Türkiye’ye asla yakışan rakamlar değil” diye konuştu.

YÖK 12 EYLÜL DARBESİNDEN BERİ SATATÜKOSUNU KORUYOR

168 üniversitenin yüzlerce kürsüsünden Türkiye'nin sorunlarının çözümüne dair çok cılız ses çıktığını söyleyen Gürkan Avcı, “ YÖK , 12 Eylül darbesinden beri baskıcı, statükocu ve antidemokratik tavırlarından pek bir şey kaybetmedi. Üniversite hocalarının, öğrencilerin ve diğer eğitim bileşenlerinin üzerinde karabasan gibi duran YÖK, beklide yükseköğretim sistemimizin ve bilvesile Türkiye’nin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birisi oldu. Bu itibarla YÖK’ü ve reformlarını çok başarısız ve yetersiz buluyorum. Bunun sonucudur ki en fazla konuşması gereken, en çok katkıda bulunması gereken, en anlamlı rehberlik yapması gereken üniversiteler hiç konuşmuyor. Üniversitelerimizin ülkemizde bilimi, teknolojiyi, icat ve yenilikleri, gerçekliği, doğruluğu ve iyiliği arayan kuruluşlar haline gelmesi gerekiyor. Üniversitelerimizde özgürlük, demokrasi olmadığı takdirde bilim ve eğitim merkezli sistemler geliştirilmediği takdirde bugün olduğu gibi bilgi noksanlığını ideolojiyle dolduran, mesuliyetsiz bir özgürlük talep eden, kalitesiz, baştan savma, üretmeyen, kişisel hırs, gruplaşma, paylaşma ve kamplaşmaların her şeyin önüne geçtiği, tercüme odası görünümlü sözde üniversitelerden kurtulamayız. Küresel güç ve bölgesel aktör olmaya başlayan, Yeni ve Büyük Türkiye, 2023 hedefine üniversitelerin mihmandarlığı ile koşabilir” dedi.

YÖK’Ü VE REFORMLARINI BAŞARISIZ BULUYORUM

Türkiye’de yaşanan terör, yoksulluk, adaletsizlik, ayrımcılık, fırsat eşitsizliği, eğitim hakkı, çevre kirliliği, nüfus artışı, kültür, siyasi yozlaşma, trafik terörü, deprem gibi sorunların çözümünde üniversitelerin sessiz kalmasına tahammül edemediğini söyleyen Gürkan Avcı, “Üniversitelerimiz bulundukları il ve ilçe için dünyaya açılan birer pencere olmalıdır. Kadim medeniyetimizin ve zengin kültürümüzün müceddidi olmalıdır. Demokratik ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de üniversiteler kendilerini bu sorunların dışında tutamaz. Üniversiteler gerektiğinde toplumla, yöneticilerle ve iktidarlarla ters düşen fikirler ortaya koymalı, onları eleştirebilmelidir. Üniversitelerimiz küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve sivil toplumun beklentilerini karşılayan dinamik kurumlar olmalıdır. Üniversite öğrencilerimiz dünyanın değerlerini tanıyan, gelişmelere ve yeniliklere duyarlı, teknolojiye hâkim, hem ülkesinde hem de başka ülkelerde kendini ispat edebilen bireyler olabilmelidir. Aksi halde ne toplumsal gelişme ve ilerleme ne de özgür üniversite olabilir. Fakat yeni YÖK yasası taslağında bunları sağlayacak ifadeleri göremiyorum” diye konuştu.